Harry hala Sam'e kötü bakışlar atarken Louis ikisinin arasında gergince oturuyordu. Yanan göbeği de buna tuz biber oluyordu. Harry her an Sam'in üzerine atlayabilirdi. "Sen niye gitmiyorsun?"
"Sana ne, sen yokken ben geliyordum buraya." Harry dişlerini sıktığında Louis alt dudağını dişledi. Kesin bir şey olacaktı.
"Sen yokken de ben onun hayatındaydım. Senden daha çok."
"Evet o kadar zaman yanında olup duygularını anlamayacak kadar çok yanındaydın." Harry ayağa kalkıp hareketlendiğinde Louis'de onunla kalkıp ellerini Harry'nin göğsüne bastırarak durdurmaya çalıştı.
"Harry!" diyerek uyardı.
"Sanane lan, sana mı kaldı? Seviyorsam seviyorum."
"Hadi ama dostum, kim yanındaki insanı sevip sevmediğini anlayamaz ki? Kendini kandırıyorsun resmen? Seninle olamıyor bari bırak başkalarıyla olsun ve hayatını daha mutlu geçirsin."
"Bana bak sarı kafa, sinirlerimi bozuyorsun. Başkasıyla falan olamaz."
"Neden? Madem senin ona karşı duyguların yok gayet de başkalarıyla görüşebilir." ikisi birbirine sürekli bağırırken Louis bir zor tuttuğu Harry'ye bir Sam'e bakıyordu.
"Başkasıyla falan olamaz. Var mı lan bir diyeceğin, seviyorum. Başkasıyla da paylaşamam." Bu cümleden sonra herkes bir anlığına durdu. Sam gülüp Harry'nin kolunu pat patladı.
"Adama böyle itiraf ettirirler koçum. Hadi sizin konuşacaklarınız vardır, gittim ben." deyip sırıttı. O evden çıktığında ikisi de sessizce durdular oldukları yerde. Louis hala Harry'nin göğsünde olan ellerini çekti. Başını kaşıyıp etrafına bakındı. Harry'nin bir anda gaza gelerek söylediği şey her ne kadar arkadaşça ya da refleksle söylenmiş olsa da Louis'nin kalbinin ritmini değiştirmişti.
"Ben yatak örtüsünü değiştireyim." deyip arkasını döndü ve koşar adımlarla odasına gitti. Harry ise orada ne yapacağını bilemez halde duruyordu. Louis aklını meşgul etmek için yatak örtüleri çıkarıp yenilerini takıp tamamen dümdüz olana kadar düzeltmeye devam ett.
"Louis?" Harry'nin sesi nefeslerinin sıklaşmasına neden olsada 'hmm?' diyerek karşılık verdi hala yatak örtüsüyle oynamaya devam ederek. Harry tekrar "Louis?" dediğinde ona bakmayıp ne yaptığını bilmeden elini yatağın üzerinde gezdirdi. Harry dayanamayarak onu kolundan yakalayıp kendine çevirdi.
"Oldu artık o." Louis gözlerini kırpıştırarak baktı ona. Harry, Louis'nin gözlerinin titrediğine yemin edebilirdi. "Az önce-"
"Tamam Harry, sorun yok. Arkadaşça, bir anda ağzından öyle çıktığını biliyorum."
"Hayır." Louis'nin kaşları çatıldı. Harry'nin ne dediğini anlamaya çalışıyordu. "Hayır, arkadaşça söylemedim. İçimden gelerek, Sam'in iddia ettiği şekilde söyledim." Louis'nin tek tepkisi sertçe yutkunmak oldu.
"Lou, tepki ver."
"Be-ben- ben ne demeliyim bilmiyorum." konuşurken sesi bile titriyordu. Harry parmak uçlarıyla Louis'nin perçemini yukarı ittirdi. Louis'nin gözleri kapandığında Harry'nin her zaman hayran olduğu kirpikler daha çok ortaya çıkmıştı. Parmak uçlarının rotası bu defa Louis'nin kirpikleri oldu.
Louis için her şey ağır çekimde gibiydi. Kalbi ağzında atarken Harry'nin elini tuttu. "Lütfen, sadece uyuyabilir miyiz?" Harry onu başıyla onaylayıp yatağı gösterdi. Louis'nin sırtı Harry'nin göğsüne yaslıyken ikiside güneş doğana kadar uyumadan öylece durdular. Sabaha karşı uyuduktan sonra sabahın erken saatlerinde çalan alarmı ikisi de umursamayıp sarılarak uyumaya devam ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brothers? | Larry
FanfictionHarry ve Louis herkesin bildiği ölümüne kardeşler. Peki gerçekten öyleler mi?