Merhaba ben Lisa Black.
Bu gün annemi ziyaret edicem. Hastane'ye girdi. Danışmalıkta olan Laura beni görünce gülümsedi. Bende ona gülümsedim. Sonra ise gülümsemesi düştü. "Ben anneme bakacaktım" "umm... O-o m-meşgul o" "bir şey saklıyorsun Laura" "b-ben mi y-yo" "kekeliyorsun,gözünü kaçıyorsun ve terliyorsun." "Zeki-sin annen dün ölü olarak bulundu" "n-ne" dedim. Gözüm kapandı. Uyandığımda başka bir yerdeydim. Hastane odasında oluğumu anlamam bir kaç saniye sürmüştü. İçeriye Adam girdi. Sıcak bir gülümsemeyle bana baktı. Gülümseme gereyi duymadım. "Noldu bana?" "Annenin öldüğünü duyunca bayılmışsın" bunu söylerken yüzünden düşen bin parça gibiydi. Benimde öyle aslında. "Ne zaman çıkıcam?" "Kendini ne zaman iyi hissedersen." "İyim ben" "o zaman,çıkışını yapayım ben,sende dolapta duran kıyafeti giy." Bende direk kalktım. Dolapta duran en çok almak istediğim kıyafetler burda idi. Fakat benim içimde en ufak bir değişiklik yok tu. Biraz olsada garipsedim. Lavobo'ya girdim. Ve kendime baktım. Keşke bakmaz olaydım. Gözüm'e bakınca sanki duygusuz gibi hissettim kendimi,üstüme geçirdim. Odadan çıktım. Koridorlarda yürümeye başladım. Artık nereye gideceğimi bille bilmiyorum. Herhalde Japonya'da ki ablamın yanına giderim dedim. Danışmanlığa varınca telefon'um aklıma geldi. Danışmanlık ta duran Laura'ya baktım. "Laura,benim telefonum'u alabilir miyim?" "Tabiki" dedi ve bana telefonumu uzatı. Bende aldım. Zorda olsa gülümsdim çok zordu. Ablamı aradım.
Bana bilet almıştı. Ben ise otabüs bana kötü geliyor dedim. Bana uçak bileti aldı. Hava alanına varınca uçağı bekledim. Uçağa bindim. Uçak sehayatim 5 saat mi ne sürdü. Ablamın evine girdim,beni görünce sıkı sarıldı. Bende ona sarıldım.
Bir kaç yıl sonra;
Teyzemin yanına giticektim. Buradaki eğitimimi bitirmiştim. Ek olarak da ilk yardım gibi dersler ve Eskrime başlamıştım ve aikido'ya.Ve bazı dill kursuna gitmiştim. Yaz tatili için gidicektim. Orada kalma kararı almıştım. O yüzden bavul da hazırladım. Ablam beni uğurladı.
İngiltere'de;
Uçaktan indikten sonra teyzemi aradım. Eve gelebilir misin? Dedi. Gelirim dedim. Eve vardım. Bavulumu koydum. Gezcem dedim. Evden dışarı çıktım. Biraz gezdikten sonra bir orman gördüm. Girem dedum. Girmemle acı bir inleme duydum. Sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Yerde maskeli olan birini gördüm. Acı bir şekilde bağırdı. Bende yanına gittim. Ve yanına oturdum. Yaralı olan yerine baktım. "Hey,sen kimsin?" "Biraz sakin olun yaranız çok feci görünüyor. Onu sarmamız gerekiyor" "peki,neden bu kadar önemsiyorsun ve neden sana güveniyim" "birincisi yaran çok derin,ikincisi benim ilk yardım eğitimim var bırak lütfen yardım ediyim." 'uf peki" dedi. Bende yarasını sardım. "Benim gitmem lazım" "hayır bu ayakla bir yere gidemezsin" "hayır,ben iyiyim" ayağa kalktı ve bir anda düştü,bende onu refleks icabı tutum ve onu yürümesine yardımcı oldum. "Ben yürüye bilirdim" "hı-hı,az önce yürümek isteyen biri ayağa kalkıp düşmez herhalde" "uf peki buradan sağa dönmemiz gerekiyor." Sağa döndük. Dışarısı yıkık düşük bir yer karşıladı. "Burada mı yaşıyorsun?" "Evet,noldu ki" "yok birşey" dedim. Kapıyı tıklatım. Kapıyı açan paylonço kılığında biri açtı. Beni görünce şaşırdı. "Ee çekilicek misin yoksa zorla mı girelim?" Paylanço geri çekildi. Bende onla içeri girdim. "Nereye geçebiliriz" "şu koltuğa geçin" o koltuğa geçtim. Yarasını açtım. Ordaki herkes bana bakıyordu. Bende ordaki kurşunu çıkartmaya başladım. "Ne bakıyorsunuz, ilk defa mı insan gördünüz."
•. • . •.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisa Black -Bir creepypasta Hikayesi-
FanfictionKız onu yaralı görünce içi el vermedi. Ona yardımcı olmak istedi. O yüzden ona doğru yürümeye başladı. Ona yaklaştı. Çantasında olan ilk yardım malzemesi çıkartı. Onun yarasını sardı. O da gitmesi gerektiğini söyledi ama o ayakla yürümesi zor olacak...