Sunrise Taekook

ONESHOT

Merhaba bu benim ilk smutum saçmalamış olabilirim . Sizi fazla tutmayayım.
İyi okumalar

Jungkook sabah uyuya kaldığı için aceleyle evden çıkmış ve bir an önce metroya yetişmek için koşmuştu şanslı günündeydi ki metroya yetişebilmişti. Sabahın bu saatinde gereksiz kalabalık olan metroda dediğim gibi şanslı olduğu için hemen bir yer bulmuştu. Kulağına taktığı kulaklığıyla insanları incelerek vakit geçirmeye çalışıyordu. soluna döndüğünde minik bir kız çocuğu vardı. Elinde tuttuğu ayıcığa sarılmış annesine kafasını yaslamış bir şekilde etrafa bakıyordu. gözleri jungkookla kesişince utandı fakat jungkook ona içten ve tatlı bir gülümseme sergileyince minik kız da usulca ona gülümsemiş el sallamıştı ve inecekleri durak gelince annesi elini tutup kapıya doğru götürmüştü minik kızı o sıra bile kız jungkooka gülümsemeye devam ediyordu. Minik kız metrodan inince jungkook bir iç çekip ne kadar tatlı olduğunu düşündü ve kafasını sağa çevirdi o sıra gözleri bir çocukla kesişmişti ve jungkook kalakalmıştı o sırada. İçinden sadece ne kadar yakışıklı olduğunu geçiriyordu. Sanki yunan tanrısı gibiydi ya da çok sevdiği tabloya bakar gibiydi. Şu an bir ilkbahar gününde sokakta yürürken çıplak tenine ılık ılık rüzgarın vurduğu andaymış gibi rahatlamış gibi hissediyordu. Kendine gelmek için kafasını sağa sola sallamaştı ve fark etmişti ki esmer çocuk hala ona bakıyordu. Jungkook bu durumdan birazcık utanmış başını aşağıya indirmişti ve ufak bir tebessüm etmişti. İçinden keşke sabah erken kalsaydım da daha güzel hazırlansaydım diye düşünmüştü fakat şu an taehyungun onun ne kadar yakışıklı ve ilah gibi gözüktüğünü düşündüğünü bilmiyordu. Jungkook kafasını kaldırıp durağa baktığında inmesi gerektiğini hatta neredeyse durağa kaçıracağını fark edip alelacele kitaplarını alıp inmek zorunda kalmıştı ve bu yüzden birazcık da üzgündü. Üzgün olmakta haklıydı çünkü taehyung o sırada içinden tavşan çocuğun yanına gitmek için kendini motive etmeye çalışıyordu ki çocuk bir an önce inmek zorunda kalmıştı. İkisi de birbirlerine bakarken metro hızla gitmişti. Jungkook ise tüm gün esmer afeti düşünmekle geçirmişti ve bir hafta boyunca aynı metroda karşılaşmak için dua etmişti.

Bu olayın üstünden iki hafta geçmişti ve jungkook seokjin hyungunun doğum gününü kutlamak için canlı müziğin olduğu bara gitmişti. Aslında bugün çok yoğundu hazırlaması gereken bir tez varken burada olduğu için birazcık huzursuzdu ama söz konusu hyungu olunca ee tabiki kıramamıştı. Doğum günü kutlama zamanı gelmişti ve biricik hyunguna sarılıp hediyesini vermişti ve o sırada canlı müzik başlamıştı söyleyen kişinin sesine bayılmıştı jungkook ama bir türlü kafasını çevirip de bakmamış hyunguyla ilgilenmekle meşguldü. En sonunda kafasını kaldırıp sahneye baktığında dona kalmıştı. Sanki büyülenmiş gibi bedenini kontrol edemeden sahnenin başına doğru ilerlemeye başlamıştı. Sahnenin başına geldiğinde tutkuyla şarkı söyleyen esmer çocuk jungkooku fark etmemişti. Şarkıyı bitirince taehyung gözlerini açmış ve nefes nefese etrafa bakarken jungkooku fark etmişti ve sanki biraz önce depar atmış gibi nefesi tekrar hızlanmıştı. İkisi birbirine uzun uzun bakarken taehyung şarkıya girmesi gerektiğini fark etmiş ve şarkıya başlamıştı. Tüm şarkıyı jungkookun gözlerine bakarak söylemişti. Şarkı bitince sahneden inip jungkookun yanına adımlamışdı. İkisi de nefes nefese birbirlerine bakıyorlardı sanki her şey ağır çekimde gibiydi. Taehyung sonunda jungkookun yanına ulaştığında ne diyeceğini şaşırmıştı. İlk defa tanımadığı birinden bu denli etkileniyor ve otokontrolünü sağlayamıyordu. En sonunda sadece adını söylemişti ve aralarındaki tutkulu ilişkinin ilk kıvılcımı olmuştu.

" Merhaba ben kim taehyung."

"Ben de Jeon Jungkook ."

O gün taehyungun sahnesi bittikten sonra barmenin orada birlikte oturup içki eşliğinde sohbet etmişlerdi birbirlerini daha yakından tanımak için. gecenin ilerleyen saatlerinde ikisi de çakır keyif olunca aralarındaki kıvılcım daha da ateşlenmeşti. Taehyung elini jungkookun bacak arasına koymuş ve ona iyice yaklaşmıştı jungkook ise bu teklifi geri tepmenin salaklık olduğunu düşünerek kim taehyuga karşı bir hamle yapmıştı ve taehyungu iyice kendine çekmişti. İkisi de arzudan yanıp kavruluyorlardı.