21

473 38 10
                                    

Baekhyun ve Chanyeol'ün pratik odasına girdikleri gibi oldukları yerde çakılı kalması içeride ne olduğunu önündeki devlerden göremeyen Kyungsoo'yu sinirlendirmişti. " Niye durdunuz? Çekilsenize!"

Baekhyun direk arkasına dönüp Kyungsoo ve yanındaki Jongdae'ye "Çekileceğiz ama kendinizi hazırlayın ve sessiz olun."dedi. Jongdae Baekhyun'a göz devirirken Chanyeol'ün birden çekilmesiyle gözleri büyümüştü. Sessiz olmaya çalışarak "Ben size demiştim!" diye yerinde zıplamaya başladı.

Kyungsoo tek kaşı havada "Ben ne kaçırdım? Ange ve Sehun mu?" derken bir taraftan da ikilinin fotoğrafını çeken Baekhyun'a bakıyordu. Baekhyun cevaben sadece omuz silkti ve uyanmasınlar diye zaten karanlık olan ortamı loş ışıkları ve perdeleri kapatarak iyice karanlık yaptı.

Tabiki Baekhyun bunlarla yetinmeyecekti. Chanyeol'ün sırtına atladı ve sessizce onlara yaklaşmasını söyledi. "Sakın düşüreyim falan deme." diyen Baekhyun'a karşılık gülen Chanyeol her açıdan fotoğraf çeken Baekhyun'a oldukça yardımcı olmuştu.

İçeri "Oh my god.." diyerek giren Jongin ve ardından aynı tepkilerle giren Minseok ve Junmyeon da bu ekibe katılınca Sehun'un yıllarca uğraşsa silemeyeceği kadar fotoğraf birikmişti.

Sarmaş dolaş uyumak Sehun ile Ange'ye yaramış mıydı yoksa başlarına bela mı olmuştu belli değildi.

Yarım saat geçmesine rağmen uyanmayan ikiliye battaniye getiren Junmyeon nazikçe sereceği sırada içeri menajer girmiş ve Junmyeon örtüyü resmen üstlerine fırlatmıştı. Bilhassa yüzlerine.

Aniden uyanan Ange Sehun ikilisi Jongin'in "Menajer hyung! Ben de seni arıyordum! Dışarıda konuşabilir miyiz? Baek hyung hani menajer hyung ile konuşacaktık?" demesi ile durumu kavrayıp ses çıkarmamışlardı. Jongin'in Baekhyun'u da çağırmasının sebebi en güzel yalan uyduranın Baekhyun olmasıydı.

Yaka paça menajeri dışarı çıkardıktan sonra aynı anda ayağa dikilen Sehun ve Ange, üyelerin imalı bakışları arasında kalırken menajerin tekrar gelme olasılığını tek akıl eden zeki Minseok Ange'yi çekiştirerek küçük soyunma odasına soktu.

Üyeler Sehun'un yorgun bakışları ve kızarık gözlerinden ağladığını anlamışlardı. Çünkü Sehun ağladığında gözlerinin kızarıklığının geçmesi zaman alırdı. Menajer Minseok'un tahmin ettiği gibi içeri girdiğinde bu konuyu daha sonra konuşmak üzere bir köşeye kaldırdılar.

"Hyung." dedi Jongdae Menajere. "Neden geldin?" Bunun üzerine Menajerin kahkaha atması üyelerde şaşkınlık yaratmıştı. Ange ile Sehun'un sarılarak uyuduğu koltuğa doğru adımladı. Otururken de Sehun'a bakmıştı. Hafifçe tebessüm etti. "Biri falan gelir onları görür diye Sehun ile Bayan Fleur'u uyandırmak için gelmiştim." dediğinde Jongin kendini yere attı. "Boşuna mı o kadar uğraştım ben!?" Hemen Baekhyun atıldı. "Sen mi?! Asıl ben uğraştım!"

Menajer gülümseyen ifadesini bozmadan dün gece o ağlarken Ange'nin teselli ettiğini gördüğü Sehun'a bakıp ağzına fermuar çekti. Sehun Hyung'a teşekkür edermişcesine baktı. Menajer Sehun'un gözlerinden mesajı almıştı.

Menajer kasvetli havayı dağıtmak adına "Perdeleri ve ışığı açın." dedi. "Bayan Fleur'u da o odadan çıkarın." diye ekledi.

Herkes kafaları eğik bir şekilde kendilerini yere atarken Chanyeol yanında durduğu kapının kolunu indirdi ve Ange kırmızı suratıyla odadan çıktı. Fransızca "Rezil olmak kaderim herhalde." diye söyleniyordu.

Tabi Menajerin Fransızca bileceği aklına gelmemişti. Menajer Fransızca "Rezil falan olmadın." diye karşılık verdiğinde Ange şansına bir kez daha küfür etti. "İzninizle." diyerek odadan çıktı. Çıkmadan önce de gözleri, Sehun'un ona minnetle bakan  gözleriyle buluşmuştu.

-

-

-

-

THE RING • Oh Sehun [Askıda]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin