EDEBİYAT

11 1 0
                                    

Medya: Edebiyat Hocam.

Şimdi sizlere, okulda edebiyat dersinin nasıl geçtiğinden ve edebiyat hocamdan bahsedeceğim. Anlatacak bir şey bulamazsam da diğer hocaları anlatırım.

Adı Zeynep Dilara, soyadı ise Koç. 26 yaşında, ilk görevini bizim okulda yapan çıtır bir öğretmen. Ayrıca kendisinin türbanlı olması, sevgilisinin olmaması gibi ayrıntılar baya dikkatimi çekmişti.

O okula geldiğinden beri ortamın havası değişmişti. Zaten sınıfımıza adım attığı an ona karşı farklı bir şeyler hissetmiştim. İçimdeki hormonlar harekete geçmişti. Ama bir tek ben değilmişim böyle durumda olan. Genel bir sınıfın durumuna baktığımda erkekler, hocanın oldukça kapalı olan çiçekli elbisesinin üstünden bile belli olan iri göğüslerine bakıyorlardı. Hocaya ağızları sulanmış sırtlan gibi bakan erkekler aslında sinirimi bozmamıştı çünkü hiç değilse hocanın götünü birlikte eleştirecek kişiler bulmuştum.O öyle bir şeydi ki, hoca ne zaman yürüse efkarlı efkarlı bir sağa, bir sola sallanır, "Beni elle!" diye bize göz kırpardı.

Dilara hoca, geldiği gün herkesi tek tek kaldırıp kim olduğunu sormuştu. Sıra bana gelince ayağa kalmamı söylemişti ama ikimiz de tek kelime bile edemeyip, öylece birbirimizin gözlerine bakıp kalmıştık. O an anladığım kadarıyla o da benden bir çekim enerjisi almıştı.

Ben de kendimi tanıtınca, benimle dersten sonra konuşmak istediğini söylemişti. Zil çalıp yanına gittiğimdeyse, benden telefon numaramı istemişti. Ona, kalbimdeki bütün şefkatle gülümsemiştim ve, "Yoksa bana asılıyor musunuz, Dilara Hocam?" demiştim. Baya şaşırmışa benziyordu ve verdiği cevap beni üzmüştü, "Belki evet, belki hayır. Bunu zaman gösterecek tatlım."

Ertesi gün erkek arkadaşım olup olmadığını sormuştu ve ben "Hayır, erkeklerden hoşlanmıyorum," dediğimdeyse çok sevinmişti. Evet V Oppamı satmıştım...

O dönem veli toplantısına, annem gelmişti. Edebiyat öğretmenimi görünce kendinden geçmişe benziyordu. Annemin böyle davrandığını hiç görmemiştim. Vedalaştıkları sırada, annem Zeynoşumun elini bırakmakta baya zorlanmıştı.

Toplantıdan sonra eve geldiğimizde, bana dediği şey ile üzülsem mi gülsem mi bilememiştim. "Kızım... 2 tane annen olsa, senin için fark eder mi? Biliyorsun babanla birbirimizi sevmiyoruz ve senin edebiyatçı da çok tatlıymış. Onu kahve içmeye çağırıp fikrimi ona da söyleyeceğim. Tabii sen de izin verirsen."
Gülerek demiştim ki, "İyi de anne, gelecekteki gelininle nasıl evlenebilirsin ki? Ya da, sen onla evlen ama arada bana da ver olur mu?" Bunu duyunca şaşırmıştı ama aynı benim gibi, mutlu bir şekilde, cevap verdi, "Tamam kızım, ben Dilara ile evlenirim, sen de arada alırsın onu. Zaten senden hoşlanmış gibiydi. Beraber çok güzel bir aile oluruz üçümüz. Kardeşlerinle baban da başka bir aile kursun bir zahmet."

İşte, hayatımda önemli bir karar da böyle alınmıştı ve ben bundan oldukça memnundum. Babama da bu fikri açıklayınca, çok sevindi. Artık bir babam ve abimle kardeşim yoktu! Hayat cennete dönüşmüştü!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yırtık PakizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin