"Kediciğim."
Yeni uyandığı için hiçbirşey göremeyen Yoongi gözlerini ovusturmustu.
Anca kendine gelince karşısındaki adamı gördü.
"Kim?" Sesi yeni uyandığı için pürüzlü ve sessiz çıkmıştı.
Ona ne kadar söylersem söyleyeyim anlamayacak değil mi?
" Ta kendisi bebeğim." Kapı pervazına yaslanan adam gittikçe daha da tanıdık bir hale geliyordu.
"Beni nasıl buldun?"
Sırıttı büyük olan. Bu da soru muydu cidden?
"Bilmem."
Bir süre boyunca Taehyung Yoongi'nin her detayını inceledi. Karışmış mavi saçları, yeni uyandığını belirli eden gözleri, pembemsi dudakları... Yoongi'nin de pek bir farkı yoktu. Saç renginin kırmızı olduğunu bilmiyordu.
Halbuki Taehyung, Yoongi'yle uyumlu olmak için daha bu sabah boyatmıştı saçlarını.
"İçeri almayacak mısın?" Çapkın bir tavırla sorunca Yoongi'nin kafası karışmıştı.
Dalgınlığından yararlanan Taehyung kapıyı ittirip içeriye zorla girdi.
"Hey! Girebilirsin demedim."
Kırmızı saçlı onu umursamadan evi incelemeye devam etmişti. Siyahın ve uyumlu, hoş dekorasyonların yoğun olduğu ev hoşuna gitmişti.
Yoongi'nin maddi açıdan sıkıntıları olduğunu düşünmüştü ancak bu çocuk zenginlerin oturduğu apartmanda oturuyordu. Pijaması, telefonu, mobilyaları da Yoongi'nin o zenginlerden biri olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Lamba yanmıyordu ancak diğer binalardan yansıyan ışık ve manzarası olan şehir, evi aydınlatıyordu.
Yoongi'nin eli bir anlığına ışığa gitmişti ancak vazgeçip etrafı inceleyen manzarasına odaklandı. Dağınık saçlarıyla nefis duruyordu. Bu adam bu kadar yakışıklı mıydı cidden?
Mutfağa doğru ilerleyen küçüğünü görmezden gelerek siyah deri koltuğa oturdu Taehyung.
Koltukta yan dönerek Yoongi'yi ve o müthiş kıçını izlemeye başladı.
Sanırsa kahve yapıyordu.
Yoongi ise Taehyung'un bakışlarını hissedip göz ucuyla ona bakmıştı. İçinden ne kadar da tatlı. Diye geçirdi.
Yoongi yaptığı kahveleri elinde tutarak ona doğru ilerlerken Taehyung'un gözüne yere düşmüş kitap takıldı.
Ardından duvara monteli kitaplıkta gözlerini gezdirdi. 3-4 tane 12. Sınıf test kitabı vardı. Ancak hiç açılmış gibi durmuyorlardı. Onların tersine kitaplıkta daha ulaşılabilir bir yerde 11. Sınıf kitapları vardı. Bunlarda pek açılmamış gibi dursa da en azından tozları alınmış gibi duruyordu.
"Demek okul okuyorsun. "
Yoongi Taehyung'un kahvesini önündeki sehpahaya koyarken fısıldamıştı Taehyung.
Yoongi kafasını sallayıp Taehyung'un karşısındaki koltuğa oturdu. Bunu bilmemesine şaşırmıştı. Evinin yerini bile biliyordu.
Taehyung kendi eviymiş gibi yayılmıştı ancak Yoongi bunu fark edemeyecek kadar etkilenmişti.
Nasıl bu kadar çekici olabiliyor?
Taehyung çok fazla ondan etkilenen kişi görmüştü. Ancak Yoongi'nin ne tarz şeyler hissettiğini kestirememişti.
Bir hayran hayran bakıyordu bir de 'ne işin var burada?' der gibiydi.
°
Taehyung'un hafiften terlemiş saçı dalgalanmış, bir kısmı da yüzüne yapışmıştı. Yoongi ona uzun süre baktığını fark etmişti ancak gözlerini alamıyordu.
