Vote 1000 okunmaya göre çok düşük.
"Beraber takılmak ister misin Yoongi?"
"Hayır." Yoongi tarafından terslendiği için üzülen Taehyung suratını asarak cümlesine devam etti.
"Neden Jungkook ve Jimin gibi olamıyoruz?"
Yoongi ise umursamayan halinden ödün vermeyerek cevapladı, "Çünkü onlar birbirlerini seviyor."
Sinirlenen Taehyung, Yoongi'nin canını yakmak amacıyla tıslarcasına "Senin bu siteye kayıt olma amacın babacık bulup kendini becertmek değil miydi? Ne bekliyorsun Yoongi? Altımda inlemen için daha ne kadar beklemem gereki-"
Sözünü kesen şey gözleri anında dolmuş olan Yoongi'den yediği tokattı. İleriye gitmişti, hem de çok ileriye.
~
"Bebeğim beni delirtiyorsun." Öpüşmelerinin arasında konuşan Jungkook tek bir hamlesiyle kapıyla arasına aldığı küçüğünü kucağına aldı.
Üst kata doğru ilerlerken öpücüklerini kesmiyor, birbirlerini aşkla ve özlemle öpüyorlardı.
-
Zar zor da olsa Jungkook üstündeki Jimin ile odaya ulaşınca saçları artık karışmış, bedenleri ise bütünleşmişti.
Ayrılmaları gerekiyordu ve Jungkook bedenlerini ayırmak istemiyordu. Temas içinde olduklarında hızlanan kalpleri onları daha da şehvete itiyordu.
~
"Alo. Nasılsın Yoongi? Ben Liseden Taeyong. Umarım beni tanımışsındır. Her neyse seni aradım çünkü aynı şehirde yaşıyoruz, sanırım. Ahh umarım bir gün buluşabiliriz seni çok özledim~. Çok konuştum farkındayım en yakın zamanda dönersen dünyanın en mutlu insanı olurum Yoonie."
*Dııt dııt*
Camın önündeki berjere oturmuş, yağan yağmuru izliyordu. Acı kahvesinden bir yudum alıp üstüne örttüğü battaniyesini çekiştirdi.
Ağlamak istemiyordu. Güçlü kalmak istiyordu ancak anılar zihnine doluşun ca kendini tutmakta zorlanıyordu.
-
Taeyong isimli kişinin sesli mesajını umursamazken onun mesajına cevap vermeye tenezzül bile etmedi. Ondan daha önemli problemleri vardı. Telefonunu açmayan, sesli mesajlarına bile bakmayan tek arkadaşı, kavga ettiği, sevgi gördüğü (?) Kişi, kedisinin hastalığı... herşey bir anda üstüne gelmişti.
Şimdi ise tutmak istediği gözyaşları Taehyung'dan gelen 'Özür dilerim' mesajı ile akmaya başlamıştı.
~
Jungkook, Jimin'i hızlıca yatağa itti ve üstünde ki yerini aldı.
Etrafta çalan hoş şarkı, bulundukları ortama uygun değildi. Bunu anlamış olacak ki oturduğu Jimin'in kasıklarında biraz kıpırdanıp eski Jazz şarkılarından birini açtı.
Jimin, kasığında hissettiği erkeklikle inlerken Jungkook'un seksi görünüşü onu cezbetmişti.
Normalde hamleleri o yapmazdı, ancak karşısındaki adam bütün tabularını yıkıyordu.
Üstündeki ağırlıktan güç alarak göğüslerini, dudaklarını ve kalplerini birleştirdi.
~
"İnanabiliyor musun hâlâ özür diliyor yüzsüz. Jiminie inanabiliyor musu-"
Aniden gelen bir hıçkırık daha.
Ağlarken bir yandan da Jimine sesli mesaj gönderiyordu. Belki duyar da içi içini yerken onunla dertleşir diye.
"Senin bu siteye kayıt olma amacın babacık bulup kendini becertmek değil miydi? Ne bekliyorsun Yoongi? Altımda inlemen için daha ne kadar beklemem gerekiyor."
