Çeviri: @ParangLee
Dianne'in bakış açısı
Byun Baekhyun... O gerçekten önümde miydi? Benim için mi parlakça gülümsüyordu? Büyüleyici gözleri benim hareketlerimi mi takip ediyordu? Kalbim göğsümden çıkacakmışçasına hızlı atmaya başladı. Rüya görüyor olmalıyım, değil mi? Bu olamaz değil mi? Ne zaman bu kadar şanslı oldum?
Bunun gerçek mi yoksa diğer rüyalarımdan biri mi olduğunu kanıtlamak için yavaşça yanağımı çimdikledim. Ama rüya değildi. Byun Baekhyun, gerçek Byun Baekhyun, yüzündeki gülümsemeyle ayakta, tam önümde duruyordu. Hafifçe şaşkın görünüşüme güldü. Önünde bir aptal gibi göründüğümü tahmin edebiliyordum.
"Çok tatlısın, Dianne! Ama bu parayı al. Beni uzattığım elimle bırakma." Küçük bir çocuk gibi vücudunu iki yana sallarken sevimlice sızlandı. Utanarak başımı sallayıp 1000 Won'u aldım ve gözlerinin içine baktım. Onu korkutmamak için zorlukla mutluluğumu gizlemeye çalıştım. Baekhyun benim EXO'dan biasımdı ve tam karşımda duruyordu. Saygımı göstermek için kibarca eğildim, ardından döndüm ve sınıfıma yürümeye başladım, onu koridorun ortasında yalnız bırakmıştım.
Baekhyun'un bakış açısı
Küçük reveransından sonra koşmaya başladı ve yardım edemedim ama havada dans eden saç tellerinin çekici vücuduyla uyumunun ne kadar mükemmel olduğunu fark ettim. Başımı salladım ve koridorda yalnız olduğumun farkına vardım. Gözleri beni yavaşça, bitmeyen bir transta esir almıştı ama konuşabilmiştim, o ise burada olduğuma inanamamıştı. Ya da ben inanamamıştım. (Ç/N: Kendisinin orada olduğuna inanamadığını kastetmiş.)
Ensemi ovuşturduktan bir süre sonra kendime geldim ve müdürün ofisini aramaya başladım. Ellerimi pantolonumun cebine soktum ve etrafa bakındım, belki doğru yolu ya da en azından Dianne'i tekrar bulabilirdim. Onu tekrar görmemin bir sakıncası yoktu.
Ardından yumuşak bir ses kulaklarımda zevkle yankılandı. Bu kesinlikle onun sesiydi. Bu uyumlu ses bir anlığına kalbimi eritti. Soluma baktım ve onun pencerenin yanındaki sırada oturduğunu gördüm. Dianne öğretmenin sorduğu her soruya cevap veriyordu ve ben sınıfın içini görebileceğiniz küçük pencereleri olan bu liseden şimdiden memnundum.
Kendime inanamadım. Ben, benim güzel yabancımı, sadece sesini duyarak tanımıştım. Birilerinin bu melodik sese aldırmamasını sevmedim. Şarkı söyleyebilir mi merak ediyorum. Onunla inanılmaz bir düet yapabiliriz! Tahminimce, Dianne'den sonra delireceğim. Baekhyun! Ben bir idolüm ve bu tür düşüncelere sahip olmamalıyım. Hislerimi içime atmalıyım.
Kim Dianne... Onun etrafında olan birisi nasıl düşüncelerini içine atabilir? O mükemmel, her şeyi inanılmaz bu yüzden kalbim göğsümden çıkmak istiyor. Eminim birçok erkek ders aralarında onun etrafındadır. Ama hala onun erkek arkadaşının olup olmadığını merak ediyorum. Aish, düşünmeyi bırakmalıyım.
Bugün n'inci kere, ya da saat, başımı salladım ve uzun koridorda dolaşmaya devam ettim. Daha sonra bir dakika ve birkaç dönüşün ardından siyah bir plakanın üzerinde beyaz harflerle "Müdür'ün Ofisi" yazan kapıyı gördüm. Derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım, ardından izin isteyerek içeri girdim.
"Merhaba!" Eğilerek selam verdim.
"Oh, sen Byun Baekhyun olmalısın, değil mi?"
"Evet." Gülümseyerek başımı salladım.
"Tüm yılının programı burada." Birkaç kağıt verdi. "Sanırım çabucak arkadaş edineceksin, seni seven bir sürü hayrana sahipsin." Hafifçe güldü.
"Teşekkürler."
"Ve sonraki derste sınav olacaksın. Unuttum, hiçbir şey bilmiyorsan kesinlikle sınav olmayacaksın. Şimdi git. Meşgulüm. İyi günler."
İyi bir çocuk gibi tekrar eğildim ve ofisten çıkıp kapıyı kapattım. Programıma bakarken esniyordum ve bir sonraki dersimin Matematik olduğunu fark ettim. Hayret. Bu okuldaki ilk dersimdi ve ben bu dersten nefret ediyordum. Bazılarının Matematiği sevmesine şaşırıyordum, demek istediğim, neden böyle bir şeyi seversiniz ki? Güldüm ve sınıfa doğru yöneldim.
Dianne'in bakış açısı
"Ha Na, sınav hakkında bir şey öğrendin mi?" Endişeyle sordum çünkü tüm gece çalışmıştım, gerçi yorgundum ve gece geç saatlere kadar ayakta kalmıştım ama görünen o ki Matematik hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum.
Bir süre Ha Na'nın cevabını bekledim ama gelmedi. Onu meşgul eden şeyi görmek için kafamı notlarımdan kaldırdığımda birine dik dik baktığını fark ettim. Baktığı yöne doğru baktım ve yalnız olmadığını gördüm ama sınıf girişinde duran çocuk yürüdüğünde, hafifçe diğer kızların tiz çığlıklarını işittim.
Baekhyun! Onunla tanışmam ve koridorda neredeyse bayılacak olmam yeterli değil miydi? Şimdi de onunla aynı sınıfta mı olmalıydım? (Ç/N: Daha ne istiyosun?) Sanırım zihinsel çöküş yaşıyordum. Onun bana baktığını bildiğim halde sınav kağıdına nasıl odaklanacaktım? Bu istediğim gerçeklik değildi.
Elleri ceplerinde, sınıftaki sandalyeleri tarıyordu. Onunla konuşmamı önlemek ve kendimi tekrar zor duruma sokmamak için yüzümü defterin arasına sakladım. Bence, ben onu aptal hayran (fan girl) hislerimle gerçekten korkutmuştum. Yardım edemedim ve şimdi pişmandım.
Tiz sesler artınca, benim sandalyeme doğru yürüdüğünü fark ettim. Gözlerimi sıkkınlıkla kapattım. O benim hayatımı alacak olan bir bombaydı ama ben omzumda arkama bakmam için beni zorlayan bir ışık hissediyordum. Gözlerini dikerek bana baktı ve ben kalbimin ritim atladığını, yanaklarımın renginin pembeye döndüğünü hissettim.
"Fighting!" Baekhyun yumruğunu havaya kaldırdı.
Bununla birlikte, bana yumuşak bir gülümseme verdi ve arkama oturdu. Neden arkamda oturan öğrenci böyle bir zamanda lisesini değiştirmişti ki? Derin bir nefes aldım ve ölmek üzere olduğumu söylemek için Ha Na'ya baktım ama öğretmen gelince sırasına döndü.
"İyi günler çocuklar. Sınav için hazır mısınız?" Sınav kağıtlarını ve katalogları masasına yerleştirdi. "Bildiğiniz gibi, herkes sınav olacak, Baekhyun hariç çünkü o başka bir liseden geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
With A Smile (EXO Fanfic) (Çeviri)
Fiksi PenggemarBir idol için düşmek nasıl hissettirir? Zor mudur? Hayranlardan gelen ahlaksız yorumlara katlanabilir misiniz? Onun başka bir kızla çıktığı dedikoduları yüzünden tek başınıza acı çekebilir misiniz? Kim Dianne her şeyi biliyordu. Ama bir ses daima ku...