2.Bölüm- Anı

460 242 56
                                    

...Bir anı:

Küçükken, çoğunlukla halamlara giderdik. Kuzenim ve ben, hep beraber oynardık. Ikimizden başka kimsemiz yoktu çünkü...
Bir gün yine kuzenime gittik. Ben altı - yedi yaşında falanım. Biz tam giderken, kuzenim halama sordu:

"Anne, benim şu mavi oyuncağım vardı ya, kuşlu olan ...

"Ha, evet. Nolmuş ona?

" Bulamdıkta Sangu'yla, sen gördün mü diyecektim.

" Evet kuzum, dolabına koymuştum.

"Haa, tamam o zaman." Sonra bana döndü ve ekledi

" Bak Sangu, annem benim oyuncağımı asla atmaz, demişdim ben sana.

"..."

Halamlardan çıktıktan sonra, eve gittik. Yol boyunca aklıma takılan soruyu test etme planını başlatmaya karar verdim.
Aynısını ben de anneme yapacaktım. Bir nevi annem kızını ve kızının değer verdiği oyuncaklarını kadar iyi tanıyor testi...

"Anne, benim sarı bebeğimin elbisesini gördün ?"

"Hangi sarı bebeğin?" Sadece bir tane sarı bebeğim, ve sadece altı tane oyuncağım vardı, onlarda gelen misafirlerle oynamak ve hava atmak için. Yoksa ben asla bebeklerle oynamazdım. Daha doğrusu oyuncaklarla oynamayı beş yaşında bırakmıştım.

"Ah tamam anne buradaymış, buldum" Bulamamıştım çünkü bebeği arama zahmetine bile girişmemiştim.

O zaman (yaşım daha altı- yediyken bunu nasıl düşündüysem)
ama benim annemin zihni yoğun, o yüzden hatırlamamıştır, diye düşünmüştüm. Şimdi ise kızı umurunda bile olmayan biri için, bu gayet doğal (!) bence, diye düşünüyorum...

Emlakçının önüne gelince, hiç düşünmeden içeri daldım.

" Buyur hanım kızım, ne istemiştin?" diye soran amcaya

"Benim proje ödevim vardı da, yurtları araştırıp, yardıma gideceğiz." Vay be kendi yalanıma, kendim bile inanmıştım.

" E tabi, gel bakalım. Nasıl bir yurt bakacaksın? İyisine mi kötüsüne mı? E gerçi yardım edeceğinize göre, kötü dürümlü bir yurt olmalı?"

"Yok amca, iyi durumlu bir yurttan bakacağım, sonra onları kötü durumlu olanlarla taniştıracağım."

"Tamam kızım, peki yer olarak nereye bakarsın?"

" ............. okuluna yakın bir yer olsun amca." dedikten sonra, adam kağıtları karıştırdı, ve üç tane kağıdı masaya koydu.

"Bak bakalım, üç tane ............. okuluna yakın iyi dürümlü yurt var, hangisi olsun?"

" Amca, bunların fotoğrafları yok mu?"

"Yok, ama bi internete yazalım istersen?"

"Tamam amca, beklerim ben ." Yaklaşık on dakika bekledikten sonra, adam elindeki 3 kağıdı bana verdi.( Fotokopisini çektirmiş.)
İnceledikten sonra, turuncu ve ciddi duran yurdu seçmiştim.

"Tamam amca, bu olsun. Bu yurdun fiyatı ne kadar?"

"Aylık 750 tl kızım. " Çok değildi, ama yinede bu kadar beklemiyordum.

"Haa, tamam amca, teşekkür ederim. Bir de bu kağıt bende kalabilir mı?" Adam kafasını salladıktan sonra ,dükkandan çıkıp, en yakın arkadaşım olan Simge yi aradım bize gelmesini söyledim.

Eve gelince...

Annemin firçasına aldırmadan odama çıktım, sonra da Simge ye kapıyı açmaya gittim.

"Of ya, Sangu mal mısın!?" Simge aşırı tepki vermişti. Aslında bu kadar tepki vermesini beklemiyordum.

" Ya kızım, biliyon işte, dayanamıyorum daha." Simge, fotoğrafı alıp inceledikten sonra,

"Ciddisin sen yaa! Bunu nasıl aklından geçirirsin? Hiç mı bizi düşünmüyorsun be Sangu!? "

"Kanka, zaten her haftasonu gelicem, hem zaten aynı okuldayız ya? "

"Gitme di cem de, bi b*ka yaramıcak! Hem annenlere söyledin mi ? Acaba onlar ne diyecek !?"

" Bu akşam polisi arıcam. Demiştim ya şu Nazire teyzenin yöntemini kullanmayı planlıyorum."

" Of be kızım, yine ne b*k yiyon, haberin yok!"

4 gün sonra...

Simgeyi zar zor ikna edip(!), annemle tartıştıktan sonra, polisi aradım, annemin suratını hala unutamıyorum... Ben artık yurtlu bir kızdım, yani galiba...

Numara Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin