Max uyanır saat sabaha karşın diye tahmin etmektedir. Telefonuna bakar haklıdır saat 5.00 dır. Max ne rüyaydı ama diye düşünür tabi buna rüya değil de kabus denirdi. Max mutfağa gider ve bir kase ve bardak alır masaya koyar kaseye mısır gevreğini ve sütü doldurur. Bardağa süt koymaya üşenir süt kutusundan içmeye yeltenir ama vazgeçer. Kahvaltısını bitirir çok oyalanmışım diye düşünür çünkü saat 7.30 dur. Televizyonu açar ve bir dizi izlemeye koyulur yayın son dakika haberi ile bölünür. Haberde gece 3.30 sularında bir telefon çağrısının kesilmesi ve yapılan aramanın nereden yapıldığının bulunamamasıydı ama asıl tuhaf olanın aramanın kayıtlarının bulunamamasıydı. Max bundan 2 saat sonra yapılan bir aramaya uyanır telefondaki kişi:
Max roneldson siz misiniz?
Evet
Size üzücü bir haberim var maalesef
Nedir?
Bay max ailenizi bir trafik kazasında kaybettik başınız sağolsun
Ne?
Telefonu kapatır.
Ertesi gün cenaze töreninden dönmüştü.
Üzgün ve şaşırmıştı. Uyanık kalıcak gücü yoktu gözlerini kapadı ve uzun bir süre uyudu.
Aniden uyandı tıngırdayan eşyaların seslerine uyanmıştı. Bu bir deprem miydi? Sanmıyordu gidip mutfağı kontrol etti sadece açık bir kapı ve rüzgarın etkisiyle sallanan kaplar. Birden bütün benliği saran bir ürperme hisseder. Hızlıca arkasını döner.
Karşısında uzun boylu siyah yüzlü (yüzünü bir şeyle gizlediğini tahmin ediyordu)elinde bir balta ile kendine yaklaşmakta olan birisini gördü ve koşmaya başladı tabi baltalı adam da (erkek olduğunu tahmin etti)ne yapacağını bilemiyordu Max şaşkın ve çok korkmuştu. Aklına gelen tek şey arka kapıdan kaçmaktı. Aniden bacağında bir uyuşma hissetti ve de göz kapaklarının ağırlaştığını. Geldiğinden beri bir şey yememiş ve yorgundu gözleri kapanıyordu ama hayır kendine geldi. Arka kapıya yaklaşıyor arkasına bakmadan koşuyor arkasındaki muhtemel katilinden kaçmaya çalışıyordu. Kapıya ulaştı hızlıca açıp dışarı çıktı. Ayakkabısı bile yoktu ama durup onu alamazdı zaten arkasını dönüp bakıcak olsa kafasına baltayı yiyebilirdi. Birden aklına geldi bağıracak ve yardım isteyecekti. Bir yandan avazı çıktığı kadar bağırıyor bir yandan da elinden geldiğince hızlı koşmaya çalışıyordu. Uzun bir kovalamacanın ardından bir hastanenin önüne geldi. Kurtulduğundan emin sayılırdı. Arkasını döndü ve katile bakmayı umdu ama orada yoktu belkide kaçmıştı. Tişörtü yırtılmıştı. Korkuyla yere yığıldı. Gördüğüne inanamıyordu göğüsünün üstünde uzun pençe izine benzer bir yarık vardı. Yere yığıldı ve bağırmaya başladı:
YARDIM EDİN!
Onu duyup yardıma koştular sedyeye kaldırılıp ameliyathaneye götürüldü. Nesi olduğunu anlamaya çalıştılar. Kalp krizi geçirdiğini düşündüler ama hayır yaşadıklarını kendi bile bilmiyorken bu zordu. Yapılan tüm denemelere rağmen Max öldü
Bir hemşire morg önünde 30 larında takım elbiseli garip bir kolye takan adama
"Yapılan bütün müdahalelere rağmen maalesef onu kurtaramadık başınız sağolsun."dedi
Adam "neden öldüğü hakkında bir bilginiz var mı?"diye sorar.
Hemşire:
Efendim otopsi raporuna göre kalp krizinden ölmüş.
Adam:Peki teşekkürler der hemşireye. Ama o asıl gerçeği biliyordu2.Bölüm Sonu