yeni kız

962 41 31
                                    

Sabah çalar saatin sesiyle uyandı.
Küfürler savurarak kapatmaya çalışırken yatağının yanındaki suyu devirdi daha sonra da saati üzerine düşürdü.
Saat yerle buluştuğu anda sustu.
Karanlık ve dağınık odasına annesi girdi sonra.
Perdeleri açtı.

"Şu odanı da bir zahmet temizle!"
Delici güneş gözlerini acıtırken daha sıkı kapattı.
Daha sonra tekrar uyuyamıyıcağını anlayarak hızlı bir şekilde yataktan kalktı.
Çıplak ayaklarını yere bastığı anda birden geri çekti.
Hala kapalı olan gözlerini açtı.
Bir çatala basmıştı.
Acıyla yüzünü ekşitti rastgele attığı t-shirt'üne baktı.
Hatırladı dün üzerine ketçap dökmüştü.
Annesinin özenle katladığı ama onun hep dağıttığı kıyafetlerin olduğu dolaptan  eline gelen ilk tişörtü seçti.
Zayıf bedenine hiç bakmadan giyerken pencerenin önüne gitti camı açtı.
Kafası t-shirt'ün buğazına sıkılmıştı.
İnsan kurtulmak için savaş verirken kayıp düştü.
Daha sonra sinirlenip t-shirt'ü çıkardı ve ayağa kalkmadan dizlerinin üzerinde camdan dışarı baktı.
Karşı eve birileri taşınıyordu.
Onun olduğu tarafa bakan bir adam gördü.
Ve hemen pencereyi geri kapattı.
Dolaptan ona bol gelen bir t-shirt aldı ve giydi.
Siyah t-shirt biraz tuhaf koksada gene de o dolapta temiz birşey bulduğu için şükretti.
Daha on yedi yaşında olmasına rağmen oldukça uzun ve zayıftı.
Kafvaltı hazırlayan annesinin yanağına bir öpücük kondurdu.
Annesi şaşkınlıkla"a a bunu neye borçluyuz drcao bey"dedi.

Draco masaya otururken"odamı toplasana?"dedi.
Annesi gülümsüyordu."tamam tamam peki,bir şartla"

"Söyle?"

"Karşıya yeni birileri taşınıyor. Git de yardım gereken birşey varmı diye sor hemde dışarı çıkmış olursun"

"Peki.."dedi Drcao bıkkınlık'ile.

Yemeğini hemen yedi ve spor ayakkabılarını giyip dışarı çıktı.
Çapraz evde çocukluk arkadaşı pansiy yaşıyordu.
Kolileri arabadan indiren adamların yanına gitti.

"Yardım edebileceğim birşey varmı efendim?"

"Ah meraba evlat ismin ne?"

"D..Draco efendim. Drcao malfoy"

"Ah delikanlı şu en köşede bir koli kaldı ama çok ağır ucundan tutsan aslında çok iyi olur."

Draco koli'ye baktı ardından adama.
Nakliye aracından koliyi kucağına aldı ve adamın şaşkın bakışları ile beraber geri adamın yanına döndü.
"Nereye?"

"İkinci kata"dedi Adam hala kendine gelemeyerek.

Draco koli'yi çıkardı ve aşaya geri indi.

"Başka yardım edebiliceğim birşey varmı?"

"Aslında..."

Draco adama ve nakliyecilere diyer kolileri çıkarmasına yardım ettikten sonra tekrar bahçeye çıktılar.

"Teşekkürler. Baya'da güçlüymüşsün"

"Ne demek."

"Benim senin yaşında bir kızım var biliyormusun?"

"Yok hayır"(içinden)'nerden bileğim ben'

"Adı Hermonie. Umarım iyi anlaşırsınız"

"Umarım...,neyse izniniz olursa ben eve gidiyorum"

"Peki evlat. Dikkat et kendine"
Drcao kafasını evet anlamında şallar ve eve döner.

"Nasıl?"

"İyi kişiler"

Drcao toplanmış odasına çıktı ve yatağın üzerine yattı.
Annesi ne kadar kızsa'da nadiren de olsa sigara içiyordu.
Bir sigara yaktı.
Rasgele fırlattığı telefonunu aldı ve bir şarkı açtı.
Gözlerini kapadı...

Cama gelen bir taş sesiyle geri açtı.
Bıkkınlık'ile kalkıp cama gitti ve açtı.

"Ne var lan!"

"A a çok ayıp Drcao"

"Pansiy söylesene"

"Dışarı gel!"

"işim var"

"E yani depresyondaki ergenler gibi saatlerce müzik dinleyip çekmek iş sayılırsa?"

"Gene ne istiyorsun?"

"Sıkıldımmm!"dedi pansiy gözlerini açarak.

"Tamam geliyorum"

Drcao kalktı ve ayakkabılarını giyip onu bekleyen Pansiy'nin yanına indi.
Yan binada oturan potter'ların oğlu Harry kapının önünde kitap okuyordu.
Drcao'ya kalırsa karşıdaki evde kalan Weasley'lerin en küçük çocuğu olan kızıl saçlı güzel kızı etkilemeye çalışıyordu.
Mahallenin yılışık ikilisi Chang ve levender'de köşede onu izliyordu.
Drcao'yu görünce şöyle bir toparlandılar.

"Ee nereye gidiyoruz?"
O sırada Drcao durdu karşı eve gelen beyaz bir arabadan inen bir kız vardı.
Grenger'ların kızı hermonie'idi bu tam yüzünü dönüceken pansiy omurgasına bir dirsek artınca acıyla kafasını eydi.
Daha sonra pansiy onu komundan sürülerek götürdü.

"Drcao?"

"Ne!?"

"Şu Weasley salağı Ron varya?"

"Ee.?"

"Onunla hiç konuştun mu?"

"Birkaç kere?"

"Hiç. Sordum sadece"

Sonunda Blase'lerin evinin önünde durdular"Ggrep ve Goyle kardeş)

Ama evde değildiler sokağın sonunda kadar yürümeye devam ettiler.
Herkesin korktuğu snape'lerin bahçesinde bay severus çimleri suluyor.
Siyah saçlı çocukları da koşuşturuyordu.
Biraz daha ilerlediler.
Karşıda park vardı lovegood ve finnigan bir bankta ders çalışıyordu.

"Tanrım yaz tatilindeyiz!"dedi pansiy ve bank masasına çıktı.
"Ezik misiniz?"

"Pansiy in şurdan!"

Pansiy geri yere atladı ve parktan çokqnq kadar yürüdüler.
En sonunda boş çimenlerin olduğu bir yere geldiler.
Oranın ilersinde havalar sıcak olduğunda herkesin göle atladığı minik bir uçurum vardı (genelde erkekler ve Pansiy'nin atlamaya cesaret edebildiği yer)

Pansiy çimenlere yattı drcao ise yanına bağdaş kudu.
Pansiy'nin küt siyah saçlarını sevmeye başladı.
Her ne kadar herkes onları birbirine aşık zanetsede aslında kardeş gibiydiler.
Pansiy saçıyla oynanmasını drcao kadar sevmesede bu onu rahatlarıyordu.
Pansiy'nin babası ölmüştü.
Kendini bodrum katına aşmıştı.
Onu ilk Drcao görmüştü.
Bir eşya almak için pansiy ile beraber Bodrum'a indiklerinde.
Daha sonra Pansiy'nin gözlerini kapatıp yukarı çıkarmaya çalışmış ancak pansiy elinden kurtulup görmüştü.
O günden beğri bir daha o evin bodrumuna inmediler.
Pansiy her ne kadar belli etmese de onu özlüyordu...
Hava kararmaya başlarken geri eve döndüler.
Drcao önce Pansiy'i evine bıraktı ve daha sonra kendi evine gitti.
Babası kapıda onu karşıladı.
"Bu saate kadar neredeydin?"

"Çayıra gittim"

"O Pansiy'ile çok yakınsın bu aralar?"

"Aramızda hiçbir şey olmadı!"

"Olmasa iyi olur"

Drcao sinirle odasına çıktı ve kapıyı çarptı.
Zaten haftada bir dışarı çıkıyordu o da zorla!
Üzerimdeki t-shirt'ü çıkardı ve kirli sepetine attı daha sonra da uyudu...














İlk bölüm tekrar tekrar okudum ama beğenirsiniz bilmiyorum?
Yorumlar benim için çok önemli bir de oylarsanız çok sevinirim.






(dramonie) ᎬᏒᏦᎬᏦ ᎪᏒᏦᎪᎠᎪŞ.(bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin