*1*-BU GERÇEK Mİ

875 23 20
                                    

Odama dolan güneş ışıklarıyla uyandım. Bugün günlerden pazarı. Yarın okul vardı. Kim okula gitmeyi severdi ki. Bu okul Hogwarts olursa herşey değişir. Bütün Harry Potter serisini izlemiştim. Tam anlamıyla bir fanatiktim. Hala bende bir mektup bekliyorum. Yatakta bunları düşündükten sonra kalktım perdeyi açtım. Yatağımı düzelttikten sonra odamdaki banyoya giderek kısa bir duş aldım. Bugün erken kalmıştım. Sonra odama dönerek üstüme koyu yeşil crop tişört ve altıma siyah bir şort geçirdim. 

Annem:"S/A kızıımm. Kahvaltı hazııır." 

Ne yani erken uyanmamış mıydım. Azda olsa mutlu olmuştum. 

"Tamam anneee" 

Saçlarımı hafif kuruladıktan sonra telefonumu alarak aşağı indim. 

Babam:"Kızım sen erken kalkar mıydın, anneni bu sefer odana kadar getirtmedin bile" 

"Baba yaa" 

Ne yani şimdi erken mi kalktım geç mi kalktım? Of her neyse ilk kez kendim uyandım işte. Annemde masaya oturdu ve kahvaltı yapmaya başladık. Kahvaltıyı yaparken annem ve babamın sürekli birbirlerine baktıklarını fark ettim. Sanki bana birşey söyleyecekler ama çekiniyorlar gibi. Sonunda ilk diyoloğu ben başlattım. 

"Eeee neden öyle bakışıyorsunuz?" 

Babam:"Kızım işim nedeniyle yurt dışına çıkmam lazım."

"Baba iki saattir bunu mu söylemeye çalışıyorsunuz. Bunda ne var ki?" 

Annem:"Kızım sorun bu değil sorun yanında benimde gitmem gerekiyor. Babanın çalıştığı yer böyle söylemiş." 

"Tamam benim için sorun yok. Ben tek başıma takılırım." 

Babam:"Emin misin? İstersen gitmeyebilir... " 

Lafını kesen ben olmuştum. 

"Öyle şey mi olur. Git sen. Ne zaman peki?" 

Annem:"3 saat sonra uçak kalkıyor. Şimdi hazırlanacağız. Akşam valizleri hazırlamıştım. Erken gideceğiz." 

"Tamam ya, sorun Yok. Ben doydum odamdayım. Giderken seslenin" 

Masadan kalkıp yukarı doğru çıktım. Odamın nasılsın açıp kendimi yatağa attım. Telefonumu alıp biraz şarkı dinledim. Sanırım yarım saattir şarkı dinliyordum. Annemin bana seslenmesiyle kendime geldim ve bir koşuda aşağı indim. 

Annem:"Acıkırsan internetten sipariş edebilirsin. Sen sakın mutfağa girme. Bir yerleri yakarsın. Seni sıksık ararız. 

" Of anne ben çocuk muyum. "

Babam:" Tamam da ne olur ne olmaz diye söylüyoruz. Her neyse kızım biz geç kalmayalım. "

Annem ve babam arabaya bindiler ve bende kapıyı kapatıp odama çıktım aradan 5 dakika geçti ve kapı çaldı. Hemen aşağı indim ve kim olduğuna baktım. Annemdi. Hemen kapıyı açtım. 

Annem:" Kızım şarj aletlerini unutmuşuz. Hemen alıp çıkacağım. "

" Tamam. Çıkarken kapıyı çekersin." 

Dedim ve odama çıktım. Telefonumu elime aldım ve kapı kapanma sesini duydum. Canım şimdiden sıkılmıştı. Kulaklığı aldım ve telefona taktım. Hemen bir şarkı açıp dans etmeye başladım. Kendimi çok kaptırdım. Aradan 3 saat geçmiş. Annemden bir mesaj var. Yaklaşık yarım saat önce atmış. 

<b>Annem</b>

<i>Kızım biz uçağa bindik. Merak etme.</i>

Bu mesajı okurken kapı çaldı. Bu çalan kişi kesin annem yada babam dediğildi. Hemen aşağı indim. Kapıdan baktım kimse gözükmüyordu. Az da olsa korkmuştum. Kapıyı yavaş yavaş açtım ve dışarı kafamı çıkardım. Kafamı sağa çevirmem ile şaşırmam bir olmuştu. Şuan hayal gördüğüme yemin edebilirdim ama gerçekti. Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore tam karşımdaydı. Ne yani hayalini kurduğum şey gerçek miydi? Olamazdı, yani bilmiyorum. Ben bunları düşünürken mal mal yüzüne bakıyordum. Profesör Dumbledore hemen boğazını temizledi. 

Dumbledore:"Ee S/A beni içeri almayacak mısın?" 

"Ayyy çok pardon. Tabi ki girin içeri. Ben sizi görünce şaka falan zannettim. Gerçek olduğunu düşünemiyorum. Ay çok saçmaladım. Bu arada bizim dili nasıl konuşuyorsunuz?" 

Dumbledore:"Büyücülük dünyasında her şey mümkündür. Mesela dil büyüsü." 

"Doğru yaa. Bi dakika siz neden buradasınız? Bir dakika yoksa düşündüğüm şey mi?" 

Dumbledore:"Evet tam da düşündüğün şey." 

Dedi ve gülümsedi. Gerçekten Hogwartsa mı gidicektim. Hayalini kurduğum ama gerçekliğinden şüphe ettiğim okula. Vay canına. 

Dumbledore:"İstersen eşyalarını hazırla. Hagrid birazdan burada olur. Benim bakanlıkta işim var. Gitmek zorundayım. "

Dedi ve cisimlenerek gitti. Ben hala olayın şoku içerisindeyim. Hemen koşa koşa odama çıkıp valizimi aldım. Valizimin içine 5 tane siyah şort ve 2 tane siyah etek koydum. Üstüme 3 tane koyu yeşil crop ve 4 tane büstiyer koydum. Çok açık giyindiğimin daha yeni farkına vardım. 1 tane uzun hırka 1 tane kısa ceket 1 tanede kot ceket aldım. İç çamaşırlarımıda aldım. Unutmadan telefonumu, şarj aletimi, kulaklığımı falan aldım. Ha bu arada Slytherin binasını çok sevdiğim için o yüzden yeşil ve siyah ağırlıklı giyiniyorum. Yani en azından gümüş rengi giyemeyeceğime göre onun yerine siyah giyiyorum. 

"Bir dakika tek sorun şuan İngilizceyi anlıyorum ama konuşamıyorum. Tabi Türk olmak bu gerektirir. Ailem ve arkadaşlarım ne olacak. Onlara söyleyemem."

Derken Hagrid beni duymuş. 

Hagrid:"Merak etme dil büyüsü ile çözülür. Ailen ve arkadaşların konusuna gelirsek obliviate büyüsü ile her şey çözüldü. Eğer hazırsan gidelim." 

"Hazırım." 

Dedim ve eşyalarımı alarak Hagridin Harryi bindirdiği o motora bindik havalandı ve görünmez olduk. Sessizliği bozan ben oldum. 

"Hagrid eşyaları alıcaz ama param yok? Ailem muggle." 

Hagrid:"Merak etme yardım ederiz."

Diagon yoluna geldik. Herkesin gözü üzerindeydi. Çünkü üstüm buraya uygun değildi ama olsun ben böyleydim. Flourish & Blotts a geldik. Hagrid buradan kitaplarımı aldı. Madam Malkin'inHer Duruma Göre Cüppeleri dükkanına geler bir cüppe aldık. Eeylops bin bir çeşit baykuş dükkanından tüyleri sipsiyah bir baykuş aldık. Ollivander asaları dükkanına girerek düz ve üstüne yılan dolanmış bir asa aldım. Çok güzeldi. Aslında o beni seçti. Son olarak Amanuensiz Tüy Kalemleri dükkanına girip tüy ve mürekkep alıp çıktık. Akşam olmuştu. Hagrid beni alarak kendi kulübesine götürdü. Profesör Dumbledore böyle söylemiş yarın olunca seçmen şapka beni binama yerleştirecek. Umarım Slytherin olur. Ama muggle doğumlu olmam bunu engelleyebilir. Dönemin ortasında bir kız geliyordu ve 5.sınıf. Mezun olmalarına 2 sene kalmıştı. Ben ise ek ders alacaktım onlara yetişmek için. Bu düşüncelerden hemen sıyrıldım.Çok yorulmuştum. Hagride teşekkür edip bana yaptığı yatağa yattım. Yarın çok güzel bir gün beni bekliyor. Umarım güzel olur. Ben öyle umut ediyorum. 





Serendipity  Where stories live. Discover now