KALBİM YERİNDE Mİ HALA ?

214 14 7
                                    

Kimdi o gerçekten merak ediyorum. Kimdi ve neden her başım sıkıştığında bana yardım ediyordu ama şimdi oyun bitmişti. Öğrenecektim her şeyi. Yavaş yavaş yaklaştı. Yaklaştı yaklaştı aramızda sadece beş metre vardı. Durdu... Başı öne eğikti. Yaklaştım tam tutacaktım ki hızlı bir hareketle sağ taraftaki yola doğru koştu. Arkasından koşuyordum nefes nefese kalmıştım. Sola dönmüştü. Arkasından bende dönmüştüm ama sokakta ne o vardı nede bir yaprak kıpırdıyordu. Sağıma soluma bakarken sinirden olduğum yerde tepiniyordum. Sonunda pes edip Rüya'nın yanına geri döndüm. "Ne oldu, kimdi o"dedi Rüya endişeyle. "Bilmiyorum Allah kahretsinki bil-mi-yo-rum."dedim. Of yine kaçırmıştım elimden. Rüya "hadi gidelim"dedi arabaya yürürken. Arabaya binerken sessiz sokağa bir kez daha baktım ve bindim arabaya. "Hadi sinemaya gidelim"dedi Rüya. "Şimdi mi sinema mı ? Of bu halde mi ?"dedim gözlerimi devirerek. "Evet gel biraz kafa dağıtalım"dedi şöföre bir el hareketi (el hareketi derken sakın yanlış anlamayın gençler normal el hareketi) yaparken. Şöför bizi eskiden herzaman geldiğim ama ancak eskiden geldiğim bir mağazaya getirdi ve ikimizinde kapısını açtı. Uzun zaman olmuştu bunu görmeyeli. Sonra mağazanın en üst katındaki sinemadan "Unutursam Fısılda"ya(çok güzel bir film gitmenizi tavsiye ederim tabi vizyondan çıkmadıysa)iki bilet aldık. Başım ağrıyordu çok sesten o yüzden filmin ikinci yarısında çıkıp mağazada biraz dolaştık. Diyeceksinizki o kadar para verdiniz la niye çıkıyonuz. Arkadaşım Rüya'da para bok arkadaşlar merak etmeyin. Sonra eve geldik kaç gündür banyo olmuyordum. Rüya'ya söyleyip banyo yaptım. Saçlarımı kurutup odaya geçerken Yaren Teyzeyle Rüya'nın tartıştıklarını duydum. "Kaç gündür bu kız burda evi yok mu bunun?"dedi Yaren Teyze hiddetle. "Anne o benim arkadaşım oda burda senin yanında kalmak istemez emin ol ama buna ihtiyacı var. Birazcık anlayış göstersen olmaz mı? Onların yerinde bizde olabilirdik."dedi sessiz ama bir o kadarda kızgın bir şekilde. "Ama olmadık çünkü senin baban parayı kumara yatırmıyor kızım babası düşünmüyor biz mi düşünelim?"dedi sanki bir babam varmış gibi. "Anne..."söyleyecekti her şeyi Rüya o an ama yuttu tek tek söyleyeceklerini. Çantamı toplayıp Rüya'ya bir not yazdım.
"Her şey için teşekkür ederim. Sana yük olmak istemem. Ben gittikten sonra bana sövme vedalaşmadım diye. Zaten söylesem bırakmazsın. Seni çok seviyorum.
Hazel..."

Bu notu bırakıp evden çıktım. Ne yapacağımı gerçekten bende bilmiyordum ama daha fazla o kedini beğenmiş kadına tahammül edemezdim. Sonunda bir park bulup bir banka oturdum. Burada güvendeydim çünkü oradaki gibi serseriler yoktu. Hayatta tamamen yalnızdım artık ne yapacağımı nasıl yaşayacağımı bilmiyordum. İzmir'ede gidemezdim artık onca olan şeyden sonra. Yarın iş aramaya başlayacaktım ve en azından bir ev tutacaktım............

Neredeyim ben ? Burasıda neresi ? Benim koskoca evde ne işim var? Allah'ım yoksa bir şeyler mi oldu? Hayır Allah'ım ne olur olmamış olsun. Merdivenlerden inen çocuğu görünce mavi gözlü çocuk olduğunu anladım ama artık ondan korkmuyordum. "Hahahahahahhahhaa"diye bir kahkaha patlattım. "Yine mi kaçıyorsun ?" dedim yattığım yerden. Çocukla resmen kafa buluyordum ama çocuk arkasını dönmemekte ısrarcıydı. Nasıl bir inat bu kardeşim. Sonunda kızıp"yeter ama artık bu ne ? Bi gel kahramanlık yap sonra kaç. Senin amacın ne anlayamadım ben. Sen kimsin?"derken sesim oldukça sert çıkmıştı. Yavaşça arkasını dönerken kalbim göğüs kafesimden çıkacak zannettim. Ondan hiç korkmuyordum çünkü her seferinde beni kurtarıyordu ama onu daha tanımıyordum bir piskopat bile olabilirdi bu kadar sakinlik biraz zararlıydı. Sonunda arkasını döndüğünde mavi gözlerini gözlerime kilitledi ve pis pis sırıttı. "Kim olduğum seni niye bu kadar ilgilendiriyor?"dedi sakince. Çocuk sen gökten mi düştün? Resmen meteor. Suratıma 'mal mısın konuşsana' dercesine bir bakış attıktan sonra konuşmaya başladım. "Her seferinde bir şeylerden kurtarıyorsun sencede bu biraz tuhaf değil mi ? Herhalde tesadüf değil ya."dedim hafifce kaşımı kaldırarak. Oda bir kahkaha patlatıverdi benim bu sözümün üzerine. "Gerçekten çok komiksin. Kusura bakma ama tipim değilsin sadece yoldan geçiyorum ama sen her gün bir şeylere karıştığın için insan haliyle orada oluyor."dedi mavi gözlerini büyüterek. "Herneyse her şey için sağol"deyip çantamı alırken "bu saatte dışarda yatmayı mı düşünüyorsun resmen bela istiyorsun başına sonra bu çocuk ne yapsın?"deyip kendini gösterdi. Sanki ondan beni kurtarmasını isteyen vardı. "Çantamı aldım kapıya kadar eşlik etti kapıyı açınca yoldan geçen piçlerden bitanesi "gelsene yavrum eğleniriz" deyince kapıyı suratına kapattım. Bana 'ben sana ne demiştim' diye bakarken tükürdüğümü yalamanın acizliğiyle kendime kızıyordum. "Sanırım bu günlük buradayım" dedim. Oda "nasıl istersen"dedi pis pis gülerek. Of of neden hep böyle olurduki ? Gece bana kendi yatağını verdi kendisi salondaki kanepede yattı. Her ihtimale karşı kapıyı kilitlemiştim arkasından. Yarın erken kalkıp iş arayacaktım. Nede olsa artık İstanbul'da yaşayacağım. Hergün sokakta yatıp başımın belaya girmesini istemem. Acaba gerçekten yoldan mı geçiyordu yoksa başka bir şey mi vardı merak ediyordum. Saat 6 olmuştu ama ben hala uyuyamamış kafamdaki sorularla boğuşuyordum. En sonunda su içmek için mutfağa gittim. Mutfağa giderken salonda ağırlık kaldıran çocuğu görünce kendime engel olamayarak "ohaaaa" dedim. "Neden?"dedi çalışmasını bölmeden. "Nasıl kaldırıyosun onları"dedim hayretle çocuğa yaklaşırken. "Bende deneyebilir miyim?"deyince elindeki ağırlığı bana uzattı. O kadar kibirli tutuyordum ki taki elinden bırakana kadar. Zaten bırakmasıyla tekrar tutması bir oldu. Ellerimiz resmen birbirine kenetlenmişti. Kalbimin sesini duyabiliyordum.

KÜT.KÜT.KÜT.KÜT.KÜT...

SESSİZ ÇIĞLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin