Bölüm 2

3 1 0
                                    

Nasıl desem ev adeta bir çikolatalı çilekti. Yani fazla fazla güzeldi. Deniz kenarı dublex bir villaydı. Ama ne villa! Tabi gördüğüm en güzel evdi diyemem ama top 10'a girerdi. Ben eve ağzımdan salya akıtarak bakarken annem 'Cemre ağzını kapat hadi yerleşmemiz lazım' dediğini duydum. Hemen toparlanıp bizden önce gelen kolileri içeri taşıdım. Görevli adamlar yatakları, dolapları falan kuruyodu. Tam o sırada aklıma bu kadar büyük eve bunları nasıl yerleştireceğimiz geldi. Bu düşünceyle hemen annemin yanına gittim.

- Anne biz bunları nasıl yerleştireceğiz yıllar alır.

- Yardımcı bir bayan çağırdım merak etme Cemre. Hatta bak geldi kapıda. 

Kapıya baktığımda asla istediğim tatlış mı tatlış bir teyze görmedim. Onun yerine tipinde bile hayır olmayan bir kadın gördüm. Kadın bana doğru kıvırtarak gelirken konuşmaya başladı:

- Tatlım sen Cemresin demiiğ?

- Eveğt ben Cemreğim

Ona onun gibi cevap verirken kadın bana anlamaz bakışlar atıyordu, annem ise tam tersi 'sus kız yoksa o bacaklarını kırarım' bakışları atıyordu. Kendimi tehlikeden korumak için benim odama ait olan kolileri odama taşıyıp odama bir baktım. Eski eve göre çok daha büyük bir odam vardı. Ayrıca kendine özel teras, tuvalet ve giyinme odası bile vardı. Bir de odanın kendi büyüklüğü vardı. Odanın boş kalan yerine geçen hafta verdiğim kickboksa başlama kararı nedeniyle bir boks torbası almayı düşünüyordum. Bence gayet güzel duracaktı. Bu fazla hevesim gitmesin diyerek hızlı bir şekilde odamı yerleştirmeye başladım. Zaten görevliler yatağımı, dolabımı, masamı ve kitaplığımı monte etmişti. Bana sadece yerleştirmek kalıyordu.

2.5 saat sonra... 

Galiba ölüyorum. Son kitabı da yerine koyunca kendimi hemen banyoya atıp güzel bir duş aldım. Çünkü terden gözükmüyordum. Duştan çıkınca üstüme pamuklu pijamalarımı giyinip annemin yanına gittim. Allahtan o gıcık kadın gitmişti de onun o meymenetsiz yüzünü görmemiştim. 

- Anne yaşadığımdan emin değilim baksana bana yaşıyor muyum?

- Sus deli kız allah korusun. Gel film açtım daha yeni başladı sen de izle.

Annemin lafını bitirmesine izin vermeden kendimi yumuşacık koltuğa attım. Bu halimi gören annemin kıkırdama sesini duydum ve bende gülmeye başladım.

Filmi izlerken anneme kickboksa başlama kararımı söylemediğimi hatırladım oysaki boks torbasını istemiştim bile. Eğer annem kabul etmezse ve boks torbasını görürse çok pis sıçardık. O yüzden ilk normal sohbet etmeye başladım. Sonra biraz suyuna gidince söyleme kararı aldım.

- Şey  ya anne ben kickboksa başlıyorum.

- Kick ney?

- Kickboks. Dövüş falan. 

- E iyi tamam başla.

- Ayyy cidden mi?

- Evet 

- Bide şey ben odama boks torbası almayı düşünüyorum.

- O olmaz işte evin içinde patır kütür sesler olmaz.

- Şey ben istedim bile.

- CEMREEEE!

Annemin bağırmasıyla birlikte koşarak odama kaçtım ve kapıyı kilitledim. Annemin ikna olması için beni bir kaç gün görmemesi lazımdı. O yüzden yarın okuldan sonra eve yakın bir öğrenci evi veya otelde kalmam gerekiyordu. Ayrıca evet yarın okula gidiyorum çünkü geçen hafta gitmemiştim ve annem derslerime önem verdiği için burada bir özel okula kaydımı yaptırdı. Şimdi bide o züppelerle uğraşacaktım. Bana aslında bize kalsa devlet okuluna gidecektim ama buradaki okullarda hiç boş kontenjan yoktu. O yüzden özel okula gitmek zorunda kaldım. Bakalım bu sene kankam kim olacak? Ben burada kendi kendime konuşurken annemin hala içeriden seslenmelerini duyuyordum bu nedenle kulaklığımı takıp, yatağıma girip uyumaya başladım.

...

Sabah alarmın sesiyle uyandım demek isterdim ama hayır kendim uyandım. Babamdan sonra erken kalkmaya alışmıştım o yüzden yine kendim kalktım. Lavaboya girip işlerimi hallettikten sonra en sevdiğim yulaf tarifini yapıp hızlıca yedim. Sonra üzerime bir kot pantolon, t-shirt ve kot ceket giyip saçımı toplayıp çıktım. Zaten şoför kapıda bekliyordu bende beklemeden arabaya bindim.

Okula geldiğimizde şoför abiye akşam almasına gerek olmadığını söyleyip okula yürümeye başladım. Öyle herkes bana falan bakmıyordu. Hatta aksine benim burada olduğumdan bile haberleri yok gibiydi. Bende müdürün odasını aramaya başladım. Bulmak zor olmadı zaten girişin sağ tarafındaydı. Kapıya vurup bekledim.

- Gel

-  Merhaba hocam ben Cemre, yeni öğrenci.

-  Ah , doğru Naz hanım haber vermişti. Sınıfın 11 - B gidebilirsin.

-  Teşekkürler hocam.

Kapıyı kapatıp çıktım ve sınıfa doğru gitmeye başladım. Nasıl mı dersiniz? En alt katta 9'lar vardı o zamanda 2. katta 10, 3. katta da 11. sınıflar olmak zorundaydı. Ama evdeki hesap çarşıya uyar mı? Hayır. Katta gezdim gezdim hiç 11-B diye bir sınıf bulamadım. Bende birine sormaya karar verdim derken biri çarptı. Tam laf edecektim ama o? Nasıl? Şimdi o benzincideki çocuk sanacaksınız ama hayır. Bu ondan da taş. Bir ara ona da yürümeyi aklımın köşesine yazdım.

-  Adını bilmediğim çocuk, pardon ama ayı gibi yürümene gerek yok. Yavaş ve sakin bir şekildede yürüyebilirsin. Ölmezsin merak etme.

Çocuk bana bir baktı ve gülmeye başladı. Gülüşünü yediğim o nasıl gülme. Ay dur ciddiyeti bozma Cemre.

- Sen galiba yeni kızsın. İyi lokmasın. İstersen geceleri araman için numaramı verebilirim özür niyetine.

- Hey ağzını topla. Yoksa derini yüzer kendime ayakkabı yaparım. Bu ne terbiyesizlik canım!

- Tamam, tamam. Şaka bir yana pardon. Yani çarptığım için. Acelem vardı.

- Bir şartla affederim. O da bana 11-B'nin nerede olduğunu söylersen.

- 11-B demek. Bir düşüneyim. Hatırladığım kadarıyla -2. katta. Ama dikkat etmeni tavsiye ederim oranın oğlanları tam bir abazalardır.

- Sağol, sonra görüşürüz.

Demek -2. kat. Nasıl aklıma gelmez ya. Aslında bir yandan gelmemesi de normal yani -2. katta sınıf mı olurmuş? Neyse sınıfa doğru yürümeye başladım. Allahtan geldiğimde sınıf teneffüs olduğu için boştu. Ben de çanta olmayan bir sıraya ( cam kenarında en arkanın bir önü) çantamı koydum. Telefonla oylanırken zilin çaldığını duydum ve sınıfa gelmelerini bekledim. Ama yok 5 dk geçti, 10 dk geçti yoklar. Sonra aklıma ders programına bakmak geldi. Öğretmenler masasının üstündeki kağıda baktım. Tam isabet, ders programıydı ve dersi beden gösteriyordu. Aman ne güzel şimdi hem kıyafetim yoktu hemde beden eğitimi salonunun nerede olduğunu bilmiyordum. Bende derse girmeme kararı aldım. 

Yaklaşık yarım saat sonra yine zil sesi duydum. Sonunda teneffüs olmuştu. Bende okulu gezmek veya sınıfta kalmak arasında kalmıştım ki sınıfa bir kız girdi ve bana baktı. Bana doğru gelirken konuşmaya başladı:

- Yeni kızsın galiba? Ayy pekte güzelsin burada işin zor olacak. Adın ne?

- İlk olarak teşekkürler ve adım Cemre. Senin ne?

- Yağmur. Galiba sonunda normal birisiyle arkadaş oluyorum şükürler olsun. Sen bekle ben yanına geliyorum.

Ben öylece kızı izlerken kız  yanımdaki çantayı alıp kendi yerine koyup kendi çantasını yanıma koydu.

- Çantasını aldığın kişi kızmasın?

- Ay yok bizim sınıfta böyle şeyler umursanmaz.

Böyle nerdensin, niye geldin, kaç yaşındasın gibi sorularla sohbet etmeye başlamıştık. Aslında bu kızı sevmeye başlamıştım. Çok sempatikti. Biz sohbete dalmışken zili duymamıştım ama kapıdan gelen sesle birilerinin geldiğini anlamıştım. Kapıya doğru baktım ve:

- E yuh ama...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin