0.2; Loves Prisoners

63 11 34
                                    

Bazen, bir çift göze teslim olmak gerekir. Çünkü, aşk tamamen pes etmekten ibarettir. İnsanlar, teslim olur aşkına çoğu zaman. Düşünmeden, dengesizce davranırlar.

Bazenleri de; düşünmek isterler, düşünürler. Fakat dengesizce düşündükleri için asla kalplerinde ki kelepçeyi çözemezler. İşte, o insalara; "aşkın mahkûmları" denir.

❁❁❁

Elinde, küçük bir papatya ile yanına geldi oğlanın. Beyaz elbisesini toparladı ve oğlanın oturduğu banka oturdu. Elinde ki papatyayı, nazikçe oğlana uzattı; "Papatyaları sever misin?" Gülümsüyordu genç kız. Oğlan da, gülümsedi. "Severim, teşekkürler."eline aldı. Küçük papatyanın güzel kokusunu ciğerlerine doldurdu ve kızın siyah saçlarının arasına taktı.

Nasıl tanımadığı birinden böylesine etkilenmişti, nasıl olmuştu? Neden o güzel gülümsemesine teslim olmuş, pes etmişti? Onu savunmasız bırakmıştı, hemde tanımadığı bir kız.

Kız, oğlana elini uzattı; "Merhaba. Ben Lalisa." Oğlan, kızın ince elini kavradı; "Ben de Jungkook, memnun oldum." İkisininde gülümsemeleri yüzlerinden silinmemişti. Zamanı durdurmak istediler, birbirlerine doya doya bakmak için. Bu zaman kapsülünde, sadece ikisinin olmasını istediler bir anlığına.

Jungkook, beyaz gömleğinin kolunu geriye itip saate baktı; "Saat geç olmuş. Bu saate sokaklarda bu kadar kalmak iyi değil, görüşürüz Lalisa." Lalisa, gülümsedi ve el salladı. "Görüşürüz Jungkook."

❁❁❁

Kendini sıcak yatağına attı ve gözlerini kapattı. Derin nefesler aldı, uyumayı denedi.

Uyuyamıyordu. Yatağının yanında ki camın alt tarafına koyduğu papatyayı eline aldı. Baş parmağı ve işaret parmağı arasında biraz döndürdü ve gülümsedi. Kimdi o çocuk, ona dair sadece ismini de bilse neden onu zihninden atamıyordu?

Uzun uzun düşündü genç kız, neredeyse tüm gece. Tanımak istiyordu onu. "Umarım onunla tekrar görüşürüm." Diye sessizce konuştu. Ve kafasını yastığına koydu.

_________________________________________

Sabahın tatlı ışıkları camından odasına güzel bir giriş yapıyordu. Gözlerini biraz kırpıştırdı ve yattığı yataktan doğruldu. Kollarını iki yana açtı ve vücudunu esnetti. Güneş siyah uzun saçlarını aydınlatıyordu. Pembe bol tişörtü biraz kırışmıştı. Lalisa, güneş ışığında eladan yeşile çalan gözlerini ovaladı ve kolunu ağzına götürerek hapşurdu.

Oturur pozisyonda olduğu yatağından ayaklandı ve tüylü terliklerini giydi. Evinde ki küçük lavabonun ışıklarını açtı ve kapıyı aralayarak içeri girdi.

Eğildi ve soğuk suyu yüzüne doğru savurdu. Ardından hemen yanında ki havluyu aldı ve yüzünü güzelce kuruladı.

Lavabodan çıktı ve mutfağa gidip kendine bir fincan papatya çayı yaptı. Sabahları, zihnini toparlamak için mutlaka papatya çayı içerdi. Sürekli kahvaltı yapmaya vakit bulamazdı çünkü sabahları erkenden kafesini açması gerekiyordu.

Çayını bitirdiğinde bardağı bir kenara koydu ve odasına gitti. Dolabını açtı, içinden beyaz bol bir tişört ve mavi mom jean çıkardı. Çorap olarak bileğinin fazla üstüne gelmeyen sarı çoraplar seçti ve giyindi. Ardından, pantolonunun paçalarını çorapları gözükecek şekilde yukarı toparladı.

Saçlarına hemen basit bir şekil verecekti. Siyah saçlarını ördü ve kulağının biraz üstünde ki saçlarına iki tane çıt çıtlı toka taktı. Makyaj yapmayı sevmezdi fakat dün çok fazla soğukta durduğu için dudakları çatlamış ve biraz yüzü solmuştu. Yüzüne bir nemlendirici sürdü ve dudaklarına kirazlı koruyucu sürdü. Eskisinden daha canlı ve güzel duruyordu.

Hazırdı, vakti az olduğu için hemen bir kot ve tişört giyse de; çok güzeldi. Kusursuz fiziği, pantolonu ve tişörtü çok iyi taşıyordu. Kapısının yanında ki askılıktan bol, kısa bir kot ceket aldı ve kapısını aralayarak hemen önünde duran beyaz uzun converselerini giydi. Kapısını kilitledi ve asansörün yanına gitti. Asansör zaten bir alt katında olduğu için çok beklemesi gerekmedi. Asansör geldiği anda içeri girdi ve aynadan siyah perçemlerini düzeltti.

Asansörden çıktı ve hızla apartmanın ana kapısını açtı. Artık hızlanması gerekiyordu. Koluna taktığı çantasını daha sıkı kavradı ve koşmak için eğilir poziyona geldi. İçinden "1,2,3" diye saydı ve anından koşmaya başladı. Küçükken sporla ilgilendiği için hızlı koşuyordu.

Trafik ışıkların olduğu kaldırıma geldiğinde nefes nefeseydi. Pantolonunun belini hafif toparladı ve yüzüne düşen saçlarını geriye attı. Kafesi yakınlardaydı, neredeyse gelmişti.

Kırmızı ışık, sarıdan yeşile doğru gittiğinde; Lalisa olduğu yerden fırladı ve tekrar koşmaya başladı. Geçitten karşıya geçtiğinde de devam etti ve birden yere çullanmasıyla etrafına bakındı. Önünde ki çocuk ona elini uzatıyordu. Elin sahibine baktı, O...

❁❁❁

Sövebilirsiniz, piçlik yaptım 。◕‿◕。

Sizce neler olmalı / olacak? Tahminlerinizi bekliyorum~

Ayy heyecanlandım şimdiiğğ, herneyse sizi seviyorum. Görüşürüz♡!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ᴘʀᴇᴛᴛʏ ᴅᴀɪꜱɪᴇꜱあʟɪꜱɢɢᴜᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin