Neden bu kadar sessiz?Korkuyordum.Yemyeşil orman gecenin karanlığında siyaha bürünmüştü.Etrafta ulumalar duyuluyordu.Lanet olsun nerdeydim ben?Çalıların arkasından çıtırtılar geliyordu.Korkarak bir ağacın arkasına gizlendim.Kalp atışlarımı duyabiliyodum.Aniden çalıların arkasından esmer mavi gözlü 16-17 yaşlarında bir çocuk fırladı.Korkudan kitlenmiştim adeta.Hareket edemiyordum.Gözlerim karardı,dengemi sağlayamayıp yere düşerken sıcak bir eli(normalden oldukça sıcaktı)sırtımda hissederek uyandım.Tanrım ter içinde kalmıştım.Toparlanmak için arkamı döndüğümde karşımda küçük kardeşim Thomson gözlerini dikmiş bana bakıyordu.Korktuğumu belli etmeden:
-Odamda ne işin var seni küçük sıçan!
-Sana meraklı değilim sürtük kahvaltı hazır.
Arkasını döndü ve sakin bir şekilde odamdan çıktı.Yatağımdan kalkıp banyoma doğru ilerlerken ne berbat bir kabus gördüğümü düşünüyordum.Askılı tişörtümü ve şortumu çıkartıp aynadaki yansımama baktım.Boynumdan başlayıp sol bileğime kadar inen dövmelerim beni güçlü gösteriyordu.Çabucak duş alıp dolabımın kapaklarını açtı.Kabusuma o kadar kafa yoruyordumki ne giyeceğimi bile düşünememiştim.Direk karşımda duran siyah şortumu ve Jack Daniels baskılı tişörtümü üzerime geçirdim.Dudağımdaki piercingimi kontrol ettim ve mutfağa indim.Kızarmış ekmek kokusu bütün evi sarmıştı.Tam mutfağa girdiğim anda karşıma kendini beğenmiş üvey babam Peter çıktı.Gördüğüm kabus yetmiyormuş gibi birde bununla uğraşmak istemiyordum.Aldırış etmeden masaya oturdum ve kahvemi önüme çektim.Sert kahvemi yudumlayıp sandviçimi yerken Peter yine lanet olası öğütlerine başlamıştı.Tanrım bu adam beni deli ediyor.Kupamı elime alıp odama çıktım.Kulaklığımdan Lana Del Rey-Burning Desire sesleri yükselirken yatağıma uzandım.Odamın koyu duvarındaki rafta bulunan içki şişesinin neredeyse bitmek üzere olduğunu fark ettim.Yataktan kalkarak dibinde kalanı kafama dikerek tamamen bitirdim.Çantamı sırtıma takıp merdivenlerden indim.Annem ve ''Babacığım'' mutfakta yiyişiyorlardı.Görmezden gelerek kapıyı çekip çıktım.Biraz daha ilerledikten sonra yanıma bir araba yaklaştı.Camı indirdiğinde karşımda James vardı:
-Okula bırakabilirim bebeğim,diyerek Porche'sinin kapısını açtı.Hiçbirşey söylemeden arabaya bindim.Çantamdan çıkardığım paketten bir sigara çıkardım ve yaktım.Bir tane daha yakarak James'e uzattım.Bana dönmeden konuşmaya başladı:
-Nasıl gidiyor?
-Fena değil,diyerek onu takmadan kulaklılarımı takıp müzik dinlemeye başladım.Camı açıp ılık havanın yüzüme çarpmasına izin vererek şarkının sözlerini mırıldandım.Okulu vardığımızda kapıyı açtım ve ona dönmeden:
-Çıkışta bırakırsın,diye seslendim.Okulun bahçesine girdiğimde hocalardan biriyle karşılaşmamak için arka taraftan girmeye karar verdim.O tarafa doğru giderken çalıların arkasından ses geldiğinde adımlarımı hızlandırıp kapıya ilerledim.Bir sigara daha yakıp merdivenlere oturdum.Merakıma yenik düşünce merdivenden kalkarak sesin geldiği yere doğru ilerledim.Çalılara baktım fakat birşey göremedim.Bilinçaltım benimle t*şak geçiyor olmayı diye düşünerek arkamı döndüm.Tam ilerlediğim sırada tekrar ses duydum.Sinirlenmiştim.Hızla çalılara yürüdüm ve elimin tersiyle dalları iterek orda ne olduğunu anlamaya çalıştım.Götlek bir kedi yüzünden paranoya yapmıştım.Lanet olsun.
Son anda sınıfa girmekten vazgeçip tuvalete ilerledim.Enseme soğuk su vurduktan sonra makyajımı tazelemeye karar verdim.Aynadaki benliğime göz attım bir an.Düz kumral sarı saçlarımı sol omzuma attım.Saçlarımın uçlarının mor olduğunu yeni hatırlamış gibi uçlarını düzelttim ve daha belirgin hale getirdim.Uzun bir eye-liner çektim ve koyu renk rujumu tazeledim.Çantamı tek omzumma asarak tuvaletten çıktım.Ahh ders tarihti.Sınıfa suratım asık bir şekilde girdim ve çantamı sırama fırlattım.Çaprazımda oturan Tate'e baktım.Bugün daha değişik gözüküyordu.Tabiki her zaman tatlıydı ama fazla sessiz bir çocuktu.Saçmalamaya başladığıma karar verdim ve önüme döndüm.Tam o sırada hoca sınıfa girdi.Açıkçası dersleri umursamıyordum.Yine gizlice kulaklığımı taktım ve Stay dinlemeye başladım.Adamın ne anlattığına dair hiçbir fikrim yoktu ve defterimi karalayıp duruyordum.Şarkının nakaratında biri omzumu dürtmeye başladı.İlk başta Jan sandım ve arkamı dönüp:
-Lanet olası erkek kaşarı.....dediğim anda karşımda tarih hocasını gördüm.Tanrım bunlar başıma gelmek zorundamı?
-Sadece bir sefer bile olsa dersi dinlemeye çalış Lucy.
-Peki,deyip umursamaz bir tavırla önüme döndüm.Sinirlenmiş olacak ki dışarı çıkmam için eliyle işaret verdi.Eşyalarımı toplayıp hışımla sınıfı terk ettim.Beni izleyen gözlerden habersiz çıkış kapısına yürümeye başladım.
