#Bu ülkeyi ve insanların sıcakkanlı olmasını sevmişti genç adam. Yanındaki ağabeyleri ile geldikleri barın en iyi locasında oturmuş içkilerini yudumluyorlar ve bir yandan hoş sohbetlerini ediyorlardı. İçlerindeki en kısa abisi gözleri kısılana kadar gülümsedi ve aşağıda dans eden insanları gösterdi.
"Keşke bir idol olmasaydık. Şurada eğlenen insanlara da bir bakın! Şuan onların arasında dans etmek için her şeyi yapabilirdim!" dedi ve gülümsemeye devam etti. Herkes onu onaylamıştı ama kimse tek bir kelime etmemişti. İdol olmanın gerektirdiği sorumluluklar vardı. Kendilerini gizlemek zorundalardı. Çünkü biliyorlardı; onları seven hayranlarının yanında onlardan nefret edenler de vardı...
Genç adam bunu düşünürken biraz morali bozuldu. Bacaklarını iyice açarak koltuğa yayıldı ve rahatlıkla aşağıdaki insanları izledi. Buradan aşağıdakilerin onları göremeyeceğini biliyordu. Çünkü bu loca özeldi ve dışardan görünmesini engelleyecek şekilde camları siyah filmle kaplıydı. Genç adam biraz daha bakındı ve o sırada bar masasına yüzünden sıkıldığı belli olacak bir şekilde yaslanmış bir genç kadın gördü.
Genç kadından önce aslında tam net göremediği dövmeleri dikkatini çekmişti genç adamın. Yanlış görmediyse belinde kocaman bir kelebek dövmesi vardı. Ama genç kadın adamın bakış açısına göre yan bir şekilde durduğu için dövmesi tam belli olmuyordu. Üzerinde kırmızı midi boy bir saten elbise vardı. Elbise genç kadının bütün dolgun vücut hatlarını belli edecek derecede üzerine yapışmıştı. Elbisenin ip askısı incecikti. Sanki her an askıları kendiliğinden kopacak ve elbise yerle buluşabilecek gibiydi. Bir anda genç adamın gözünün önüne öyle bir sahne geldi ve yutkundu. Sonra kafasını yavaşça sağa sola sallayarak kendine gelip kadını incelemeye devam etti.
Gözlerini yüzüne çıkardı. Anladığı kadarıyla saçları sarıydı. Fakat mekanın renkli ışıklandırmalarından dolayı tam renklere hakim olamıyordu. O kan kırmızısı elbisesi hariç... Bakışlarını genç kadının yüzünde dolandırdı. Küçük gösteren bir yüzü vardı genç kadının. "Muhtemelen yaşını göstermiyor." diye düşündü genç adam. Çünkü etrafına attığı bakışlar tamamen olgun bir kadının attığı bakışlardı. Sivri bir çenesi, kalkık ve düzgün bir burnu, alt dudağına göre ince olan bir üst dudağı vardı. Yüz hattı keskin ve netti. Kaşlarını çatmış dans pistine doğru bakıyordu ve bir yandanda işaret parmağını elindeki bardağın etrafında dolandırıyordu. İnce uzun elleri ve bakımlı tırnakları vardı. Sağ kolu parça parça dövmelerle kaplıydı. Sol kolunda ise birkaç tane dövmesi vardı. Bir an "Ne kadar çok dövmesi var." diye düşündü genç adam. Giydiği narin ve kadınsı elbisesinin içinde çok farklı görünüyordu. Onu daha çok siyah deri ceket ve dar skinny jeani içerisinde hayal etmişti. Çok gotik bir görünüm sergiliyordu dövmeleri yüzünden.
"Acaba başka göremediğim dövmeleri var mı?" diye düşündü. Daha özel ve mahrem yerlerinde...
Bir anda oturuşunu düzeltti ve dimdik bir şekilde oturmaya başladı genç adam. Sırtından soğuk soğuk terler akıyordu. Gözlerini onun üzerinden çekti ve ağabeylerine döndü. Ağabeyleri koyu bir sohbet içerisine geçmişti. Elini kırmızı saçlarından geçirdi ve kendine çeki düzen vererek ağabeylerinin sohbetine katılmak için onlara kulak verdi. Yanık bir tene sahip olan ağabeyi üzerindeki deri ceketi çıkardı ve ona döndü.
"Sen ne dersin Jungkook? Bence aşağı inip birkaç dakika dans etsek sorun olmaz. Herkes sarhoş gibi ve aşağısı çok karanlık görünüyor. Kimsenin bizi görebileceğini zannetmiyorum. Hem Türkiye'de ne kadar çok Army olabilir ki?" dedi ve kare gülümsemesini ona sundu.
Jungkook önce emin olamadı. Sonra bakışlarını ona çevirdi ve genç kadının kaşları çatık bir şekilde ona baktığını gördü. Jungkook'un içinden bir ürperti geçti. Genç kızın göz rengini seçemedi. Yeşil miydi yoksa mavi miydi? Neden ona bu şekilde bakıyordu?
Sonra bir an aklına burayı göremeyeceği geldi. Genç kadının onu göremeyeceğini idrak ettiğinde bakışları hüzünle doldu. Muhtemelen şuan buranın ne olduğunu düşünerek kaşlarını çatmış şekilde buraya bakıyordu. Genç adam bir anda o kadınla tanışma isteğiyle doldu ve kare gülüşlü ağabeyine döndü. "Olur Tae hyung. Bende birinin bizi fark edeceğini düşünmüyorum." dedi ve ayağa kalktı.
Bu onların kaderinin kesişeceğinin bir başlangıç cümlesiydi. Çünkü birileri genç adamı fark edecekti. Ama genç adamın istediği şekilde değil....
#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Time • Diamond | Jeon Jungkook
Fanfiction"Diamond...Bana Diamond diye seslenebilirsin." *** "Söylemiştim Jeon. Sadece sevgililer öpüşür. Sevgililer ve karşılıklı sevenler..." *** Jeon Jungkook, gururlu bir adamdı. Aşkından vazgeçebilecek kadar... Yoğun smut içerir. Rahatsız olanların oku...