My Time • Diamond | Jeon Jungkook

6

#

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🥰

Boğazındaki kurulukla uyanmıştı Jungkook. Gözlerini açabilmek için birkaç dakika tanımıştı kendine. Kolunu sağına doğru attı ve bütün gece boyunca tenini tattığı kadını hissetmek istedi. Fakat eline gelen tek şey soğuk bir yastıktı. Bir anda gözlerini açtı. Gün hafiften aydınlanmaya başlamıştı. Saatin çok erken olduğunu az çok tahmin edebiliyordu. Fakat sarışın onun yanında değildi. Üstelik banyodan da herhangi bir su sesi gelmediğine göre Jungkook'u odada tek bırakmıştı.

"Şuna bak. İşlerin tam tersi olması gerekmez miydi? Resmen kullanılıp atılmış gibi hissediyorum. Aiishh!" Gülerek ama biraz sinirli bir şekilde
seslice kendi kendine söylenmişti. Yatakta doğruldu ve yerdeki boxerını aldı, giyindi. Kenardaki koltukta sarışının onun için getirdiği şort ve tişört katlı bir şekilde duruyordu. Dün akşam bunları giymesine gerek kalmamıştı. Çünkü bütün gece çıplak olması gerekiyordu. Aklına gelen görüntülerle yüzünde arsız bir gülümseme oluştu. Bütün gece sevişmişlerdi. Kadının teninin her köşesine bir iz bırakmıştı. Bütün dövmelerinin üzerinden geçmişti. Kalçasında meow yazan bir dövme vardı. Jungkook kendinden o kadar geçmişti ki dövmeyi üçüncü sevişmeleri bittiğinde fark etmişti. Dövmeyi fark etmesiyle tekrardan erekte olmuş ve son iki sevişmelerinde de o dövme üzerinde yoğunlaşmıştı. Fakat bütün gece sevişmelerine rağmen hiç öpüşmemişlerdi. Jungkook sarışını öpmek istediğinde ise sarışın onu "Sevgililer öpüşür Jeon."  diyip geçiştirmişti. Jungkook buna o an anlam veremese de bulundukları durumun çekiciliğinden dolayı sorgulamamıştı.

Bütün bunları düşünürken üzerini giyip odadan çıktı. Merdivenleri inerken sarışının nerede olabileceğini düşünüyordu. Adımlarını yavaşça mutfağa yöneltti. Genç kadının evi gerçekten büyüktü. Üstelik bir kadına göre fazlasıyla az eşya vardı. Evi modern bir şekilde dizayn edilmişti. Mutfağı gri, siyah ve beyaz tonları ağırlıklıydı. Jungkook gözlerini büyük mutfakta gezdirdi. Sarışın burada değildi. Mutfak kapısından dışarı bahçeye baktığında da oradaki çardakta da görünmüyordu. Mutfak masasının üstündeki surahi ve bardağa elini attı. Hızla birkaç bardak su içip susuzluğunu giderdi. Adımlarını salona yönledirmek için hole çıktı. Fakat duyduğu sesle duraksadı. Aşağı kattan bir tenin başka bir tene çarpması gibi bir ses geliyordu. Jungkook duyduğu sesle şaşırdı. Dün akşam Taehyung sarışına karşı çok ilgili davranmıştı. Ağabeyini çok iyi tanıyordu. Sarışın onun çokça ilgisini çekmişti. Ne yani Bilge ve ağabeyi aşağıda sevişiyorlar mıydı? Jungkook sinirlenmişti. Daha birkaç saat önce sevişmişlerdi. Sarışının hemen başka bir adamla sevişmesi erkeklik guruna dokunmuştu, ve hadi ama o adam ağabeyiydi!

Sinirle adımlarını aşağı kata yönlendirdi. Bu katta cam olmadığı için etraf biraz karanlıktı. Fakat gece lambaları holü loş bir şekilde aydınlatıyordu. Koridorda bir sürü kapı vardı. Koridorun sonundaki kapıdan sesler daha yüksek ve şiddetli bir şekilde gelmeye başlamıştı. Jungkook kanındaki siniri hissetti. Hızlı adımlarını odaya yönlendirdi ve kapıyı sertçe açtı. Fakat açtığı anda şoka uğramıştı. Çünkü üzerinde sporcu sütyeni, boksör şortu ve çıplak ellerine bandaj sarılı olan bir sarışın beklemiyordu.

Bilge ise kapının açılma sesiyle yumruklarını kum torbasından çekmişti. Kafasını kapıya döndürdüğünde karşısında yeni uyandığı belli olan bir Jeon Jungkook beklemiyordu. Üstelik bu haliyle bile çekiciydi.

"Jungkook! Saat sabahın altısı bu saatte neden ayaktasın? Yatıp biraz daha dinlenmeliydin."

"Aynı şeyi senin için ben söylemeliyim. Saat sabahın altısı ve sen antreman mı yapıyorsun? Üstelik bütün gece seni yormuştum bebeğim." Bilge, Jungkook'un sesindeki yaramaz imayı anlamıştı. Ona gülümseyip kafasını sağa sola salladı.

"Her sabah bu saatlerde kalkıp antreman yapmaya özen gösteriyorum. Kabul ediyorum dün gece beni çok yordun fakat sabah uyandığımda kendimi dinç hissettim. Sen neden uyanmıştın?"

"Susadığım için uyanmıştım. Sonra bir kalktım yatakta yoksun. Bu şeylerin tam tersi olması gerekmez miydi? Kitaplarda ve filmlerde hep öyle oluyordu sanki." Jungkook son cümleyi ensesini kaşıyarak kendi kendine kurmuştu. Adımlarını genç kadına doğru attı ve belinden tutup kendine çekti. Bilge gülümseyerek sarılı ellerini Jungkook'un kollarına koydu ve kafasını sağa doğru eğip yukarı kaldırarak gözlerine baktı.

"Tüh komidinin üstüne para koymayı unutmuş olmalıyım. Hem neden bu kadar irdeledin ki? Tamam seviştik fakat beraber uyumak zorunda bile değildik. Büyütülecek bir şey göremiyorum?" Jungkook sarışının kurduğu muzip cümleyi es geçerek sondaki iki cümleye takıldı. Sahi neden bu kadar takılmıştı ki? Aralarında duygusal bir şey yoktu. Yanında uyanmamasını neden bu kadar irdelemişti ki? Jungkook kaşlarını çattı.

"Sabah ereksiyonu denilen bir gerçek var. Ve ben kolumu attığımda yataktaki boşlukla uyandım." Bilge duyduğu cümleyle kaşlarını çattı ve Jungkook'un kollarının arasından çıktı. Tamam duygusuz ve tek gecelik birkaç ilişkisi olmuştu. Adamları bir daha da görmemişti çünkü numaraları bile yoktu. Ama sevişeceği adamı kendisi seçerdi. Üstelik öyle her beğendiği erkekle sevişmezdi. Karaktere özen gösterirdi. Fakat Jungkook'un söyledikleri onu kesinlikle sinirlendirmişti.

"Oradan bakınca senin ihtiyaçlarını karşılayan bir cinsel obje gibi mi duruyorum Jeon? Aramızda cinsel bir çekim oluştu ve seviştik. Sırf ilk defa gördüğüm biriyle seviştiğim için öyle her şekilde bedenimi millete sunduğumu mu düşünüyorsun? Birbirimizi daha tanımıyoruz bile! Haddini aşmaman gerektiğini bilmelisin. Tensel temas sınırlarımı da geçmezsen iyi edersin." Bilge sinirden titreyen elleriyle elindeki bandajları  zorlukla çıkardı. Jungkook'un vereceği cevabı beklemeden hızla odadan çıktı. Jungkook ise yaptığı hatayla baş başa kalmıştı.

Sarışın haklıydı. Birbirlerini daha tanımıyorlardı bile. Neden bu kadar sinirlenmişti ki yanında olmayışına? Güzel bir gece geçirmişlerdi. Aralarında duygusal hiçbir bağ yoktu. Sinirlendiği için düşünmeden konuşmuştu. Ve sarışın kadın verdiği tepkide haklıydı. Hal ve hareketlerinden önüne gelen her erkekle sevişmediği belli olan bir kadındı. Jungkook ise asla onu cinsel bir obje olarak görmemişti. O hiçbir kadını cinsel bir obje olarak görmezdi. Pişmanlıkla nefesini verdi. Şimdi sarışın kadının samimiyetini kaybetmişti. Üstelik bu ülkeden gitmelerine iki gün vardı. Jungkook iki günü bu eğlenceli kadınla geçirebileceğini düşünmüştü. Üzüntüyle kafasını iki yana salladı ve odadaki boy aynasından kendine baktı.

"Aferin sana Kook! Yine her şeyi bok ettin."

#