~Pes Etmemek~

15 1 1
                                        


Yazmakta biraz zorluk çekiyorum ama düzelticem. Kusura bakmayın

~

Hayatım boyunca hep dışlanan bir insan oldum. Çocukluğum hiç toz pembe geçmedi. Ben doğduğumda istenmeyen birisi olarak doğdum, babam ve ailesi ben kızım diye beni istemedi. Sevgiden mahrum bir şekilde çocukluğumu geçirmeye başladım.

Benim oynayabileceğim bir oyuncağım olmadı, annem alırdı babaannem ise onları hep atardı. Ben hep diğer çocuklara imrenerek hayatımı geçirdim. 1. sınıfa geçtiğimde anne ve babam ayrıldılar ve biz annemle kaldık. Annem hep çalıştığı için ben daha çocukken kardeşime bakıcılık yaptım.

Kardeşim daha küçük olduğu olduğu için onu bir süreliğine anneanneme verdik, artık evde tek basıma kaldığımda hayat benim için zorlaşmaya başladı. Sabahları buz gibi soğukta üstümü giyinip okula öyle gider, çıktığımda ise hiç oyalanmadan eve gelirdim.

Arkadaşlarım dışarıya çağırdığı zaman evde kalmak zorunda kaldırdım. 2. sınıfa geçtiğimde arkadaşlarım dışarıda oyunlar oynarken ben ilk yemeğimi yapıyordum. Artık alışmıştım ama yine de zorlanıyordum.

Babam eksiklerimize yardım etmezdi,bana liste yap seni gelip alıcam dediğinde inanıp listre yapardım. Camın başında saatlerce gelecek diye beklerdim ama gelmezdi.

3. Sınıfa geçtiğimde bize hep destek olan dedemlerin oraya taşındık. Dedemin çalıştığı okula gidip geliyordum. Öğretmenimiz birşey istediği zaman maddi durumumuz kötü olduğu için anneme söyleyemezdim, kendim bir şekilde halletmeye çalışırdım.

Bu kadar zorluğa rağmen annemin gösterdiği çabaları boşa çıkarmamak için hep çalıştım ve 6. Sınıfa kadar hep sınıf birincisi oldum, çeşitli etkinliklerde güzel dereceler aldım. Bu şekilde benim için sürekli çalışıp uğraşan annemi onurlandırdım.

Simdi diyeceğim şey belki saçma olucak ama doğru. Hayat size limon veriyorsa sizin limonata yapmayı öğrenin...
Pes etmeyin ve elinizden geleni yapın.

7. Sınıfa geçtiğimde babam bizi rahatsız ettiği için başka bir şehire taşınmak zorunda kaldık. Annem o sıralarda dışarıdan liseyi bitirip çeşitli kurslara giderek sonunda güvenlik oldu ve belgesini aldı. Yeni bir şehirde, tanıdığımız kimse olmadan, yapayalnız bir şekilde annemle yeni bir hayat kurduk.

O sene biraz zorlandığım için derslerimde düşüş yaşadım. Annem işe gidip çalışırken ben evde temizli,yemek ve diğer isleri yapardım. Kışın karda evimizin alt katında bulunan kömür ve odun taşıyarak evi ısıtırdım. Sabahları elektrikli soba ile ısınarak okula gider, geldiğimde ise sobayı yakıp, yemek yapardım.

Annem o sene babamın bize bıraktığı haciz borçlarını ödemek için 2 vardiya çalışmaya başladı. Annemi adam akıllı göremezdim. Annem baya zorlanmaya başladı ve dedemlere fazla yük olduğumuzu düşündüğümüz için yardım isteyemedik. Bazı günler ekmek alıcak dahi paramız yoktu, annenin iş yerinde getirdiği ekmekleri yiyorduk.

Annemin sessizce ağlayışlarını kaç kez duydum hatırlamıyorum bile...
Yaz geldimi babam bizi dedemden kalan küçük bir fındık tarlası için işçi olarak çağırırdı çünkü artık büyüyordum. Ben onun sadece yazları kızı oluyordum o da çalışmak için...

Ben adam akıllı yeni kıyafet aldığımı bilmem bayramlar hariç tabi,hep milletin verdiği kıyafetleri giyerdim annemde dahil. Ama mutluydum ne olursa olsun mutlu olup güçlü durmam lazımdı annem için. Başımda bir çatı yanımda annem vardı.

8.sınıfa geçtiğimde artık herşeye alışmıştım. Okulumu gayet iyi geçiyordu, arkadaş ortamım zaten küçüklüğümden beri olmamıştı. Hep ezildim ve yalniz oldum,alay ettiler ve kazık attılar. Duygusal olarak gerçekten çökmeye başlamıştım.

Artık kardeşim de yanımıza geldiği için okuldan sonra onunla ilgileniyordum. Bu seneyi de güzel bir başarı ile bitirdikten sonra liseye geçtim. Hem ders hem de yaşam biçimi olarak baya zorluk çektim çünkü hiçbirine yetişemiyordum.

Lise de yeni arkadaşlıklar edinmeye başladım ama pek başarılı olamadım. Herkesle aramı iyi tutmaya çalıştım benimle ilgilendiler. Bazen onlar kendi aralarında buluşurlardı ve beni çağırmazlardı tabi zorunda da değillerdi. Sınıfta herkes kendi halinde gruplaşmıştı çünkü ama ilişkimiz ilerlediğinde artık onla benim için arkadaş değil kardeş olmuştu. Hepsinin yeri benim için ayrıydı, çok gülüp eğlenmiştik. Evde biraz sorunlar yaşıyordum ve bu beni biraz üzüyordu. Ağladım zamanlar hep bana güçsüz ve duygu sömürüsü yapıyorsun dediler ama ne yaşadığımı bilmiyorlardı...

10.sınıfın 2. Dönemi onlardan ayrılarak farklı bir okula geçtim. Ortama kolay alışabilen birisi olduğum için çok zorlanmadım ve ayak uydurmaya çalıştım. Orada güzel dostluklar edindim.Bu sıralarda şeker hastası olduğumu öğrendim ve baya ciddi olduğu ortaya çıktı. Yeni bir beslenme düzeni yapmaya başladım. Annem ise o sıralar daha yoğun olmaya başladı.

Bir gece karşıma geçip " senin hastalığın benim yüzümden size iyi bakamıyorum ,istediğiniz yediremiyorum" diyerek ağlamaya başladı. İşte o an bütün herşey ağır gelmeye başladı ve nefes alamadım. Ama güçlü durmak zorundaydım çünkü ben güçsüz olursam annem daha beter olurdu...

Bu sene beni düşünceleriyle ,konuşmasıyla, karakteriyle baya derinden etkikeyen bir insan oldu. Fikirleriyle düşüncelerimi değiştirmeyi başardı buradan ona çok teşekkür ediyorum...

Artık herşeye alışmaya yeniden başladım ve hayatımı düzene koymaya karar verdim. Asla yılmadım bu kadar zamandır ve sizde yılmayın çünkü hayat birşeyi elleriyle direk olarak vermez. Onu almak için çabalamanız gerek...

Uzun lafın kısası ne olursa olsun asla pes etmeyin ve dik durun,üzülmeyin çünkü ilerde mutlu olacaksınız...

~

Hata yaptıysam kusuruma bakmayın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 16, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

HüzünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin