Dream Glow | Taekook ✓

*24'*

Çok şaşırtıcı biliyorum amaa

Jungkook~

Bilgisayar ekranına gözünü kırpmadan bakıp aynı anda tuşları kontrol etmeye çalışan Taehyung'a güldüm. Şu an o kadar komik görünüyordu ki daha önce nasıl olur da bu halini görmemiş olurum diye kendime kızıyordum.

Çok beceriksizdi. Oynayamıyordu. İlk oynaması için normaldi belki ama dehşete düşmüş bir hali vardı. Hangi tuşun ne yaptığını hatırlamaya çalışıyor parmakları sürekli yer değiştiriyordu. Sabit kalması gerektiğini, sadece yerleri ezberlemesi gerektiğini söylediğimde korkuyla başını sallayıp "yapamam" demişti.

Yapamıyordu da.

"BAY KIM ARKANIZDA!"

Dememe kalmadan panikledi ve tekrar öldü.

"10 dakikadır oynuyorsunuz ve bu 16. ölümünüz. Tebrikler gerçekten."

"Teşekkür ederim. Alışığım her gün ölüp tekrardan dirilmeye."

Hüzünlü bir ton katarak söylediği şeylere kahkaha attım. Onu çağırırken bu kadar eğleneceğimi düşünmüyordum.

Hatta bu kadar kötü oynayan biri normalde beni sinirlendirirdi. Oyunlar hassas noktalarımdı. Ama Kim Taehyung'a sinirlenemiyordum. Kocaman gözleri ve şapşal bakışlarıyla o kadar tatlı görünüyordu ki sinirlenmek mümkün değildi.

"Jungkook uçtum az önce gördün müü! Çatıdaydım bi anda. Vay canına!"

"Bu özelliğinizi 11. dakikada fark etmeniz harika bir şey. Karakteriniz sniper olduğundan olabilir mi acaba? Mesela silahınız da tek atış yapmıyor taramalı kullanabiliyorsunuz normalde."

"Ne! Bunu neden daha önce söylemedin!"

"Size açmadan önce karakterleri gösterdim ya Bay Kim! Orda yazıyordu özellikleri! Neye göre Widowmaker'ı seçtiniz özelliklerine bakmadıysanız ?"

"Saçları mordu. Hoşuma gitti. "

Omuz silkerek konuşunca ilk başta ciddiyetini algılayamadım. Sonra gülmeye başladım. Karakteri dış görünüşüne göre seçmişti resmen. Onu yemek istiyordum.

"Bay Kim bakın sağda can var, hadi alın onu hadi!"

"Bu mavi şeyler can mıydı?"

"Eveet!"

"Peki ne işe yarıyor?"

Ciddi misin dermiş gibi baktım.

"Silahınızı dolduruyor. Ne işe yarayabilir Tanrı aşkına!! Can diyorum sonuçta! Ayrıca takım arkadaşlarınızın kafasına sıkıp durmayın! Kırmızılar karşı taraf, maviler değil!"

Sırıttı.

Sonrasında benimle oynadığını fark ettim. Beni sinirlendirmeye çalışıyordu. Şeytan diyordum inanmıyordu işte kimse.

İlk tur bitince koluna dokundum.

"Ilk turda kazandınız sizin berbat oynamanıza rağmen. İkinci turda da kazanırsanız oyun uzamayıp bitecek. Ama isterseniz ikinci turu ben oynayayım ve nasıl oynayacağınızı görün."

"İlk yapman şeyi en sonda yapıyorsun harika."

Güldüm. Oyunla cebelleşmesi hoşuma gitmişti ne yapabilirim.

Kim Taehyung ile yer değiştirdik ve klavyenin başına geçtim. Ellerimi esnettim.

"Ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu görelim bakalım. Bir tur boyunca hiç ölmezsen senin istediğin bir şeyi yapacağım."