"Peki beyfendi Bay YoonGi hakkındaki bildiklerinizi anlatabilir misiniz?"
Adam karşısındaki polise baktı. Hâlâ ölen arkadaşı hakkında bu kadar kafa yorarken ona sorulan sorular bir kulağından girip diğer kulağından çıkıyordu sanki
"Onun hakkında fazla birşey bildiğim söylenemez. Onunla yakın arkadaşlarız desem bile bana hakkında fazla birşey anlatmazdı. Sadece 6 tane yakın dostu olduğunu, ailesini 14 yaşındayken kaybettiğini ve en son hayatını kaybetmeden öncede psikolojik destek aldığını hatırlıyorum"
Kadın dediklerimi masanın üstünde duran not defterine yazmıştı bile. Bana bakıp sanki benden daha fazla bilgi istercesine baktı.
"Peki arkadaşlarının isimlerini söyleyebilir misiniz bana?"
"Kim SeokJin, Kim Namjoon, Jeon Jungkook, Park Jimin, Jung Hoseok, Kim Taehyung"
"Peki onlar hakkındada bana bilgi verebilir misiniz?"
Çocukları en son gördüğüm anlar hala aklımdaydı. Hiçbirinin sonu iyi olmamıştı... Söylemek için ilk ağzımı açtığımda boğazımdaki kuruluğa lanet etmiştim. Biraz durup kendime gelince konuşmaya devam ettim.
"Namjoon çok içtiği bir gece dışarı çıkmıştı. Geri dönerken onun evine gelecek olan Jungkook'a çarptı ve Jungkook'un bacakları kalıcı felç oldu. Namjoon' da şuanda hapiste zaten 7 ayı kaldı diye biliyorum"
Buğazım çok kötü olmuştu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Jimin'in babası büyük bir depremin enkazında kalıp ölmüştü. Jimin'de bu yüzden büyük bir psikolojik sorun yaşamıştı. En sonunda büyük annesi Jimin intihara kalkıştığı için onu hastaneye yatırmıştı. Hoseok'ta en son sokakta dans ederken kafası bozuk biri tarafından bıçaklanmıştı. Sonra da hayattan koptu zaten. SeokJin şuan psikolojik sıkıntılar çektiği için ilaç kullanıyor. Neden olduğunu pek hatırlamıyorum. Ama Taehyung en son 1,5 yıl önce babası ona her ne yaptıysa artık dayanamayıp koreden kaçmıştı. Onun nerede olduğunu hala bilmiyorum"
Kadın bana büyük bir dikkatle bakıyordu.
"Sen Bay YoonGi ile kaç yıldır arkadaşsın acaba?"
YoonGi ile ilk tanıştığımız zaman aklıma gelmişti... işte o zaman gözümden bir damla yaş akmıştı.
"Onunla 3 yıl önce tanıştım. Üniversitenin son yılı okul değiştirmek zorunda kaldığım için onun olduğu okula gitmiştim. Piyano çalışmak için girdiğim bireysel oda da o vardı öyle tanışmıştık. Son 3 aya kadar çok samimi değildik ama 3 ay önce ailem bana destek vermeyi bırakınca evimden olduğum için bana onda kalabileceğimi söylemişti"
Kadın bana garip bir biçimde bakıyordu. Bana inanmıyor muydu yoksa başka birşey mi vardı anlayamıyordum.
"Son 3 aydır onun evindeydin yani?"
"Evet öyleydim"
"Peki onu bu duruma sokacak birşeyler yaptığını görmüş müydünüz? Şu son 3 ay içerisinde"
"Çok fazla içiyor ve son 1,5 aydır evde çok sinirli oluyordu. Nedenini her sorduğumda artık dayanamadığını söylüyordu sadece. Acı çektiği belliydi ama nedenini hiç öğrenemedim"
Kadın derin bir iç çektiğinde bana umutsuzca baktı.
"Yardımlarınız için teşekkürler. Yakında soruşturma için sizi tekrar çağırabiliriz. Şimdilik bu kadarı bizim için yeterli"
Minnetlerimi iletmek amacıyla eğildim ve sonrada gidip arabama bindim.
Hâlâ aklım almıyordu. YoonGi'nin ölümü çok aniydi ve cenazesine gelebilen bütün arkadaşları bu durum yüzünden şok olmuş gibiydiler.
Onlarla da arkadaştım ama bugün niyeyse hiçbiri ile konuşasım gelmedi. Hepsi soruşturma için çağırılmışlardı ama konuşulanları bilmemem sinirimi bozuyordu
Ben YoonGi hakkında onlar kadar çok bilgi sahibi değildim. Keşke olsaydım. Keşke YoonGi bana güvenseydi ve başından geçenleri anlatsaydı. Onu şimdiden çok özlemiştim. Umarım cennette daha mutludur...
Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk hikayem ve umarım beğenirsiniz. Bir iki bölüme final olur zaten T_T. Neyse çok konuştum size iyi okumalar
♡Hepinizi çok seviyorum♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRE
HumorHer hikâyenin sonu ana karakterin o anki psikolojisine bağlıdır. Ne yazık ki YoonGi güçlü değildi. Güçlü kalamamıştı ama belki de biraz daha umudu olsaydı, o da mutlu bir son yaşayabilirdi... 3 bölüm + 1 özel bölümü bulunan kısa bir kurgu. Umarım b...