YoonGi ve Taehyung'un babası karşı karşıya duruyorlardı
"Seni öldürücem pislik!"
YoonGi tam ona saldıracakken adam YoonGi'nin kolunu tuttu
"Kavga etmeye gelmedim. Sana birşey söylemek için geldim... Taehyung... O"
YoonGi iyice sinirlenmişti. O daha adını söylemeye bile kıyamadığı adamın adını bir pislik rahatlıkla söylerken neredeyse çıldırmak üzereymiş gibi hissediyordu
"Onun adını ağzına alma. Ne oldu ona? HAH?! KONUŞSANA BE!"
Adam iyice sinirlenmişti ama çocuğun sarhoş olduğunun farkındaydı.
O yüzden birşey yapmadan devam etti."O bir depoda ölü bulunmuş. Çok fazla uyuşturucu yüzünden kalp krizi geçirip ölmüş"
YoonGi artık dayanamamış ve adamın boğazına yapışmıştı. Gözünden akan yaşlar artık önünü görmemesini sağlıyordu ama umursamadı.
YoonGi yavaş yavaş kendine gelirken hala adamı boğazlıyordu. Ellerini büyük bir hışımla çektiğinde adam ölmüştü bile...
YoonGi adamı evin içindeki bir odaya koyup odanın kapısını kilitledi. Kafayı yemişti artık. O gün ilaçlarını da almamıştı zaten.
Bacaklarını kafasına kadar çekmiş bir öne bir arkaya sallanmaya başlamıştı. Taehyung'un ölümünü öğrenmek ve sonra Taehyung'un asla olmasını istemediği biri haline dönüşmek... Onu öldürmüştü. Kim bilir başına neler gelecekti.
Bunları düşünmek istemiyordu o yüzden gidip yıllar önce başından kalktığı piyanonun önüne tekrar oturdu. Parmaklıkları sanki bütün pişmanlıklarını ondan uzaklaştırmak istercesine hareket ediyor ve o dünyaya duyurmak istese de hiçbir zaman başaramadığı o hüzünlü parçasını çalıyordu. Uzun bir süre durmadan o notaları çaldı. Hiç durmadı. Ama sonra yorulduğu için bıraktı
Son kez odaya girip ölü olan adama baktı.Artık cidden kafayı yemişti.
Elindeki alkolü bütün bir eve döktü kendiside piyanonun taburesine oturdu ve elindeki kibriti yakıp yere attı.
Bütün bir ev yanıyordu. YoonGi evin içinde alevlerle birlikte yanmaya başlamıştı ama hiç hareket etmedi. Canının acıması artık umurunda değildi. Birini öldürmüştü. Bu yüzden yaşamaya hakkı olmadığını düşündü.Sonunun böyle gelmesini istiyordu. O.. Artık ölmek istiyordu ...
Saatler sonra Arkadaşı eve gelmişti. Ev yanıyordu ve bir sürü itfaiye aracı alevleri söndürmek için uğraşıyordu. Kafasını çevirdiğinde ambulans aracına koyulan arkadaşını görünce yanına doğru koştu ama arkadaşının o halini görünce daha fazla yaklaşamadan olduğu yerde kaldı.
YoonGi'nin yüzü yanmıştı vücudu tamamıyla yakınlarla doluydu zaten. Jae Yeol ne yapacağını bilemedi. Oradan uzaklaşmak istedi sadece ama kolunu biri tutmuştu. Arkasını döndüğünde karşısında bir polis memuru vardı.
Sonrasını biliyorsunuz zaten.
Polisler soruşturmalardan sonra bunun bir intihar olayı olduğunu anlamıştı.
Aradan 2 hafta geçti ve Jae Yeol artık gerçeklerle yüzleşmek istediği için Hoseok'un yanına gitmişti. Orada Jungkook'ta vardı ve bir mektubu okuyorlardı.
Hoseok ağlıyordu ve Jae Yeol geldiğinde kağıdı ona uzattı. Jae yeol okuduğu yazının YoonGi'ye ait olduğunu hemen anlamıştı ama yazan şeyler yüzünden ağlamaya başlamıştı.
Sevgili ailem...
Üniversitenin ilk yılı tanıştığım ilk kişi Taehyung'du. Çok şirin bir çocuktu. Ona aşık olmuştum. Ama o hiç fark etmedi... olsun. Bu benim için sıkıntı değildi. Sadece onu seviyor olamak bile bana yeterliydi. Her sabah onu görüyor olmak. Sonra da Hoseok, Namjoon, Jungkook,Jimin ve Jin'le tanışmıştım. Ailem olmuşlardı. Sizinle geçirdiğim her an bir masaldaymışım gibi hissettim. Çok güzeldi o günler ama sonra o pislik hapishaneden çıkmıştı. Taehyung'u o halde görünce içimde birşeylerin kırıldığını hissettim. O adamı öldürmek istiyordum. Daha ben bir kere olsun Taehyung'a dokunamamışken o adam hiç acımadan onun canını yakmıştı. Sonrasında hep içtim zaten. Kafam hep güzel olursa düşünecek fazla zamanım kalmaz diye düşünürdüm hep. Sonra da öyle oldu zaten Hoseok bıçaklamadan önceki gün hastaneye gittiğimde kanser olduğumu söylediler. Pek umrumda değildi o sıralar ama çektiğim acılar her seferinde bana hatırlatıyordu içinde olduğum durumu. Sonrasını anlatmak dahi istemiyorum. Herkes dağıldı. Bir kişinin bile hayatı düzgün ilerlemedi. Bu sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Sonra bir gün karşıma Jae Yeol çıktı. Çok kötü durumdaydı. Küçük bir yavru kedi gibiydi. Bana Taehyung'u hatırlatmıştı... Belki o bile hatırlamıyordur ama ikimizde bir akşam çok içtik. İkimizinde kafası çok güzeldi ve sonrası... hatırlamak içimi bir garip ediyordu. Bunlar olduktan sonra Jae Yeol gitmesi gerektiğini sadece bir hafta süreceğini söyledi. Bir hafta bile olsa gitmesini istememiştim hiç. Sonra o akşam... O akşam Taehyung'un babası yanıma gelmişti. Bana Taehyung'un öldüğünü söyledi. Bende onu öldürdüm... Bu sefer cidden onu öldürmüştüm. Ama artık dayanamıyorum o yüzden bu dünyaya veda etmeden önce size bu mektubu yazmak istedim. Umarım size ulaşmıştır...
Jae Yeol bu mektubu okurken ağlamaya başlamıştı bile. Gözlerinde yaş kalmayacak kadar ağladı hem de. Artık olanları tam manasıyla biliyordu.
Onun o halini görünce Jungkook ve Hoseok ona güç vermek istercesine sarıldılar.
Artık sadece birbirlerine sahiplerdi. Belki birkaç ay sonra Jimin,Namjoon ve Jin aralarına katılacaklardı belki ama o zaman asla eskisi gibi olamayacaklardı belki de.
Bu gerçek onları her geçen gün daha da bitirdi.
Bundan sonrası sadece büyük bir trajedi olarak kaldı onların hayatında...
Merhaba. Bu biraz saçma bir son oldu farkındayım. Hatta istediğim mesajı da veremedim. Onunda farkındayım ama umarım siz beğenmişsinizdir.
Hepinizi çok seviyorum
Görüşürüz
♡♡

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRE
HumorHer hikâyenin sonu ana karakterin o anki psikolojisine bağlıdır. Ne yazık ki YoonGi güçlü değildi. Güçlü kalamamıştı ama belki de biraz daha umudu olsaydı, o da mutlu bir son yaşayabilirdi... 3 bölüm + 1 özel bölümü bulunan kısa bir kurgu. Umarım b...