5

428 37 10
                                    

Boynuma doladığı kollarından kurtulup yavaşça yere indirdim onu. Mutfağa gidicekken arkamdan seslendi.

"S-seni seviyorum,seni seviyorum Moon-ah"

Olduğum yerde kaldım. Ne diyebilirdim? Bende onu seviyor muydum?Yine cevap vermedim.

"Seviyorum seni Moon-ah"

Bu sefer sinirle bıkkınlıkla söylemiş gibiydi. Önce mutfakta biraz durdum. Ardından bir bardak su koydum. İçerden sesler gelince hemen koştum. Bir kaç tane vazo,bardak,tabak kırmıştı dizlerini gövdesine kadar çekmiş elindeki cam kırıklarını sıkıyordu.

"Seok Jin!!!"

Hemen yanına koşup elindeki camları temizlemeye çalıştım.

"Bırakma beni sana çok aşığım,seni seviyorum, bırakma beni,bırakma beni"

Sürekli aynı kelimeleri söylüyordu.

Kendine gelmesi için hızlı bir tokat attım.

***
Elini sarmıştım.

Odada hiç konuşmadan duruyorduk.

Saat epey geç olmuştu ve biz birbirimize tek bir kelime bile etmemiştik.

Köşedeki kahverengi deri koltukta. Yaramazlık yapmış suçlu bir çocuk edasıyla oturuyordu. Artık gitme zamanım gelmişti ama istemiyordum.Bir şey vardı,beni buraya bağlayan.

O an tüm gururumu bir kenara atıp kalbimim sesini dinledim.

Ayağa kalktım ve hemen yanımdaki tabureyi sürükleyerek yanına götürdüm. Önünde oturdum.Bir kaç dakika bana bakmasını bekledim.

Kafasını yukarı kaldırdım.hafifçe bana bakmasını sağladım.Ellerini tuttum.

"Çok acıyor mu?"

Başını hızla salladı.
"Hiç acımıyor."

Sargılı elini ellerimin arasına aldım ve öptüm.

Yüzünün önüne gelen saçlarını elimle düzelttim.

"Terlemişsin. Üstündekilerden kurtulalım."

Önce üstündeki yeleği ardından içindeki
t-shirtü yavaşça çıkardım. Güzel vücudundan gözlerimi ayıramıyordum.

Birden dudaklarına yapıştığımı farkettim bana karşılık vermiyordu.

Yaptığım şeyin farkına varmamla hemen doğruldum. Ve eve gitmek üzere kapıya yöneldim.Ah napıyordum ben!

"Namjoon-ah!"

Bunu o kadar içten söylemişti ki dayanamamış tekrar yanına gitmiştim hızla.

Önce dilimi yolladım.Karşılık vermesiyle gülumsedim. Nefesimiz kesilene kadar böyle devam ettik. Nefes nefese geri çekilirken gözlerime bakıp gülümsedi. Gülümsemesinden öptüm. Bu sefer ilk o başlattı. Bir yandan öpüyor bir yandan üstümdekilerden kurtulmaya çalışıyordu.

Elleri kemerime gitti. Tepki vermedim. Tekrar yüzünü avuçlarımın arasına aldım ve öptüm.

Boynunu emmeye başladım. Vücuduna kondurduğum öpücüklerle gülümsüyordu. İnlemeye başladı.Eli tekrar kemerime kaydı.Kendimi ona karşı serbest bıraktım.

Tamamen kemerden kurtulduğunda gülümserken kapı tıklatıldı.

"Na-namjoon namjoon şey ııı s-sen banyoya geç tamam haberleri olmiyacak merak etme tamam ıı geç yolu biliyorsun zaten"

"Jin?"

"Özür dilerim özür dilerim özür di-"

"Neden özür diliyorsun Jin?"

"Bu ilişkiyi istemediğini biliyorum, kimse öğrenmiyecek bende söylemiyeceğim kimseye." dedi.

"Jin öğrenebilirler sakin ol."

"Hayır Namjoon bana acıdığın için böyle söylüyorsun bana acımana gerek yok."

"Sana acımıyorum neler saçmalıyorsun"

"Namjoo-"

Kapı bir kez daha tıklatıldı.Umursamadım.
Sakinleşmesi için Jin'in yüzünü avuçlarımın arasına aldım.Kalbimi dinleyecektim.

Parlayan gözlerine baktım.

"S-senden utanmıyorum Jin-ah... Iıı sen, s-sen b-benim sevgilimsin...Ya-yani sevgilim olur musun...Çünkü seni..."

Ellerimi yüzünden çekip tekrar gözlerine baktım.

Duvarlara baktım aşırı paniklemiştim,ellerim titriyordu.

Terleyen ellerimi farkında olmadan onun pantolonuyla sildim.

Gözleri pantolonunun üstündeki ellerime kaydı. Paniklediğini görebiliyordum.Nefesi kesilmişti. O kesinlikle ilk tanıştığımız Bay Kim değildi.

Hemen ellerimi bacaklarından çekip onun elleriyle birleştirdim.

"Çünkü seni seviyorum."

Hiçbir tepki vermemişti.

Sol elimi sol eline kenetledim.Sağ elimi sol göğsüne dokundurdum.Kalp atışları çok fazla hızlıydı.Gülümsedim.

"O-ona sahip olmak istiyorum.Benim olsun,yalnız benim için atsın istiyorum.Öyle işte"

Çok mu ani olmuştu.Kalbimi dinlemek... Yanlış bir fikir miydi?

Ben avuç içlerimi tırmalarken.Aniden boynuma sarıldı.

"Seni seviyorum Moon-ah"

___

1.30 saattir odada tepkisiz duruyorduk. Hiç konuşmadan...Hiç bir şey yapmadan, nefeslerimiz odada yankılanıyordu.

2 saat önce çalan kapı tekrar çaldı.

Hiç düşünmeden kapıyı açtım.Karşımda duran Jeon bizi bu halde görmeyi hiç beklemiyordu,bu yüz ifadesinden okunabiliyordu. Gözlerini pörtletti.

"Gel içeri." Dedim.

Kapıyı açık bırakıp yerdeki kemeri belime taktım.

"Umarım rahatsız etmiyorumdur... Taehyung geldi,sizi almaya"

Jin'e bakıp gülümseyerek;
"Yoo bizim de işimiz bitmişti,rahatsız etmiyorsun ve 10 dakikaya aşağıdayım."

Üstümü giyip eşyalarımı aldım.Hala yere odaklanmış olan sevgilime baktım. Tepkisiz öylece duruyordu.Yanına gittim, önünde eğilip alnına bir öpücük kondurdum.

"Sen benden hoşlanıyorsun?"

Ahh,ne yani hala şoktan çıkamamış mıydı!

"Hayır hoşlanmıyorum." dememle hızla başını bana çevirdi.

"Ahh Seok Jin...Sanırım...Sanırım ben sana aşık oldum."

Bir şey demesini beklemeden ayağa kalkıp kapıya yöneldim.Arkamdan hızla gelip boynumdan öptü.

"Yarın yine gel...Sevgilim..."

Cevap vermeden odadan çıktım.Cevap verseydim bu muhabbet sonsuza kadar devam ederdi...

Gerçekten inanmıyordum neler olmuştu böyle?

_________________________________________

Ayy sonundaaa kavuştular oy verip yorum yapmayı unutmayın.Kimse okumuyo ama ben yazmayı seviyorum.

Yeis |namjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin