Şu an, çalıştığım kafenin sahibinin karşısında duruyordum. Kendinden bahsetmekten asla bıkmıyordu. Saygısız bir insan değilim, ama yeter! Lafını böldüm."Efendim! Beni neden çağırdınız?"
Hoşuna gitmemişti anlaşılan lafını bölmem. Ellerini karnının üstüne koydu ve sonunda asıl meseleye geldi.
"Sen bundan sonra işten daha geç saatlerde çıkacaksın."
"Mesela?"
"1-2 gibi..."
"Ama abi, benim yurdum var. Sürekli o saatte gidersem aileme söylenir. Biliyorsunuz durumu..."
Yüzünde aptal bir sırıtış belirdi.
"Sen bu işe muhtaç değil misin?"
Kafamı öne eğdim. Sesim çıkmıyordu. O koduğum ağızıyla kahkaha attı.
"Sabahlarıda biraz erken geleceksin."
Kafamı salladım ve kapıya yöneldim. Kulpunu aşağıya indirirken tekrar konuştu. "Ayrıca... Maaşını da yarıya indiriyorum."
Çok az açtığım kapıyı kapattım. Kafamı arkama çevirerek, Hasan abiye baktım. Koltuğunda yayılmış, keyifle beni izliyordu. Hâlâ ona bakarken, kapıyı kilitledim.
Ona dönüp, masasına doğru ilerledim. Kafam eğikti. Vereceğim tepkiyi veya cevabı bekliyordu. "Sikerim seni piç kurusu..."
Yüzünün nasıl bir şekle büründüğünü bilmiyordum ama büyük ihtimalle dehşete uğramıştı.
Oturduğu yerde dikleşti. "Ne dedin sen?!"
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Ellerimi masasına koydum ve eğildim. Ardından tekrarladım. "Sikerim seni piç kurusu!"
Kaşları çatılmış, yüzü buruşmaya başlamıştı. "Ağzını topla!"
Kafamı yana eğdim. "Toplamazsam?"
"Maaşını vermem ama burada yine köpek gibi çalışırsın? Bana muhtaçsın. Dediğim her şeyi yapmaya muhtaçsın..."
Gözlerimi kapatıp, kafamı sakince yanlara atarak, cıtlattım. "Değilim..."
Kahkaha attı. "Öylesin. Ben olmasam işsiz kalacak durumdasın be! Orospu çocuğu!"
Siktim seni!
Yakalarını kavrayıp hızla kendime çektim. "Dügün konuş!"
"Niye? Değil misin?"
Yumruğumu suratına geçirdiğimde, acıyla inledi.
Masanın etrafından dolanıp, sandalyesinin yanında durdum. Sandalyenin kenarlarından tutup, döndürdüm. Yüzüne bir yumruk daha attım.
"Annem hakkında düzgün konuşacaksın!"
Bir tane daha. "Küfür etmeyeceksin!"
Aletine tekme attım. İşaret parmağımı ona sallayarak "Dua et, benim için üzülecek sevdiklerim ve annem var! Yoksa seni burada sikerdim!"
Gidecekken durdum. "Maaşı ister ver, ister verme!" Önlüğümü çıkarıp, masanın üstüne fırlattım. "İstifa ediyorum!"
Dayanamayıp bir yumruk daha patlattım yüzüne. "Annem hakkında düzgün konuşacaksın!!"
Kapıyı çarparak odadan çıktım. Ve o kafeyi terk ettim.
^-^
Efe'yi aramış ve nerede olduğunu sormuştum. Küçük Kafe'de olduğunu söylediğinde, adımlarımı yavaşlattım.
Yakındı. Ellerimi montumun cebine soktum ve aldığım uzun nefesi geri verdim. Ağzımdan çıkan buharı izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BENİM! (+18) -b×b-
RandomÜniversiteye giden ve iş arayan gençe göre, bebek bakmak ne kadar zor olabilir ki? Tabii, o bebekler bir çift liseli değilse... Ağır küfür ve +18 içerir. Yaşı küçük olanlar okumasın. (Yaşı küçük olsa bile okuyan birkaç kişi vardır eminim.)