Sanki dilimi yutmuştum konuşmak istemiyordum.Suyun içinde yüzen çantayı Bayan Peregrine aldı.Ve sonrasını hayal meyal hatırlıyorum.Zar zor yürüyebiliyordum,bir eve gelmiştik.Sonrası karanlık bir sonsuzluk.
***
Uyandığımda bir odadaydım kıyafetlerim kurumuştu.Ayağa kalktım tüm bunların bir rüya olmasını istiyormuş gibi.Odayı gezdim Bayan Peregrine geldi ve benden bütün olanları anlatmamı istedi.Anlattım bir yandan da ağlıyordum.Bayan Peregrine iyi olmamı daha sonrada akşam yemeğine aşağı inmemi söyledi.Yüzümü yıkadım ve aşağı indim.Ev güzeldi Victoria tarzı bir evdi.Yemek yedikleri odayı buldum .İçeri girdim herkes fısıldaşmaya başladı.Beni noş bir sandalye bekliyordu.İki erkek çocuğunun ortasıydı.Sessizce oturdum ama Jason'ı düşünmeden edemiyordum.Sağımdaki çocuk''Neden benim yanıma oturmak zorunda?''diye sordu.''Lütfen kibar olun bay O'Connor''diye azarladı Bayan Peregrine.''Çocuklar bayan Blossom'a kendinizi tanıtın''diye devam etti Bayan Peregrine.''Ben Emma,Emma Bloom tuhaflığım dedi ve elinde bir ateş yaktı.'' ''Abraham Portman kısaca Abe diyebilirsin.Şey onları görebiliyorum''dedi anda masadaki küçük çocuklar yüzlerini kapattı veya sessizce çığlık attı.Şık görünümlü bir çocuk''Horace Somnusson,geleceği görebilirim.'' ''Olive Elephanta,uçabilirim''dedi ''Fiona Fraunfeld,bitkilerle temas kuruyorum.''dedi kısık bir sesle.''Millard Nullings gördüğün üzere-aslında göremediğin üzere görünmezim.'' ''Claire Densmore''dedi masadaki en küçük kız ve saçlarının arkasındaki ağzını gösterdi'' ''Victor Bruntley''dedi solumda oturan çocuk ''kız kardeşim ve ben-kız kardeşini göstererek 10 adamın gücüne sahibiz'' ''Bu arada Bronwyn Bruntley''dedi az önce çocuğun gösterdiği kız.''Enoch O'Connor ölüleri bir kaç saniyeliğine yeniden hayata döndürebilirim''dedi ve herkesin yüzü etrafında arılar uçan çocuğa çevrildi.