Bölüm 9

52 16 23
                                    

şarkımız biraz eski fakat çok hoşuma giden bir şarkı bölümün şarkısı olsun seviyorum sizleri  

(Eser'in anlatımıyla)

evet ona çıkma teklifi ettim kendime inanamıyorum onu belaya çekiyorum ama yapamıyorum ondan uzak duramıyorum onu gördüğüm ilk an ona aşık oldum farklı çok saf acayip güzel prensesler gibi 

"ne" demişti şaşırarak kabul edecek miydi bilmiyorum benim ağzımdan dökülen cümleleri inanın ben duymuyorum kulağıma gelmiyordu söylediklerim beynim işitmiyordu olanları  SAKİN OL ESER KENDİNE GEL ALT TARAFI BİR KIZZZZZ !!!! bu heyecanıma içten içten kızıyordum

(Birgül'ün anlatımıyla)

inanamıyordum yakışıklı bulduğumu kendime hiç itiraf ettim mi onu bile bilmiyordum ve o adam bana çıkma teklifi ediyordu bu da kavga edip uzaklaştırırım oyunu muydu çıkma teklifi edecek kendine bağlayıp kavga mı çıkaracaktı ? ondan uzak durmam için bilmiyorum ne diyeceğimi kabul etsem oyun mu oynayacak benim ile sakin ol Birgül ve kalbini dinle ağzımı açtım tam cevap verecektim ki kapı ziline uzun uzun basıldı kapıya vuruldu beni mutfağa bırakıp kapıya gitti Eser cevap veremedim neyse zamanımız var konuşuruz  annem geldi bu oydu ağlıyordu 

"Eser oğlum Birgül nerede"

"Gülçin teyzeciğim sakin ol gel mutfakta Birgül" annemi mutfağa getirdi annemin burnu ve gözleri ağlamaktan kızarmıştı anneme hemen bir bardak su getirdi 

"annecim ne oldu söyler misin" 

"baban.... beni aldatıyor bir kadınla yakaladım" 

"anneciğim.. emin misin yani" annem kızgınlıkla sözümü kesti

"evet çık o adamın eşyalarını topla dokunmak istemiyorum ben burası benim ve senin evin bir daha gelmeyecek bu eve " o kadar kararlı konuşuyordu ki ben bile emin oldum artık o adam benim babam falan değil artık o adam şerefini zevki uğruna harcayan bir adam ona sadece acıya bilirim ama bulacağım o kadını ve onu yolmadan içim rahat etmeyecek tam kalktım topallayarak yürürken annem konuştu

"Birgül ayağına ne oldu" 

"önemli bir şey değil düştüm incinmiş" bir şey demesini beklemeden odaya doğru yürüdüm Oğuz ve Hüseyin de uyanmış masum masum bana bakıyorlardı tipsizlerim siz olmasanız ne yapacağım ben yaaaa  Eser koşar adımlarla yanıma geldi benim yukarıya çıkmama yardım etti odaya girdik kapıyı  kapattım kapının arkasına çöktüm annem üzülmesin diye tuttuğum tüm göz yaşlarımı akıttım hıçkıra hıçkıra ağlıyordum Eser bana sarıldı ve sakin olmamı ağladı onun kokusu onun güven veren kolları sakinleşmemi sağlamıştı biraz kollarının arasında durdum ve ayağa kalktım ilk yaptığım şey yatağın üstündekileri yere fırlatmak oldu çünkü onun kokusu vardı 

"Eser aşağıdan çöp poşeti getirir misin?"

"tamam canım sakin ol ayağına yükünü fazla verme " kıyamam ya şu an bile beni düşünüyor önce pencereyi açtım onun kokusu vardı hala makas çıkardım çekmeceden çarşafı yırttım Eser girdi içeriye poşeti elinden aldım çarşafı yorganı yastığını hatta annemin yastığını bile attım kokusu sinmiştir onun tek başına veya arkadaşlarıyla bir sürü fotoğrafları vardı onları topladım aynı poşete attım babamın oldukça büyük iş seyahati için kullandığı bir bavul vardı meğersem iş için seyahatte olduğunu düşündüğümüz zamanlarda da o kadının yanındaymış tüm kıyafetlerini topladım yarısı teyzemlere giderken götürdükleri için kıyafetlerinin kalan yarısını da bu bavula doldurdum ve aşağıya inmeye hazırdım onu andıran hiçbir şey kalmamıştı aklıma benim odam geldi oradan çıkıp benim odama geçtim bir sürü beraber fotoğraflarımız vardı yatağımın baş ucunda fotoğraflarımız etrafında led ışıklar vardı hepsini söktüm onu kesebildiğim fotoğrafları kestim ben ve annem kaldık tüm fotoğraflarda tüm bu kalan hayatımızda Eser'in elinde bavul benim elimde çöp poşetleri aşağıya indik ayağım hiç acımıyordu kalbim daha çok acıyordu ve annemin üzülmemesi için her şeyi yapardım bu babam diye bildiğim şeref yoksunu adamı öldürmek bile olsa eşyaları kapının önüne bıraktık Oğuz ve Hüseyin anneme teselli veriyordu allahım bu güzel arkadaşları kazanmak için ne yaptıysam onları benden alma diye yaparım tekrar Oğuz konuşuyordu annemle 

"üzülme be kız Gülçin seni hak etmiyormuş" annem Oğuz'un yüzüne bakıp güldü 

"güldürdüm güldürdüm babamda bu lafıma gülmüştü biliyor musun Gülçin teyze tamı tamına 1 sene oldu ve çok mutlu şuan umurunda değil annem"durdu gözleri doldu annem hemen ona sarıldı annem ona sarıldıktan sonra konuşmaya devam etti Oğuz

"ve onun nerede olduğunu bilmiyorum merak etmedi beni hiç 18 yaşıma girdim doğum günüme gelmedi oysa ne çok plan yapmıştı 18 yaşına girdiğimde bak neler yapacağım sana yapacağı şeylerden biri beni terk etmekmiş unutulmaz bir hediye verdi bana" durdu bunca şeyi duygusu yokmuş gibi konuşuyordu ama içindeki kopan kıyameti tahmin edebiliyordum  

"umurumda değil artık alıştım annesizliğe babam biriyle evlense bile kızmaya hakkım yok ona" kapı çaldı ben hemen kapıya doğru yürüdüm o buradaydı karşımda 

"kızım" daha devam edecekti fakat benim sert sesim ile karşılaşmasıyla sustu

"sakın sakın bana kızım deme benim babam öldü o iyi biriydi bizi seven sayan ŞEREFİ olan ama sen kötü ŞEREFİ olmayan tanımadığım bir adamsın ÖLDÜ BENİM BABAM ÖLDÜ onu sen öldürdün " bavulu ona ittim aldı yürürken elime poşetleri aldım dış kapının önünde ki çöpe attım ben atarken o da valizini bagaja koyuyordu poşetlerde ne olduğunu gördü arkamı döndüm tam gideceğim an arabanın içinde bir kadının olduğunu gördüm 

"utanmadan bir de buraya kadar getiriyorsun şimdi sana karışmayacağım annemin bana ihtiyacı var ama senin ile de görüşeceğim o****u kadın unutma tamam mı görüşeceğiz sana gelince adam adam değilsin daha doğrusu bir daha karşımıza çıkma annemi üzerseniz ikinizi de mahvederim" arkamı döndüm ve içeriye yürüdüm

"evet anne şimdi o şerefsiz ve seni aldattığı o****u için ağlayacak beni sinir etmeye devam mı edersin yoksa o sanki hiç hayatımıza girmemiş gibi devam mı edeceğiz karar senin" ağır konuştum salak Birgül kadın zaten üzüldü ne yapıyorsun

"ağlamayacağım o düşünsün bitti artık güleceğiz biz" odasına gitti yarım saat sonra aşağıya indi üstünü değiştirmiş makyaj yapmıştı bu onun iyiyim deme şekliydi bizimkilere seslendi

"çocuklar hadi ailenizi arayın akşama bizde beraber yemek yiyelim tanışmış oluruz" mutfağa doğru gitti peşinden gittim 

"anneciğim önce kahvaltı mı yapsak"

"kızım kahvaltı hazırlıyorum zaten salak gibi şimdiden başlayacak değilim yemeği yapmaya" valla sonumuz deliler hastanesi hadi hayırlısı bakalım....


Evet canlarım nasılsınız ?

Umarım evde kalıyorsunuz gereksiz yere dışarıya çıkmıyorsunuz?

Bölümü nasıl buldunuz? normalde deftere yazıyorum defterden wattpad'a geçirirken sürekli bir şeyler ekliyorum ve yazdığım gibi olmuyor buraya yazarken daha güzel oluyor 

Yorumlarınızı  ve beğenilerinizi bekliyorum seviyorum sizleri görüşlerinizi yazmaktan çekinmeyin  

#evdekal #evdehayatvar #evdekalTÜRKİYEM evde kalın canlarım 


BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin