-Ahmet'in anıları-
1980
Cumartesi sabahı. Güneş camdan yüzüme vuruyor gözlerimi kapamama neden oluyordu. Cumartesini seviyordum. Tek sakin geçen günüm buydu herhalde.
Çalıştığım mağazada küstah kadınların zırıltısını çekmekten iyidir! Değişik şeyler
Biri geliyor, onun burası dar, şunun şurası uzun, bu nasıl model elbise? Aman efendim az yiyin, çok koşun elbet ki olacaktır bu elbiseler ...diyemiyorum. Üniversiteyi bitireli. 4yıl olmuştu fakat bir türlü tahinim çıkmıyordu. Sonra askerlik derken zaman geçti Herhalde bu ülkenin bir matematikçiye ihtiyacı yok. Tabi işler bu olunca babamın yanında çalışmak zorunda kaldım. Babam tekstil fabrikası sahibi hakkını yiyemem şu devre göre iyi kazanıyor. Yer yer mağazaları var. Bir de abim var babamın gözdesi.
Okumamayı seçti bir bahaneside: "okumak bu zaman diliminde en boş iş çalışıp yükselmen lazım" beni sinir eden,bir şekilde haklı olmasıydı. Şu anda açıkta kalmış, emeklerim hüsrana uğramış bir şekilde babamın mağazasında görevliydim. Kanıma dokunuyordu abimin müdür olup bana bıyık altı gülmesi veya laf sokması. Babama da bir yandan kırılıyordum belki daha iyi mertebe ile beni işe alabilirdi.
Kahvaltımı yaptım. Kahvemi ve sigaramı alıp balkonda oturdum kulağım plakta çalan kemanın tiz sesindeydi, gözüm ise okuduğum romanda idi.
"aman canım az iç azcık"
Gelen sese baktım. Demir balkondan eğilip "senin kadar kimse beni düşünmüyor"
Gülerek "keşke sende beni düşünsen"
"senden önce düşündüklerim var"
"küstah"Hemen karşımızdaki apartmana girdi.
Bu Leyla idi benden dört yaş küçük. Yirmisinde bir kızdı. Kendimi bildim bileli bana aşıktı. Onunla ilgili bir düşüncem yoktu fakat bana kur yapması, çatlak çatlak bulaşması pek hoşuma gidiyordu.
Bundan dört yıl öncesini hatırlarım pek bir çirkindi, umutsuz vakaydı. Millet bu kızcağızla dalga geçerdi Askerden döndüm inanamadım küçük dilimi yuttum.
Arsızca kısa boyuna rağmen gelişen vücudu, ince beli, kestirdiği kısacık siyah küt saçları. İnsanın nefesini kesecek cinstendi.
Şimdi ise kapısının önünden görücüleri ayrılmıyor. Fakat babası vermiyor kimsede ters yapamıyor. İki tane abisi var. Kimin götü yer ki?
Akşam olmuş odama çekilmiştim. Gece lambasını açtım kitabın bitmesi için dört sayfa var. Aman yarabbi bu oğustos aynı çekilecek gibi değil insan pişiyor. Yana kırılarak baş ucumdaki camı açtım. Gözüm bir pencereye takıldı Leyla uyumamış mıydı ?
Perdesini çekmemişti, odası gözüküyordu, tahta işlemeli bir dolap, yuvarlak şekilde renkli bir halı, sarı duvar, duvara astığı posterler. Genç kız işi.
Görüş açıma girdi. Halinden memnun şekilde
"ne oldu odamı mı dikizliyorsun?"
"işim yok seni mi dikizliyeceğim?"
"bilemedim"
" saat gecenin 3 ü bir bakayım dedim dışarıya, seninde lamban açık olunca"
"kesin kesin. İnşallah beni dikizlemiyorsundur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİŞMANİYE
RomanceLeyla kendini bildi bileli Ahmet'e aşıktır. Fakat Ahmet bu hislere inanmaz Leyla'ya sinir olur. Onu küçümser, ta ki düşleri onu küçümseyene kadar, zihnindeki deli sorular ile savaşmaya başlayacaktır Ahmet. Ahmet 'in anılarına merhaba deyin. Mart 2...