böyle sürecek midir? Anna Teyze’de bir tuhaflık yok mudur? Peki ya anneler nereye gitmiştir?
Bir Dolap Kitap’ı düzenli takip ediyorsanız, Sabine Ludwig isminin size yabancı gelmediğini fark etmişsinizdir. Yazarın daha önce “İmdat, Öğretmenim Küçüldü ve“Tatilin Son Günü adlı iki kitabından söz etmiştik. İletişim Yayınları Ludwig’in kitaplarını arka arkaya dilimize kazandırmaya devam ediyor. “Bir Anne Dile!” yazarın Türkçe’ye çevrilen üçüncü kitabı. Diğer iki kitapta olduğu gibi yine sıradışı bir konu seçmiş. Kitabı okurken aklıma “Stepford Kadınları / The Stepford Wives” adlı film geldi. Bilmem izleyeniniz var mı? Filmde Nicole Kidman, hırslı bir iş kadınını canlandırıyordu. Bir buhran sonucu işinden ayrılıp, eşiyle birlikte sakin bir Amerikan kasabasına yerleşiyordu. Kasaba kadınları yemek yapmakta, ev işlerinde ve eşlerinin gönlünü hoş tutmakta usta birer ev kadınıydı. Onların bu aşırı kusursuz hali Nicole Kidman’da giderek kuşku uyandırıyordu ve sonunda bütün bu kadınların aslında birer robot olduğunu keşfediyordu.
“Bir Anne Dile!” okurken eğlendiğim, mizahi yönü güçlü ve olaylar ilerledikçe yavaş yavaş gerilimi artan, ustaca yazılmış bir roman. Kurgu bir film senaryosu gibi kotarılmış. Sürekli sahneler arasında gidip gelirken, bir yandan da karakterlerin günlük yaşamlarını ve iç dünyalarını izleme şansı buluyoruz. Fabrikanın çılgın mucidi Kruschke’nin giderek nasıl delirdiğini okurken, her an “Bu adam nasıl bir pislik yapacak?” diye endişeyle bekledim. Endişemde de haklı çıktım. Çünkü adam gerçekten deliriyor sonunda. Neler yaptığını, annelere ne olduğunu, çocukların bu tuhaf maceranın içinde ne tür roller üstlendiğini ise okuyunca göreceksiniz.