25.03.2020
Her zamanki gibi yine alarmımın cırtlak sesiyle uyandım. Her zamanki gibi bir gün yeniden başlicak ve herzamanki gibi ilerlicek ve yine herzamanki gibi biticekti...
Hayatımda hiç aksiyon yoktu. Ne biliyim bi entirika falan olur dimi? O da yoktu...
Her yetim kızlardan birisiydim işte... Ailemdeki her üyeyi tek bir günde kaybetmiştim. O gün aklıma geldikçe hep çocukluk günlerime dönmek isterim. Herşeyin çok ama çok güzel olduğu bütün ailemiz bir arada olduğu çok ama çok güzel dönemlere... Daha babam bu karanlık işlere karışmadığı güzel anılarımıza dönmek isterim.
Babama ve dedeme düzenlenen bir saldırıda 136 kişi ölü... Amcalarım, dayılarım , teyzelerim, halalarım, kuzenlerim... Çok kalabalık bir aileydik...
Birtek erkek ikizim ve ben kalmıştık. Biz o zaman mutfakta birşeyleri düzenliyorduk çünkü bu yemeği biz düzenlemiştik. Keşke düzenlemeseydik.
Keşkelerle dolu bir hayatta yaşıyorduk... Ve bazen bu keşkeleri neyseye devredip biraz kafa dinlememiz gerekiyordu.Keşke böyle olmasaydı ama neyse...
İkizimi çok seviyorum. Herşeyden çok... Beni hayata bağlayan tek şey oydu zaten.
Kendimi tanıtıyim size:
Ben Damla Yıldırım. Yıldırım Holding'in yarı yöneticisi olan kız. Diğer yarısı ise Berk Yıldırım'ın. Bizim yaşımız hayla tutmuyordu daha bu işlere girmemiz için 2 ay vardı.
Dedemin soyundan gelen işler en son bize dayanmıştı. Dedemden babama, babamdan da bize miras kalan holding ve benim asla ilgilenmeyeceğim pis işler... Babamdan bize kalan işletmeler sadece holding değil kumarhanelerde vardı. Ama ben bir kere bile gitmemiş o işlerle uğraşmamıştım. Ve uğraşmayıda düşünmüyorum.
Annem ise bu işlere giş bulaşmamış babamla bu işlerşe ilgili sohbet bile etmemişti. Sadece evinin hanımı çocuklarına anne olmuştu.
Ben ve Berk asla bu işleri merak etmemiş konunun kapanmasına yardımcı olmuştuk. Ama bavam ısrarla bize bu konuyu açtırmış ve anlatmıştı. Babamı çok seviyorum ama... İşte bazı şeylerden dolayı biraz sevgim azalsada yinede seviyordum işte babamı...
Şuana gelirsek...
Şuan İstanbul'da ikizimle beraber yaşıyorum. Holdingi babamın çok yakın olduğu hatta kardeşim dediği bir çocukluk arkadaşı yürütüyordu biz 18 yaşını doldurunca bize devreticekti.
Benim holdingle işim olmazdı. Belki canım isterse veya canım sıkılınca giderdim.
Neyse...
Yataktan hızlıca kalktım ve odamdaki banyoya ilerledim kısa-6 dk 35 saniye-bir duşun ardından banyodan çıktım ve giyinme odasına geçtim. Bütün duvarların dolapla kaplı olması biraz beni daraltsada yinede giyinme odamı seviyorum. Altıma kısa siyah bir şort üstüme ise uzun yine ve yine vazgeçilmezim siyah sweettshırt giydim. Şort giymemişim gibi gözüküyodu ve ben bu görüntüyü çok seviyordum.
Giyinme odasında ise 5 dk 23 sn geçirdikten sonra tekrar banyoya ilerdedim ve omzumun üzerine gelen sarı saçlarımı kurutmaya başladım.
Eskiden yani ailem ölmeden önce saçlarım belime kadar geliyodu ama öyle olunca işte daha saçlarımı yıkayacak kadar kendimde güç bulamadığım için bir gün banyoda direk makası alıp kesmiştim sonrada işte Berk'in zoruylada kuaförde düzelttirmiştim. Aslında yamuk yumuk olması beni rahatsız etmiyordu ama Berk ısrar edince dayanamayıp düzelttirdim.
4 dk 41 saniye sonra biraz nemli saçlarımla tekrar odama geçtim. Odadan telefonumu alıp çıktım.
İstikametimiz Berk'in odası...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya İkizler
Teen FictionAilesinden miras kalan sadece holding değil bazı pis işlerde vardı ikizlerin... Asla yapmayız dedikleri işleri zorunlu olarak geçmeleri sonucunda gelen aksiyonlarla şimdi kitabımda...