Pizza Kardeşliği

464 43 62
                                    

Kusura bakmayacaksınız ama pizza kardeşliğinin bizim için özel bir anlamı olduğu için bölümü çakma ikizim 24sinsirella24 'e ithaf edeceğim💙

***
Betül'ü orada bulduktan sonra bir bahaneyle Kemal'den ayrılmış, Fatih'i de yanımıza alıp aklıma ilk gelen yere, pizzacıya getirmiştim.

Sonra emeği geçti,  ayıp olmasın,  daha nice emekleri geçecek diye Elçin'i de arayıp davet etmiştim.
Ne tesadüftür ki çikolatada ortak noktamız olduğu gibi pizzada da varmış- bayılıyormuş.  Betül ile olan pizza kardeşliğimize an itibariyle 3.bir kız daha eklendi.

Betül 4.dilime geçmiş, yemeden önce güzelim dilimi eline alıp kısa bir inceleme anı yapmıştı. Tam ağzına getireceği an ufak bir hamleyle elindeki dilimi alıp "Sağol kanka yetim doyurmuş sevabına girdin..."deyip bir şey olmamış gibi yemeye başladım.

Bana şaşkın şaşkın yaparken küçük bir haksızlık yaptığımı anladım. Ufak bir hamle değildi kesinlikle elinden alırken yaptığım. Ayı gibi bir dalıştı.

"Allah doyursun seni kanka. "dedi Betül imayla.

Kafamı sallayıp gözlerimi kısa bir süre kapatarak duasına amin demiş olduğumu belli ettim.

Bu dilim beni kısa süreliğine idare etmişti. Niyeyse önümdeki sanat eserleri dışında herkesin pizzası bana güzel görünüyordu. Ben kesinlikle en güzel dilimin peşindeydim başka bir isteğim yoktu.

Fatih, rengarenk malzemelerle döşenmiş, 5. güzel dilimin tadına bakacağı an elinden alıp "Eyvallah kardeşim. "dedim üzerine basa basa.

Benim hareketim üzerine öylece kalan çocuk "Doymadın bir türlü."diye iğneleme yaptı.

Ah şu güzel fiziğim ve göbeğim arasındaki anlaşmazlık yok mu..? Bana neler yaptırıyor. Şu hanım efendi imajımı çizdiriyor...
Kesinlikle göbek vücudumun bir parçası değil. Reddediyorum. Vücuduma kaçak yoldan kat çıkmış bir uzuv o sadece...

Benim saldırılarıma karşı önlem alan ikili tabaklarını daha temkinli götürüyorlardı. Fakat bu defa ilgimi çeken ne Betül'ün ne Fatih'in pizzası oldu.

Ağzına bir dolu dilimi tıktığı halde önündeki tabağa canı pahasına sarılan mavi gözlü kıza baktım.

Bana tehditkar bir bakış atarken kolları fazla korumacı davranıyordu.

Ağzındaki lokmayı bin bir zorlukla göz yaşartıcı bir başarıyla döndürmüş, olabildiğince konuşmayı başarmıştı.

"Zıkkom, dono do... "
Yutkunmaya çalıştı.
Ağzı doluyken hem nefes alıp hem konuşmak zor olsa gerek... Üstelik yangından mal kaçırır gibi ağzını kamyon kasası olarak kullanmışsa...

"Zın... Nok... "
Bıkmışca omuzlarını indirdi.
"Y-ok. "

Diğerlerinin yüzüne bakmıyorum ama tahminen üçümüz de bir yabancı cisim görmüş gibi kalakaldık.
Şahsen ben bir halt anlamadım.

Sonunda birimiz duruma ışık tutmaya karar verdi.
"Haa... "dedi Fatih.
"Ben bu dili biliyorum. "

İkimiz, hatta Elçin ile birlikte üçümüz de merakla Fatih'e döndük.
O ise itina ile işine odaklandı, Elçin'e dönüp.

"Makaka totoro kiki? "

Sanki soru sormuş gibi vücud diliyle desteklemişti.

Sonuç olarak Elçin mal mal bakınca dayanamayıp gür bir kahkaha bastım.

"Bu aranızda bir çeşit şifreli dil mi?"dedim.

Eğer öyleyse Elçin şifreyi çözememiş.
Hakkını yemeyelim Fatih'in güzel bir espri anlayışı vardı.

KAÇ | Yarı Texting (Bitti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin