sana ihtiyacım var

151 13 24
                                    

Sevdiğim insan, sevdiğim biri. Ona bağlanacağım biri, sana ihtiyacım var.

Jung Wooyoung aleksitimi hastasıydı. Bir yazardı fakat yazıları henüz bir başarıya imza atmamıştı. Öğle güneşinin ışıkları aralık perdenin arasından odaya yansıdığında mükemmel bir ruh haline bürünmüştü, bile. Ona ilham olacak bir şeylere ihtiyacı vardı. Odaya dalan güneşin bir an olsun ona ilham olabileceğini düşünmesi onun hatasıydı. Wooyoung 20 yaşında olmasına rağmen zihni dış dünyaya kapalıydı. Aslında ne yazabilirdi ki? O aleksitimiydi.
Odaya yansıyan güneşin ruh halini yavaş yavaş bozduğuna emin olarak dudaklarının arasından "duygu sağırlığı" diye mırıldanıvermişti. Yeosang ona her zaman bu hastalığı yenemeyeceğini ve hiçkimsenin ona bunu atlatamayacağını binlerce kez söylemişti. Korkuyordu, bunu kabullenmekten. Kabullenemezdi, işte o zaman pes ettiği anlamına gelirdi. Bir canavara dönüşmek, aklına gelebilecek son düşünce bile olmamalıydı. Nisan ayının son günlerini yaşıyordu fakat kiraz çiçeklerinin nasıl göründüklerini bilmiyordu. Kiraz çiçekleri Yeosang'ın dediğine göre gecenin karanlığında ortaya çıkan ay ve yıldız misali kadar büyüleyiciymiş. Güzelin ne demek olduğunu bilmiyordu ama Yeosang ona elinden geldiği kadar yardım ediyordu. Hiç hissetmemişti sadece kitaplardan okuyordu. Hissetmeden, kalbine bir şeyler dokunmadan sadece okuyordu.

Ana kütüphaneye gitmesi gerekiyordu. Rutini haline gelen gününün yarısını kütüphanede geçiriyordu. Bir kitap daha okumaya karar verdiğinde hava kararıyordu, tıpkı kalbinin rengiydi. Ona göre kitap seçmede de kötüydü. Hiçbir kitabı yarıda bırakmıyordu fakat her zaman sıkılıyordu.

"ah günün sonunda yazabilecek miyim?"

Kütüphaneye hiç olmayan bir sessizlik mahkumdu. Sadece birine ait olan, dudaklarından dökülen bir peri masalı yankılanıyordu. Binlerce kez okuduğuna yemin edebilirdi, kelimeler kesinlikle tanıdıktı. Sesin geldiği yöne doğru adım atmaya başladığında ismini bildiği bu peri masalının adını unutmuştu, bile. Etrafına bakındığında orada bulunan birçok kişi sesin sahibinin etrafında büyük bir halka oluşturmuştu.

"Peki insanlar nerede? dedi küçük prens. 'İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor.' 'İnsanların içinde de öyle hissedersin, arada pek fark yoktur' dedi yılan."

Wooyoung yalnızdı. Her şeyden çok yalnız hissediyordu. Sesin sahibi onu büyülemişti. Yüzünü görmek istiyordu. Sesin sahibini daha önce hiç görmemişti. Bağırmak istedi, ona ulaşmak istedi.

"sana ihtiyacım var, bir kez daha okumana ihtiyacım var" dedi Wooyoung.

Hiç kimse umrunda değildi, o ses tarafından sonsuza dek hapsedilmek istedi.

le petit prince - woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin