LİU

447 31 28
                                    

      Boş kahve fincanını aldın ve ayağa kalktın. Uykusuzdun. Enerjin tükenmişti resmen. Ama dinlenmeye vaktin yoktu. Başarılı bir dedektif olarak bu adamı yakalamak sana kalmıştı.
      Telefonuna gelen bildirim sesiyle irkildin. Telefonuna baktığında bir mesaj geldiğini gördün.
      "-Uyudun mu?"
       Derin bir iç çektikten sonra cevap verdin mesaja.
        "-Sence?"
        "-Kendini fazla zorluyorsun."
        "-Hayır zorlamıyorum "
        "-Tanrı aşkına kaç kaç gündür uykusuzsun sen?"
        "-Bak Mason, bu konuyu tartışmak istemiyorum. Çözmem gereken bir sorun var. Beni bu şekilde meşgul edersen işimi yapamam. "
        "-Peki peki. Sana kolay gelsin o zaman."
        Cevap vermeye gerek bile duymadan telefonu koltuğa fırlattın. Onunla çıkman kesinlikle bir hataydı. Hayatında sevgiye yer yoktu. Hele de bu sıralar, çözmen gereken büyük bir vaka varken...
         Mason sana iyi davranan biriydi. Ayrıca, onu mankenmiş gibi gösteren bir vücuda ve sevimli bir yüze sahipti. Ama bu aralar farklıydı sanki. Eskisi gibi, seni görünce gözleri sevinçle parlamıyordu. Normalde bunun sebebini araştırırdın ama, ortada intikamcı bir seri katil dolaşırken bu pek mümkün olmuyordu.
        Kahve fincanını doldurdun ve bilgisayarının başına geçtin. Yaklaşık yarım saat oyalanmıştın. Bu büyük bir zaman kaybıydı.
         İnternette Liu hakkında bilgi toplarken onun ne kadar rahat biri olduğunu farkettin. Deep Web'de, işlediği cinayetlerin videolarını paylaşıyor, kendisi hakkında bilgi veriyordu. Ama videolarında hiç de tedirgin görünmüyordu. Ya aklını kaçırmıştı ya da kendine fazla güveniyordu.
          Sabah ilk işin ofisine gitmek olmuştu. Üzerinde uykusuzluğun sebep olduğu bir sinir vardı. Başın ağrıyordu. Çözmen gereken bir vaka olduğunu hatırladın. Kafanı iki yana sallayıp düşüncelerini dağıtarak çekmeceden "LİU WOODS" adlı dosyayı çıkardın. Dosyanın kapağını açtın ve sürekli baktığın fotoğrafı gördün. Parlak yeşil gözleri, bembeyaz teni, açık kahverengi saçları ve vücudundaki dikiş izleriyle aşırı seksi görünüyordu. "Annesi ve babası onu yaparken çok uğraşmış herhalde." Liu'nun fotoğraflarıyla dolu olan dosyayı çıkardın. Sayfaları hızlıca çevirirken sesli konuştuğunun farkında bile değildin."Böyle biri neden seri katil olur ki? Kim böyle bir vücuda zarar verebilir? Senin hakkında bilmediğimizçok şey var Liu Woods. Ama ben senin hakkında her şeyi öğreneceğim, yemin ederim."
        Kapının aniden açılmasıyla, başını dosyadan kaldırıp bakışlarını kapıya yönelttin. En yakın arkadaşın, hatta bu dünyadaki tek arkadaşın Amy,Mason'la beraber kapının önünde bekliyordu. Sevimli bir ses tonuyla:
        "-Girebilir miyiz?" dediğinde gülümsedin ve onları içeri davet ettin. Amy direk yanına geldi ve masandaki dosyaları incelemeye başladı.
        "-Tanrım, yine mi bu çocuğu araştırıyorsun? Hâlâ bıkmadın değil mi?"
        "-Çok az kaldı. Hissediyorum. Onu yakalamam an meselesi."
        "-Evet çok az kaldı ama onu yakalamana değil. Delirmene..."
        "-Ben gayet iyi..." Sözümü kesen kişi Mason olmuştu. "
        "-Hayır değilsin. Hiç aynaya baktın mı sen? Tenin solmuş ve gözlerin kıpkırmızı olmuş. Ayrıca gözaltların da morarmış. Bu adam için bu kadar yıpranmana gerek var mı sence?"
        Amy onu onaylar bir şekilde kafasını salladı.
        "-Bakın gerçekten fazla endişeleniyorsunuz. Ben gayet iyiyim. Ayrıca bunu kendi kariyerim için yapıyorum."

         Eve geldin ve kıyafetlerini bile çıkartmadan kendini yatağa attın. Belki de biraz dinlenmeye ihtiyacın vardı. O kadar çok yorulmuştun ki gözlerini kapatır kapatmaz kendini uykunun huzurlu kollarına bıraktın.
         Telefonun çalmasıyla odayı Britney'in sesi doldurdu.
      
      " But mama I'm in love with a criminal
       And this type of love isn't rational, it's physical
      Mama please don't cry, I will be alright
      All reason aside I just can't deny, I love the guy"

CREEPYPASTA SEN OLSAN NE YAPARSIN?(ISTEK ALINIR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin