Draco ve Hermione son yıllarında aşk yaşamaya başlamışlardır. Fakat Draco onun zarar göreceğini düşünerek onu kendinen soğutmaya çalışmış ve bunu başarmıştır. Mezuniyetlerinden sonra hiçbir tehlike kalmadığı zaman pişman olup Hermione'yi geri kazanm...
Hermione Draco'yu yemeğe beklediğini söylediği zaman Draco çok mutlu olmuştu. Aramız düzeliyor diye düşündü.
Özenle giyinip erkenden çıktı. Hermione'ye hediye bakmak istiyordu.
Bu akşam giyer diye düşündüğü çok şık bir elbise beğendi. Hermione'ye yakışacağına çok emindi.
•
"Hoşgeldin." Dedi Hermione.
"Hoşbulduk."
İkiside sanki ilk randevularındaymış gibi davranıyordu. İkiside tuhaf bir şekilde heyecanlıydı.
"Birşeyler içer misin yoksa hemen yemeğe mi oturalım?"
"Önce sana birşey vermek istiyorum."
Draco elindeki büyük kutuyu Hermione'ye uzattı.
"Teşekkür ederim hiç gerek yoktu."
Hermione kutudaki elbiseyi çok beğendi. Draco gerçekten çok zevkliydi.
"Belki denemek istersin."
"Tabi. Hemen geliyorum."
•
"Harikasın."
"Tekrar teşekkür ederim. Hadi oturalım."
Draco bir saniye olsun gözlerini Hermione'den ayırmıyordu. Onu tamamen affetti mi merak ediyordu ama sorularla onu sıkmak istemiyordu.
"Yemek gerçekten çok güzel."
"Sevindim. Afiyet olsun."
Hermione aralarındaki sessizlikten rahatsız oluyordu. Draco'nun konuşmasını bekliyordu ama sesini çıkarmıyordu. Ne demesi gerektiğini de bilmiyordu. Yemeğini yemeye karar verdi.
•
Hermione yemekten sonra terasa çıkabileceklerini söyledi. Küçük bir koltuk ve bir sehpa vardı. İkisi biraz sıkışsa da sığmışlardı.
"Burası gerçekten güzelmiş."
"Öyledir."
Draco kolunu Hermione'nin omzuna atıp onu kendine doğru çekti.
"Esiyor. Üşümüşsündür diye düşündüm."
"Evet. Biraz."
"Seni çok seviyorum Hermione. Herkesten herşeyden çok."
Hermione başını Draco'ya çevirdi. Gülümseyerek baktı gözlerine. Daha sonra hiçte yumuşak sayılmayacak bir şekilde dudaklarına yapıştı. Draco onun bu sefer sarhoş olmadığını bildiği için tereddüt etmeden karşılık verdi.
Hermione dudaklarına birkaç saniyeliğine ayırıp "bende seni çok seviyorum." dedi.
•
Draco Hermione'yi yatak odasına getirmişti. Üzerine uzanmış boynunu öpüyordu. Nazikçe elbisesini çıkardı.
