Ahh! Okulun ilk günü. Zor bir yıl gibi gözüküyor.
Sabah erkenden kalktım. Elimi yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Hava yağmurluydu ve sürekli gök gürlüyordu. Kahvaltı yapmaya başladığımda yan odadan telefon sesi geldi. Koşarak telefona baktım. Arayan Asya idi.
"Alo?"
"Hey! nabersin yavru kuş"
"Iyiyim Asya sen nasılsın?"
"Iyiyim 10 Dakika'ya sizdeyim hazırlan Kumsal'da geliyor."
"Off! Şu aptalı sevmediğimi biliyorsun. Utanmasa çocuk ağzıma düşücek!"
"Ama bu tatlı olduğu gerçeğini değiştirmez!"
"Tamam Asya. Bekliyorum. Unutma sakın eğer tekrar asılırsa yumruğu yer ona göre sonra demedi deme."
"Benim için idare et Derinciğim. Görüşürüz!"
Ve telefonu suratıma kapatır...
_______________*______________
10 dakika sonra kapı zilim çalındı. Gelen Kumsal ve Asyaydı. Kumsal gizemli olma çabalarında Asya ise 32 diş sırıtmaktaydı.
"Selam gençlik."
"hazırsan çıkalım."
"Peki."
Yol boyunca Asya saçma sapan şeyler konuştu ve sürekli kumsalla benim aramı yapmaya çalıştı.
_______________*______________
Okula vardığımızda sırama geçtim. Ve hemen Asya kumsalı benim yanıma itti. Ve çocuk üzerime düştü! Bende çığlık attım.
Kumsal ne olduğunu şaşırmış olcak ki aval aval bakıyordu kim yaptı diye o sırada ben üzerimde 70 kilonun ağırlığı ile boğuşurken sınıfa 1.80 boyunda kolundan boynuna kadar dövmesi olan siyah saçlı bir çocuk girdi. Ve çığlık atmakla bana döndü. Çünkü kumsal göğüslerimden tutarak ayağı kalkmaya çalışıyordu!
"Napıyorsun sen pis sapık! Imdat! Tecavüz ediyorlar!"
Çocuk hala mal gibi bakıyordu - halinden memnun bakışları da vardı tabi- Asya ve sınıftaki diğer çocuklar gülmekten altlarına işemiş olmalı ki elimde -kumsalla aramda olan elimde- bir ıslaklık hissettim. 1 dakika yoksa... Yoo yooo yoo! Boşalmadı diyin lütfen! Çocuk utanarak ayağı kalktı. Bende kalktığı anda sınıftan koşarak kaçtım.
Arkamdan gülüşmeler ve Asya'nın
"Hadi ama derin özür dilerim şakayı bu kadar abartma!"
Demesini duydum fakat hala ağlıyordu.