Yeni Şehir Part II Bölüm 6
Simyacı'nın meşhur yazarı Paulo Coelho'dan bir hikaye ...
Leonardo da Vinci 'Son Akşam Yemeği' isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı. İyi'yi İsa'nın bedeninde, Kötü'yü de İsa'nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda'nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı.
Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya başladı. Bir gün bir koronun verdiği konser sırasında, korodakilerden birinin İsa tasvirine çok uyduğunu fark etti. Onu poz vermesi için atölyesine davet etti, sayısız taslak ve eskiz çizdi. Aradan üç yıl geçti. 'Son Akşam Yemeği' neredeyse tamamlanmıştı, ancak Leonardo da Vinci henüz Yahuda için kullanacağı modeli bulamamıştı.
Leonardo'nun çalıştığı kilisenin kardinali, resmi bir an önce bitirmesi için ressamı sıkıştırmaya başladı. Günlerce aradıktan sonra Leonardo vaktinden önce yaşlanmış genç bir adam buldu. Paçavralar içindeki bu adam sarhoşluktan kendinden geçmiş bir durumda kaldırım kenarına yığılmıştı.
Leonardo, yardımcılarına adamı güçlükle de olsa kiliseye taşımalarını söyledi. Çünkü artık taslak çizecek zamanı kalmamıştı. Kiliseye varınca yardımcılar adamı ayağa diktiler. Zavallı, başına gelenleri anlamamıştı. Leonardo adamın yüzünde görülen inançsızlığı, günahı, bencilliği resme geçiriyordu..Leonardo işini bitirdiğinde, o zamana kadar sarhoşluğun etkisinden kurtulmuş olan berduş gözlerini açtı ve bu harika duvar resmini gördü. Şaşkınlık ve hüzün dolu bir sesle şöyle dedi: 'Ben bu resmi daha önce gördüm...'
'Ne zaman?' diye sordu Leonardo da Vinci, o da şaşırmıştı..
'Üç yıl önce' dedi adam. 'Elimde avucumda olanı kaybetmeden önce... O sıralarda bir koroda şarkı söylüyordum. Pek çok hayalim vardı. Bir ressam beni İsa'nın yüzü için modellik yapmak üzere davet etmişti...'
İyi ve Kötü'nün yüzü aynıdır...
Her şey, insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır...
Paolo Coelho
2 Gün sonraSaat öğlen 12'ydi.Bilind,yine Malikane'deki odasında zaman geçiriyordu.Kendini biraz toplamıştı.Herzaman ki gibi acısı az geçince İntikam sarıyordu her bir yanını.Birden Telefon çaldı.Bilind hemen açtı Telefonu ve "Alo."dedi."Eski dostum Bilind."dedi Halil."Ne var lan it?"dedi Bilind."Kemal abi mi? yoksa Watson mu?"diye sordu Halil."Sen!"dedi Bilind."Terk edilmiş Malikane'ye bekliyorum.Hazırlıklı gel bu sefer!"diye uyardı Halil."Öyle geleceğim ki korkudan kendini asacaksın!"dedi Bilind ve telefonu kapattı.Ardından kalktı ve Dolabı açtı.Bugüne özel Bembeyaz Takım elbisesini giymişti.İçine ise siyah gömlek giymişti.Ardından Çalışma Masasına oturdu ve Telefonu eline aldı.En başta Davud'u aradı."Davud,Masa toplanıyor.Bugün büyük gün.Deniz ve Harun'u al ve Hemen gel."dedi Bilind.Davud'un onayını alınca telefonu kapattı.Ardından Çakır ve Necati'yi aradı."Beyler.Kim varsa neyiniz varsa toplayın gelin.Bugün büyük gün.Bugün üstünlüğümüzü gösterme vaktidir!"dedi Bilind.Necati ve Çakır'ın onayını alınca telefonu kapattı.Ardından Yaşar ve Tufan'ı aradı."Beyler Topunuzu Tüfeğinizi kuşanın Adamlarınızı alın gelin.Vakit,üstünlüğümüzü gösterme vaktidir."dedi Bilind.aynı şekilde onay alınca Telefonu kapattı.Sakalları uzamıştı.Diğer ceketin'deki Altın osmanlı Turalı yüzüğünü alıp parmağına taktı.Ardından odadan çıktı."Seyfet."diye seslendi Bilind.Seyfet hemen Merdivenlerden çıkıp yanına geldi."Herkesi topla konuşma yapacağım."dedi Bilind."Tamamdır abicim."dedi Seyfet ve herkesi toplamak üzre Bilind'in yanından ayrıldı.Çok geçmeden 100 Kişi toplanmıştı.Bilind konuşmaya başladı."Beyler!Zor zamanlardan geçtik.Geçiyoruz.Ama artık yeter.Bu alemde,Yeni Şehir'de en büyük biziz.Ve bizim büyüklüğümüzü kabul etmeyen bazı kahpeler var.Benim Racon'um Belimdeki silahı çektikten sonra,Mermim bitene kadar yerine koymamaktır.Herkes bizi büyük bilecek.Bize itaât edecek.Bakın bana.İlk geldiğimdeki ben ile aynımıyım.Hayır.İyi ve kötü'nün yüzü aynıdır.Ben iyi idim ama artık Kötüyüm.Az'dan az Çok'tan çok gider.Artık bu alemde itlere kopuklara merhamet yok.Bu alemde serserilere yer yok.Artık tek serseri silahımızın içindeki Mermidir.Cehennem'i bilmeyenler ateş ile ahkam keserler.Onların ateşini söndüreceğiz.Vakit,Üstünlüğümüzü gösterme vaktidir.Biz Baronuz,ve buralara kolay gelmedik.Her canımız yandığın'da diz çökseydik,şimdi İnsanların paspası olurduk.Bundan sonra böyle.Ya öleceğiz ya öldüreceğiz.Benim Babamı öldürdüler,İntikamını aldım.Candostumu öldürdüler,İntikamını aldım.Şimdi Karım öldü,Ve onun İntikamını alacağım.Konu karım değil.Birileri bizim başımıza ödül koymuş.Bizde onların baş ucuna Mezar taşı koyalım.Herkes hazırlığını yapsın.Ben deyince gideceğiz."diye konuşma yaptı Bilind.Konuşmayı Davud'da dinlemişti.Davud,Bilind'in yanına çıktı ve ne olduğunu sordu.Bilind kısaca anlattı.Çok geçmeden diğerleri'de geldi."Herşey hazır mı Beyler?"diye sordu Bilind."Hazır!"dediler hep bir ağızdan."İstikamet terk edilmiş Malikane."dedi Bilind ve arabalara dağıldılar.Tam 210 Kişilerdi.Yaklaşık 30 Araba konvoy halinde gitmeye başladılar."Belkide son Sigaramız."dedi Bilind ve bir sigara yaktı.30 dakikalık bir konvoyun ardından vardılar Malikane'ye.Herkes arabaları barikat olarak çekip indi arabalardan.Terk edilmiş malikane'nin yapısı şöyleydi;Kısa bir yol vardı.Ardından Malikane'nin bahçesi geliyordu.Bahçenin en arka kısmında ise İki katlı sarmaşıklı Malikane vardı.O malikane'nin bir deposu ve arka çıkışı vardı.Halil Malikane'nin terasında izliyordu onları.Ve bu Tablo'yu görünce şöyle birşey dediği kesindi."İşte Bu kadarını beklemiyordum!"dedi Halil."Ya derdimize derman,Ya Katlimize ferman!"dedi Bilind ve arabadan indi.Belindeki altı patlar ve normal silahı çıkarıp sıkmaya başladı.Savaş gibi birşeydi değil tam bir savaştı.Her yerden kurşunlar geliyordu.Ama Bilind'in ordusu daha fazlaydı ve indiriyorlardı her birini.Buna rağmen kendilerinden'de baya bir yaralı vardı.Malikane'nin bahçesine girdiler.Girdiklerinde 100 kişi kalmışlardı.Ama Halil'in adamları yok denecek kadar azdı.O yüzden Bahçede kalan bir kaç adamı indirip içeri girdiler.İçerisi çok garipti.Yukarıda bir Teras vardı evin içine açılan.O terasta 20 tane seri taaruzlu adam durmadan sıkıyorlardı.Alt katta'da bir sürü adam vardı.Bilind'in adamları iyice ilerlemeye başlamışlardı.Yukarı'daki adamları indirip ilerlediler.50 kişi anca varlardı.Karşıdakiler 15 kişi anca kalmışlardı.Tam o sırada Seyfet sıkmak için siper'den ayrıldı.Ve dört tane kurşun yeyip yere yıkıldı.Seyfet oracıkta can verdi."Seyfeeet!"diye bağırdığı duyuluyordu Bilind'in.Bilind iyice sinirlenmişti.Kalkıp sıkmaya başladı,Ve iki kişiyi öldürdü.Halil'in gözünden ise bir Kapı ve arkasında duyulan silah sesleri vardı.Halil bir masa'da oturuyordu.Depo'nun içerisinde 5 adam,Watson ve Kemal abi ile."Şimdi geberme vakti."dedi Kemal abi."Konuşma yoksa senin beynini patlatırım."diye bağırdı halil."Artık bize gitme vakti!"dedi Halil ve arka kapıya doğru yürümeye başladı.Watson'un elleri çözülmüş olmalıydı ki,birden ayağıya kalkıp Halil'in üzerinde doğru koşmaya başladı.Halil birden arkasını döndü ve Watson'un karın bölgesine iki tane sıktı.Watson acılar içinde yere yıkılır iken Kemal abinin "Watson,Evladım!"dediği duyuluyordu.Halil hiç beklemeden arka kapıdan çıktı ve arabaya binip kaçtı.Çok geçmeden Bilind ve Adamları bir tekmeyle girdiler içeri.İçerideki beş adam oracıkta öldü."Kemal abim."dedi Bilind ama Watson'u görünce ona yöneldi."Watson!"dedi Bilind bağırarak.Watson zar zor konuşarak "Kaçtı..."dedi."Kemal abimi çözün,Watson'u hastaneye götürün.Benim görülecek bir hesabım daha var!"dedi Bilind."Bilind burada bir Not var!"dedi davud.Bilind hemen oraya yöneldi.Not'ta şöyle yazıyordu;
"Mucizevi Uçurum'a gel."yazıyordu.Bilind hemen ön kapıdan çıktı ve arabasına bindi.Çok uzak değildi Uçurum ile Malikane'nin arası.5 Dakika'da vardı uçuruma.Uçurum kenarı'nda bir araba vardı.Bilind Uçurumun diğer yanına arabasını çekti ve arabadan indi.Belindeki silahı çekti ve konuşmaya başladı "Geldim lan şerefsiz Halil."dedi.Halil birden arabanın arkasından çıktı ve Bilind'e sıktı.Bilind omzundan vurulduğundan hemen arabanın arkasına oturdu."Kahpelik sizin soyunuz'da var."diye bağırdı."John'a 4 Kurşun Meral'e 1 kurşun sıktınız.Aslında hakkım 5 kurşundu,ama bununla beraber 6 kurşun oldu!"dedi Bilind."Avımı öldürmeyi değil süründürmeyi severim."diye bağırdı Halil.Birbirlerine sıktıktan sonra "Kurşun bitti."dedi Halil."Aslında seni öldürecektim ama süründürmek değince,seni süründürmek istedi canım."dedi Bilind."Çık karşıma!"diye bağırdı Halil ve arabanın arkasından çıktı.Silahı bir kenara attı.Bilind elinde silahla çıktı karşısına.Ardından silahı beline taktı ve Halil'e doğru koşmaya başladı.Ardından halil'e bir yumruk atmaya çalıştı.Ama halil kolunu tutup karnına tekme attı.Bilind hafif afalladıktan sonra,elinin tersiyle bir tokat attı Halil'e.Halil yere düştü.Bilind,halil'in üzerine çıktı ve yumruklamaya başladı.Halil akıllıca davranarak Bilind'in omzuna vurdu.Hızlı hareket ederek Bilind'in belinde ki silahı aldı ve Bilind'e doğrulttu.Burnundaki kanı silerek "Kalk."dedi.Bilind yerden kalktı."Uçurumun kenarına geç."dedi Halil.Bilind ne derse yapıyordu."Son sözlerini söyle ve Öl."dedi Halil tehtidkar bir tonla."En son,son sözlerimi söylediğimde adamı yakmıştım."dedi Bilind."Bu sefer silah benim elimde."dedi Halil."Ozaman son sözlerimi söyleyeyim.İntikam alınırken Adalet yoktur!"dedi Bilind.Ve ardından bir silah sesi patlamıştı.Vurulan Bilind değildi.Vurulan Halil'di.Vuran ise Kemal abi'ydi.Halil silahı yavaşca bıraktı.Bilind bir hamleyle silahı yerden aldı ve Halil'in arkasına geçti.Kemal abi bağırmaya başladı "Benim tam 10 Kurşun alacağım var!"dedi.Halil yavaş yavaş adım atarak Uçurumun kenarına geldi."Öldürün lan beni ne duruyorsunuz!"diye bağırdı Halil zor bir ses tonuyla."Ateşin bol olsun Gavat!"dedi Bilind ve silahı doğrulttu."Gavatoğlu Gavat!"dedi Kemal abi."Babam'a laf edemezsiniz!"dedi Halil zar zor."Gideceğin yerde biz değil,Gavat baban olacak!"dedi Bilind ve Birden sıkmaya başladılar.5,8,10,Tam 16 Kurşun sıktılar halile.Süngere dönmüştü halil.Delik deşik etmişlerdi halil'i.Halil son kez kafa salladı ve Uçurumdan aşağıya düştü.Bilind ve Kemal abi birbirlerine baktılar ve sarıldılar.
9 Yıl sonra
2000Bilind 50 yaşına gelmişti.Saçları"nın yanları beyazlamıştı.Bunca olan olaydan sonra Bilind herşeyi içine gömmüştü.Artık Baronluğun başına Watson geçmişti.Watson da 33 yaşına gelmiş tam Bilind'in eski haline benzer bir delikanlı olmuştu.Bilind artık kendi kasabasın'da yaşayan bir Adamdı.Babasının kunduracı dükkanın'da çalışıyordu.Peak Ailesinin Lideri,Adalet'te yanlışlık yapanları tarihe gömmüş ve Yeni Şehir'i kurmuştu.Artık herkes kendi işine bakıyordu.Çakır ve Necati işleri iyice büyütmüşlerdi.Ama hala Bilind'e sadıktırlar.Tufan ve Yaşar ise aynen devam ilerliyorlardı.Davud evlenmiş ve iki erkek çocuğu olmuştu.Birinin adını John diğerinin adını Bilind Eşref koymuştu.Bilind Peak kuralları yeniden yazan ve Yeni Şehir'i kuran bir Lider olmuştu.Bilind Peak sayesinde artık herşey yolundaydı!
6.Bölüm Sonu (Final)•Hikayenin sonu!
•Okuduysan yorumunu bildir
•Senaryosu tamamen Yazar'a aittir.
•Esen Kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Şehir Part II
Ficción histórica1980'li yıllarda İstanbul'da yaşayan bir Aile vardı.Peak Ailesi.30 yıla kadar kökü dayanan bu ailenin Babası olan Eşref Peak yıllar boyu Adalet için savaşmış ve herzaman Ailesini düşünerek adım atan bir Liderdi.Yaşı artık 64 olunca,bu işleri bırakma...