Jungkook'tan:
Hayatımda hiç bu kadar huzurlu bir şekilde uyanmamıştım. Genelde her sabaha belimin ağrısı yüzünden küfürler savurarak uyanırdım, ama bu bugün için geçerli değildi. Dün gece sevdiğim insanın kollarında uyuduğuma hala inanamıyordum. Aslında hastalandığım iyi oldu. Hiçbir şeyim olmasaydı belki de Taehyung benimle böyle ilgilenmezdi, asla bana sarılarak uyumazdı. Tamam ona sarılan bendim ama o da itmedi, karşılık verdi.
Bir dakika, Taehyung nerede?
Dün gece birlikte uyumuştuk, evet. Saat 9 buçuk ve o genelde bu saatte hala uyuyor olmalı. Fakat Taehyung şu an yatakta değil ve yatağın dün gece Taehyung'un uyduğu köşesi soğuk. Çoktan kalkmış galiba. Ama evden tek bir ses bile çıkmıyor. Telaş içinde tüm evi turladım ama Taehyung'u bulamadım. Nasıl beni yine bırakıp gidebilir? Belki de markete gitti, çünkü karnım acıktı ve buz dolabını açtığımda bomboştu. Beklerim ben o zaman...
3 saat sonra
Artık öğlen oldu, fakat Taehyung hala eve uğramadı. Oysa ki evin 4 köşesi alışveriş merkezleriyle, market ve pazarlarla dolu. Nereye gitmiş ki bu çocuk? Belki de beni hiç istemiyor bile. Benim gitmem için evden kaçıyor, dün bir bugün iki. O zaman geri döneyim ben. Kimseyi rahatsız etmek, evinden etmek istemiyorum. Ben çıkar giderim, hem eviden, hem de hayatından. Taehyung da artık eninde sonunda huzurla yaşar. Benim buraya gelmem bile büyük bir hataydı kendiliğinden. Kim bilir Taehyung ne düşünüyordur şu an hakkımda. Alay ediyordur kesin. Onun bir sözüyle hemen ta Busan'dan buraya kadar heyecanla geldim. İşimden de 2 haftalığına izin aldım. Aptal ben, aptal. Ama seviyorum onu, çok seviyorum hem de. İnsan sevdiği için her şey yapmaz mı? Fakat bir detayı kaçırdım, o beni sevmiyor. Sevmeyecek belki de. Zaten niye sevsin ki? Daha 3 hafta olmadı biz tanışalı. Bir de 2 hafta hiç yazmamıştım ben ona. Ama bunu isteyen de o değil miydi zaten? Artık daha da yüzsüz şekilde davranıp kendimi onun gözünden düşüremezdim. Hem belki de işi vardır ve onu rahatsız ediyorumdur?
Jungkook bavulunu eline alarak kapını açacaktı ki, kapının yanındaki aynaya bakarak üzerinde kendi kıyafetlerin değil de, tavşan pijamasını gördü. 3 saat oldu kalkalı fakat o daha yeni farkediyordu.
Bir dakika... üzerimdeki de ne o öyle? Yoksa Taehyung da mı beni tavşana benzetiyor? O değil de, T-Taehyung gece benim üzerimi mi değiştirmiş?! Kahretsin. Benim kıyafetlerim nerede? Havaalanına böyle gidesi halim yok ki. Böyle hiç evden dışarı çıkamam. Taehyung beni resmen parmağına dolamış, alay ediyor. Benimle derdi ne?
Jungkook çaresizce yere çöküp ağlamağa başladı. Sevdiği kişi neden onunla böyle acımasızca davranıyordu? Ama onu tanıyor, o hiç böyle biri değil. Neden Taehyung bunu ona yapıyor peki? 15 dakika ağladıktan sonra oturduğu yerde uzanarak uyuya kaldı. O kadar bağıra bağıra ağladı ki çocuk, tüm enerjisini sömürdü.
Taehyung kapıyı açarak elinde poşetlerde içeri girdiğinde yerde bayılan Jungkook'u görünce poşetleri ve anahtarı yere fırlatarak yanına koştu.
'Jungkook!'
Jungkook ismini duyunca tiksinerek uyandı. Eli ile yüzünü buruşturduktan sonra Taehyung'u görünce ayağa kalkı. Ona sarılmasına bile karşılık vermeden onu itti onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the wrong station | taekook
FanfictionBu benim durağım, Taehyung. Benim durağım... [texting]