ι'

165 21 13
                                    

28189

Birbirlerine itiraf etmelerinin üzerinden tam olarak iki yıl geçmişti. Oldukça güzel, bazen ufak kavgalarla, kıskançlıklarla, bolca sevgi ve anılarla dolu kocaman iki yıl. Sicheng anımsadığı anılarıyla gülümsemeye başlamıştı. Hatta ufak bir kahkaha da kaçırmış olabilirdi. Bu yüzden etrafındaki insanlar ona garipserce bakarken o hiçbirisini umursamadan hızlı adımlarla maekete ilerliyordu. Yuta ile beraber pasta yapacaklardı ve Sicheng zorla markete gönderilmişti. En son birlikte bir şeyler yapmaya kalktıklarında un savaşına girmişlerdi ve kelimenin tam anlamıyla her yer mahvolmuştu. Sicheng iç çamaşırına kadar una bulandığını hatırlayınca daha da gülmeden edememişti. Markete vardığını fark ettiğinde hızla alış verişi yapmış, eve yönelmişti. Kapıyı sabırsızca tıklattıktan sonra hemen kapı açılmış ve kocaman gülümsemesini sunan bir Yuta ile karşılaşmıştı. Elindeki poşeti kenara bırakıp sıkıca kollarını ona sarmış ve kısa bir süre öylece beklemişti. Onunla geçirdiği her saniye sanki hayal gibi geliyordu. Düşünceleri Yuta'nın konuşmasıyla bölünmüştü.

"Nerede kaldın sen? On saattir evde canım sıkıldı. Hem bu haylaz kediye alışmış olabilirim ama hâlâ korkuyorum!"

Dedikleriyle kıkırdamıştı Sicheng. Ardından sevgilisinin elini sıkıca tutmuş, mutfağa doğru çekiştirmişti onu.

"Canım fazlasıyla pasta çekiyor. Çabucak başlayalım."

Yuta poşetteki malzemeleri çıkartırken Sicheng de diğer şeyleri ayarlıyordu. Tüm gerekenler tamamlandıktan sonra ikili malzemelerin karşısında dikilmeye başlamıştı. Sicheng aklına gelen şeyle kenara koyduğu iki önlüğü eline almıştı. Birisini ona uzatırken kendisine ait olanı üzerine ayarlamaya çalışıyordu. Son anda Yuta'dan gelen yardım sayesinde kendisini düğümlemekten kurtulmuştu. Pastanın kekini tüm dikkatini vererek yapmaya başlayan Yuta'yı tezgâha yaslanarak izliyordu Sicheng. Gözlerini bir an olsun çekemiyordu yabancıdan. Çok güzeldi. Çok çok çok güzeldi. Ufak bir bakışıyla bile insanın içini ısıtacak kadar çok güzeldi. Yuta söylenene kadar onu gülümseyerek izlediğinden haberi bile olmamıştı. Toparlanıp yardım etmeye başlamış, neyse ki bu sefer hiçbir savaş çıkmadan pasta yapmayı bitirebilmişlerdi. Dolaba herhangi bir zarar gelmeden yerleştirmelerinin ardından salondaki koltuğa bırakmıştılar kendilerini. Sessizce bir süre birbirlerini izlemişlerdi. Yuta'nın gözleri Sicheng'in dolgun dudaklarına indiğinde kendini tutmamış, dudaklarını birleştirmişti. Sevimli ve sakince başlayan öpücük giderek derinleşirken ikisinin de durmak gibi bir düşüncesi olmamıştı. Sicheng bedenini tamamen bırakmış, Yuta'nın üzerindeki yerini almasına müsaade etmişti. Kısa süreliğine ayrılan dudakları yeniden bitleştiğinde Sicheng'in elleri Yuta'nın ensesindeki saçları bulmuştu. Yuta asla ayrılmak istemediği dudaklardan ayrılmış, altındaki bedenin boynuna küçük öpücükler bırakmaya başlamıştı. Masum ve yumuşak öpücükler sertleşip başka bir boyuta geçerken Sicheng deli gibi onu arzuladığını fark etmişti. Şu an bildiği tek şey varsa o da kesinlikle durmak istemediğiydi.

...

Gözlerini sıcak kolların arasında kapatmıştı Sicheng. Fazla huzurlu hissediyordu. Uyumadan önce aklına uyandığında onu öpücüklere boğacağını not etmişti. Hafiften kendisini rahatsız eden ağrı daha da arttığında uyanmıştı. Gözlerini araladığında görmek istediği manzara yoktu karşısında. Kalbindeki boşluk hissi, midesindeki bulantı, ellerinin titremesi kendisini gösterdiğinde seslendi sevgilisine. Belki ondan daha erken uyanmış ve başka şeylerle uğraşıyor olabilirdi. Ayağa kalkmaya çalıştığında kalçasındaki ağrı buna engel olmuştu. Bir süre sessizce durup ondan gelen herhangi bir ses var mı diye sakince dinledi. Sessizlik. Derin sessizlikten başka bir şey yoktu. Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Odanın içinde gözlerini gezdirirken yerdeki kuş tüyünü ve yanındaki küçük beyaz kağıdı görmüştü. Kendisini fazlaca zorlayan ağrıya rağmen yataktan kalkmış, notu eline almıştı.

"Sicheng, üzgünüm. Yapmamamız gereken bir şeyi yaptık. Güzelce hayatına devam et sevgilim. Ben belki bir daha geri dönemeyeceğim ama önemi yok. Eğer dönemezsem kendini dünyaya kapatma. Kalbini başkalarına aç ve hiçbir zaman üzülme. Seni seviyorum. ~Yuta"

O gitmişti. Her şeyi böylece bırakıp gitmişti. Duvarlar üzerine doğru gelirken daha fazla nefes almak istemediği gerçeği beyninde yankılanıyordu Sicheng'in.

 paradisaeidae, yuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin