ιβ'[f]

222 22 28
                                    

03427

Sicheng her şeyi akışına bırakmıştı artık. Takvime baktığında kırk yedinci gün olduğunu fark etmişti. Kalbindeki boşluk hissi tüm vücuduna çarpan bir elektrik dalgası gibi titremesine sebep olurken kapının çalınmasıyla dikkati dağılmıştı. Kim olduğunu sormadan veya düşünmeden açtığı kapının ardında sevimli bir beden vardı. Gülümseyen çocuk karşısında zordan da olsa gülümsemişti.

"Merhaba, ben Taeil. Yeni taşındım yandaki eve. Şey...rica ediyorum, bir su bardağı verebilir misiniz? Her şeyi ayarlamaya çalışıyoruz, karışıklıkta bardakları bulamadım."

Yeni komşu? Yan ev zaten dolu değil miydi ki? Düşünmeyi bir kenara bırakmış, elindeki iki bardakla gencin yanına dönmüştü.

"Eğer başka bir ihtiyacınız olursa bildirin lütfen."

04456

Sicheng sıkıca kavradığı kırmızı kalemi takvimin üzerinde gezdirdi. Onsuz geçen altmış birinci gündü bugün. Her gün belki gelir umuduyla uyanıyor, hayal kırıklığı ile yatağa giriyor ve yine umutla uyanıyordu. En çok sevdiği şeyi, dans etmeyi, bırakmıştı neredeyse. Her gün pratik yapan çocuk zorunda olmadıkça o odaya girmiyordu bile. Üniversite derslerini de aksatıyordu. Oldukça zayıflamış, bazı geceler uyuyamadığı için gözlerinin altında morluklar oluşmuştu. İçindeki huzursuzluk eşliğinde odasının camına doğru ilerledi. Yuta ile bahçeleri...oraya bakmadığı için tüm çiçekler solmuş, yabancı otlar fazla büyümüştü. Bahçeye açılan kapının kenarındaki iki koltuk toz içerisindeydi. Onunla olmadığı süre içerisinde anılarından elinden geldiğince uzak kalmaya çalışmıştı. İlk yirmi gün Jungwoo ve Yukhei'nin evinde kalmıştı ancak sonrasında onlara yük olmak istemediğinden geri dönmüştü evine. Derin bir nefes alıp elini saçlarının arasından geçirdi. Bir şeyler değişmeliydi. Anılarından kaçmaktansa onlarla her seferinde yüzleşmeliydi. Yuta'yı içine gömmektense yaşatmalıydı. Adımlarını bahçeye yöneltmiş, elindeki çiçek tohumlarına bakıyordu. Yuta gelecekti, her şey çok daha güzel olacaktı ve beraber bahçelerinde oturup keyif yapacaklardı. Öyle umuyordu Sicheng. Umut etmekten, hayal etmekten de başka seçeneği yoktu zaten.

05643

Doksan dokuzuncu gün. Koskoca doksan dokuz günü arkada bırakmıştı. Zaman her şeye iyi gelir sözü sakinleştiriyordu onu. Kalbindeki ağrı zamanla daha az hissettirir olmuştu kendisini. Ya da o öyle düşünmek istediği için öyle hissediyordu. Çok fazla özlüyordu güzel yüzlü yabancıyı. Tanrı'ya yalvarmıştı ancak rüyalarında bile görememişti onu. Oysa bir saniye bile görse hayatında yeniden çiçekler açacaktı. Elindeki aynı sayfayı defalarca okuduğu kitabı kapatıp kucağına bıraktı. Etrafa göz gezdirdiğinde camdan onu izleyen Taeil'i fark etmişti. Arkadaşlarının yanısıra komşusu da oldukça yardımcı oluyordu. Bazı geceler onunla birlikte kalıyordu. Dertleşiyor, oyunlar oynuyor ve de komşusunun hoşlandığı kişiyi, Johnny'i, araştırıp çekiştiriyorlardı. Camdan gülümseyerek kaybolan bedenin ardından telefonuna gelen bildirimle gülümsemişti.

Taeil Hyung;

Bu gece beraber kalalım. Çok mühim şeyler öğrendim!

02321

Camdan giren güneşin yüzüne gelmesiyle gözlerini araladığında Taeil'in yatağındaydı. Uyumadan önce fena dedikodu yapmışlardı. Aynı rutini sürdürerek Yuta'dan da bahsetmişler, ardından ağlayarak uyuyakalmıştı. Yanındaki bedeni rahatsız etmemek amaçlı oldukça yavaş hareket etmiş, yataktan kalkmayı başarabilmişti. Böyle olduğunda beraber kahvaltı yaparlardı ancak Sicheng iç sesine engel olmayıp kendi evine gitmişti. Üzerini değiştirmek için girdiği odasında gözüne takılan takvim ile gözlerini bulmuştu yeniden yaşlar. Bugün yüzüncü gündü. Tam olarak üç ay sekiz gün olmuştu. Parmakları masadaki kırmızı kalemi bulduğunda daha güçlü olması gerektiğini biliyordu, içinden bunu defalarca tekrar etmişti. Gözlerinden akmak üzere olan yaşları durdurmak amaçlı kafasını yukarıya doğru kaldırmıştı. Elini yumruk yapıp ağlama isteğini hafifletmeye çalışırken bileğinde hissettiği dokunuşla gözlerini büyütüp arkasını dönmüştü. Yuta. O buradaydı, söz verdiği gibi yapıp geri dönmüştü. Kalbindeki ağrının geçtiğini hissetmişti Sicheng. Bu an için tüm ömrünü vermeye razıydı.

 paradisaeidae, yuwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin