-Sen artık yıldızlardan çok uzaktasın.
-Yanılıyorsun.Ben her zaman yanında olucam.Genç adam son kez nefesini toparlayıp;Her akşam gökyüzüne baktığında kuzeyi gösteren en parlak yıldızım artık.Sana daima doğru yolu göstericem.Yağmur yağdığı zaman.Gen...
Yatağımda uzanmış , sabahın ilk ışıklarının penceremden içeri girişini ve odamı aydınlatışını izliyorum. Işığın bir kısmı da sağ elime vuruyordu.Sağ elimi yavaşça kaldırıp sağ sola sanki dans edermişçesine dönďürdüm.Güneş sanki bütün sıcağını elimdeki küçük kesik olan yaraya vuruyordu ya da ben öyle zannediyorum. İki gün önce okuldan geldikten sonra canım tatlı istemişti. İnternetten ne yapacağıma karar verip tatlıyı yapmaya başlamıştım. Malzemeleri tezgaha yerleştirdikten sonra çilekleri doğramak için çekmeceden bıçağı alıp çilekleri doğramaya başlamıştım.Aklım her zaman olduğu gibi başka yerlere gitmişti. Düşüncelerimin en derinliklerine inmiştim.Düşüncelerimin her yerinde olduğu gibi derinliklerinde de o vardı. Öyle dalmıştım ki çilekleri kestiğimi bile unutmuştum. Çok hafif bir acı hissetmiştim ama ben bunun derinliklerden geldiğini zannediyordum.Taki düşüncelerimin arasına annemin sesi gelene kadar.Düşüncelerimin derinliklerinden çıkıp anneme yöneldim. Annem yanıma telaşla yaklaşıp " Sofia sana sesleniyorum duymuyormusun beni.Kızım elini kesmişsin."Elime baktığımda çoktan tenimden iki üç damla kan aktığını gördüm. Yine onu düşünürken oldu diye içimden geçirmiştim.Yarayı peçeteyle sildiğimde o kadar derin olmadığını sadece ufak bir kesik olduğunu gördüm.Oysa benim düşüncelerim derindi. İşte bu yara da böyle olmuştu.Hem yara artık kabuk bağlamıştı bir kaç gün sonra geçer.Odamın içinde gözlerimi gezdirirken birden bir ses geldi. Ses yatağımın yanındaki komidinin üzerinde olan telefonumdan geliyordu.Hayır bu alarm olamaz çalmasına tam 10 dakika var. Yataktan elimi uzatıp telefonu aldım.Telefonumu açtığımda karşıma direk dördümüzün olduğu resim çıktı. Hafif gülümsedim ama bu öyle acı bir gülümsemeydi ki.Daha sonra mesaj geldiğini gördüm.Mesajın kimden geldiğine baktığımda üstünde "Ni" yazdığını gördüm.Yoksa beklediğim mesaj geldimi diye düşündüm.Hemen şifreye girip mesajın üstüne bastım.
Ni Sanırım bavulunu toplama vaktin geldi.
Bir süre mesaja baktım.Sanki her tarafıma heyecan kaplamıştı.Ardından hemen
Hemde bugün. Nasıl?( How?)
Bugün konuşuruz.( we'll talk todey ) havaalanından şimdi indik. Okula ne zaman varırız bilmiyorum. Bu da sürpriz olsun. Sonra görüşürüz.( See you then. )
Tek değildi yanında başkaları da var. İşte iki haftadır beklediğim mesaj geldi.Niall burada Türkiye 'ye İstanbul'a geldi. Bu onun ikinci gelişi.Şimdi tek dönmiyicek yanında beni de götürücek. Genç kız bunları düşünürken telefonda alarm çalmaya başladı. Alarmı hemen kapatıp okul için hazırlanmaya başladı.
Üstüme siyah sıfır kol altıma da siyah bir pantolon hemen giyip çantama notaların yazdığı kağıtları koydum. Dün okulda bunlara yeterince çalışmamıştım kağıtların diğer yarısı çantamda kalmıştı.Çantamın içine bir kaç şey daha koyup ağzını kapatıp yatağımın üstüne koydum.Daha sonra tarağımı alıp aynanın karşısına geçip taramaya başladım. Saçlarım ne uzun ne de kısa tam ideal boyutta.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
