Geyra ve diğerleri kraliçenin odasından çıktıktan sonra kraliçe derin bir nefes aldı.Önce yatağındaki minik bedene baktı başını okşayarak kulaklarına fısıldadı sen ne de güzel bir çocuksun böyle,kraliçe elini seri bir şekilde bebeğin başından çekerek ne yani benim çocuğum musun ? Ama ben senin annen değilim ,olamam.! Ama biliyor musun göz renklerimiz aynı,senin yeşil benim de yeşil , yeşil mi ? sonra yataktan çıkıp ayna aramaya başladı.Bir iki adım attıktan sonra solundaki duvarda asılı bir tane buldu.Korkarak adımlarını yavaşlattı.Neyle karşılaşacağını kendisi de bilmiyordu,gözlerini kapattı.Bir adım, iki adım ve aynanın karşısındaydı.Gözlerini açtı.Gördüklerine inanamadı.Ellerini gözlerine götürdü oradan saçlarına.Uzun kızıl saçları,beyaz tenine güneşin kızıllığını işlemiş ,zümrüt yeşili gözleri de eşlik etmişti adeta Kraliçenin bedenine.Ellerini üzerindeki elbisede gezdirdi, yavaşça.Beyaz ince bir kumaştan yapılmıştı.Göğüs dekoltesine taşlar yerleştirilmişti.Kraliçe elbiseye hayranlıkla bakarken.Huh.! her şeyiyle mükkemel bir parça.Kim tasarlamış ki bunu?
Uzun süre aynadaki görüntüyü inceledi ,düşüncelere daldı.Gerçeğini hatırladı ;
Benim saçlarım siyahtı , tamam uzundu da ama rengi kesinlikle kırmızı değildi.Gözlerim de yeşildi bu da kabul.Ten rengim bu kadar beyaz değildi ama.Boyum da bu kadardı.Kilom..Evet o da aynı.Başka başka ne olabilir hadi Süreyya.Haaa tabi ya doğum lekesi.Hemen bakalım.
Kraliçe hiç zaman kaybetmeden doğum lekesini aramaya başladı.Sağ kolunu açtı korkuyla , dikkatlice aynadan aramaya başladı,derin bir nefes aldı.Doğum lekesi oradaydı.Her zaman ki yerinde.
Biliyordum bu benim , şükürler olsun.! Ama ama ya bu yer bu insanlar ?
Kraliçe sinirli bir şekilde odanın o köşesinden bu köşesine seri adımlarla yürümeye başladı,gözüne odasının penceresi takıldı, koşar adımlarla pencereye yöneldi , gördüklerine kendisi de inanamadı.Koskocaman bir sarayın küçük bir odasından büyük kente şaşkın gözlerle bakıyordu şimdi , muhafızlara , atlara , ormana.Kendi kendine söylenmeye başladı tekrar :
Bu b b b bu şaka olamaz , hiçbirinin gücü bu şakayı yapmaya yetmez , hangi parayla , modacılıktan kazandığım paranın yerini sadece ben biliyorum hem ayrıca o para ancak bir aylık kiraya tek yeter hayır hayır şaka değil , kendini cimcikleyerek hayal de olamaz , ne o zaman ne ? ben ne yaşıyorum ?
Tekrar aynanın karşına geçti , en ince ayrıntısına kadar her şeyi gözden geçirdi.Tamamıyla gerçekti.
B b b bu ben değilim tanrım ben değilim.
Kraliçe ağlayarak , rengarenk çiçek dolu vazoyu sert bir şekilde , kendisi olmayan aynadaki görüntüsüne fırlattı.
Yeterrr.!!! Diyerek kendini yere attı Yeter.!!
Yorgunluk kapladı kraliçenin bedenini , kendi iç karmaşasına yenik düştü , sert zeminde uzanarak gözlerini kapadı.
Bebeğin ağlayışı kraliçeyi kendine getirebildi. Etrafına bakındı , dudakları büzüştü:
hala aynı yer mi ? Ahh lanet olsun.!
Kendi düşüncelerinden bir türlü cevap alamazken sinirlendi: Tamam o zaman kuralına göre oynayalım.! Kabullenmişken gelen naif sese dikkat kesildi , ruhu okşayan bir ses :
Geyra ağlayan bebeği susturmak için ninniler söylüyordu:
Küçük bir bebek varmış adı Salae'miş
Minik burunlu , elma yanaklı güzel prens Salae..
Kraliçe Salae ismini duyunca sesin naifliğini unutarak Geyra'ya seslendi :
-Salae mi ? Bir bebeğe neden şeytan anlamına gelen bir isim konur.Cevap beklemeden Geyra 'nın kucağındaki prens Salae 'yi göstererek;
-Bebeği bana ver.Şu sarışın ela gözlü olan köleyi de yolla odama.Dedikten sonra kucağındaki küçük bebeğin ellerini tuttu , minnacıktı elleri , kimseye belli etmeden güzel kokusunu içine çekti.Az önce söylediklerini düşündü ;
Ahhh.!! Bebeği bana mı ver? Tanrım çocuk bakmayı nereden bileyim ben.Bazen gerçekten kendimden geçiyorum ah ah.! Ama ne kadar güzel bir şey bu böyle.!
Geyra prens Salae'yi kraliçeye verdikten sonra kapıya yöneldi.Aklına kırık ayna gelince kraliçeye döndü ;
Geyra ağzını açacakken kraliçe :
-Bana öyle bakma , ben iyiyim , aynanın niçin kırık olduğunu sana hesap verecek değilim ?
Geyra :
-Tab...
Kapıda dikilen uzun boylu ,sakallı ,kahverengi gözlü kral Geyra'nın cümlesini tamamlamasına izin vermeden gür sesiyle :
- Ona değil bana hesap vereceksin Selenya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EPOCH
Horror'Bunu yapamam, isteme benden ölümünü 'dedi ve bıçağı sapladı Pera'nın kalbine.Hiçbir şey olmamış gibi sırıttı.'Bir beden de iki katil yarattın , ölümün bizim için sır olarak kalacak Pera.'