1.bölüm

646 32 57
                                    

"Gökkuşağına  ulaşmak istiyorsan yağmura katlanmak zorundasın."

'Dolly parton'

&&&&

"Abla?"

"Abla uu?"

Kolumdaki son cimcik canımı fena yakmıştı. Başımı çirkef olan kardeşime çevirdiğim de hala bana baktığını ve gitmeyeceğini anladım.

"Çıbu çingene? (Ne oldu çingene?)"

"Abi çağırdı. Çabuk o damdan insin yoksa gelip atacağım, böyle daha güzel iner dedi!"

Heval' in söylediği şey beni güldürürken korkmayı da ihmal etmedim. Neydi benim bu abiden çektiğim. Oflayıp pofladıktan sonra ayağa kalkıp eteğimi temizledim. Hala bana mal mal bakan kardeşime eğilip

"Manzara güzeldir, beğendin kıçımı?"

"He Kur'an çok güzeldir. Abla seni alan yaşadı aaa. Baksana popo sende bacak sende meme desen silikon kimi yaw. Abla dış icraat bu kadar güzel ise içi hayal edemi-"

Ayağıma yeni giydiğim terliği alıp tam anlına yapıştırıp tekrar ayağıma giydim.

" Hış kéhpık. Sanane benim içimden dışım dan. Ben sana öyle bakıyorum haa? Şimdi kaldır o kıçını yoksa bu sefer terlik değil ayağım geliyor yüzünde. Mırtıv."

Bana hala şaşkınlık ile bakan kardeşime ayağımı işaret ettiğim de ciddi olduğumu anladığı an kırk bir numaraya yakın olan ayaklarını kıçına vura vura koştu. Bide bu çıkmıştı başıma sapık bir kız kardeş. İnanamıyorum. Neydi benim bu aileden çektiğim. Bedenimi arkaya doğru esnetip merdivenleri indim. Mutfak masasında oturmuş çay içip tatlı yiyen aileme baktım. Biri eksikti. Babam! Tam 6 ay önce, yani bir yılını bitirmesine biraz kalmıştı. Öldü. Kimine göre de öldürüldü. İnanmadım başta. Olmaz dedim. Bırakmaz, bensiz yapamaz falan dedim. Boş dedim. Bensiz öbür dünyada yaşıyordu. Gözlerim dolduğunda elim ile yelpaze yapıp mutfağa girdim. Arkası bana dönük olan abime yaklaşıp oynadığı telefonuna baktım. Ekranda ki isim beni şoka uğratırken istemsizce okumaya başladım. Konu ayıp yerlere gidince utanıp hemen annemin yanına oturdum. Yine çayına atığı ve çoktandır eridiği şekeri karıştırıyor du. Bu aralar fazla yorulduğu için diyip bıraktım ama olacak gibi değildi. Önüme çay koyan hevale baktığımda güldüğünü gördüm. Ama bana değildi. Karşıdaki ekrana bakıp bakıp gülen abime gülüyordu. Gece gece adrenalin patlaması yaşayan hevale bakıp kaş göz işareti yaptım. Durumu biraz geç anlasa da boş çaydanlığı alıp tam başında durduğunda annem kulağıma eğilip

"Döverse karışmam!"

Omzumu silkip sandalyemi tam hazırladıktan sonra dudaklarımı oynatıp

"3
2
1"

"Uuuuu haware yandım giti. Namusuma giti. Yandı kül oldu uu-"

Hepimiz gülme krizine girmiş bir şeklide gülerken o hala yanmayan ama yandığını sandığı mabedini tutuyordu. Gözleri bizi bulduğunda annem ikimize de

"Kaçın! Tutamayacam herhal."

Heval elindeki çaydanlığı arkasına atıp kaçtı. Ben hala mal gibi orda öyle kalırken abimin heval'i kovaladığı görünce mutfaktan çıkıp hemen odaya girdim. Kalbim saniye de rekor kıracak derecede atarken yine ucuz yırtık dedim. Hep yırtan ben olurdum. Ve yine yırtmıştım. Sesler yavaş yavaş azalınca yine abimin yorulduğunu anladım. Yaşlı gibiydi zaten. Biraz koştuktan sonra yorulurdu. Nefesimi derin derin verdikten sonra kilitli çekmeceyi açtım. Tüylü siyah günlüğüme baktığımda bugün yazmadığımı hatırladım. Babam öldüğü günden bu yana hep yazardım. Ona söyleyemediğim bir çok şeyi buraya yazıp rahatlardım. Onsuz geçen günlerim de kaçta ne defter eskitiğimi bilmezsiniz. Tahmin bile edemezsiniz...

Mem_u_ Zin (Çiya_Bora)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin