"Anna ben önden çıkıyorum. Sende çabuk gel. Tamam?"
"Tamam tamam emine ablana söyle az biraz beklesin beni."
"Tamammmm."
Babeti ayağıma giydikten sonra hemen dışarı çıktım. Bugün kejan konağında Nişan vardı. Boran kejan' nın nişanı. Hayır anlamıyorum bir kadın nasıl olurda o öküzü koca diye alır. Aklım almıyor. Konağın tam giriş kapısında durduğum da aklıma babamın ölümü geldi. Burda öğrendim burda ağladım burda bayılıp isyan etim... Gözlerim doldu dolu içeri girdiğimde emine ablanın odun taşıdığını gördüm. Hemen yanına gidip
"Ver ablam ver. Ben taşırım."
"Allah senden razı olsun. Annan nerede kızım?"
"Geliyor ton tonum geliyor. Bu aralar pek bir yorgun. Ondan önce geldim. Oda birazdan burda olur."
"Ton ton senin annan' dır. Mırtıv. Yanlış anlama beni kızım ama Annan babandan sonra böyle oldu. Yoksa tanımamı ben arkadaşımı. Ne çalışkandır o. Unutamadı, Allah sabır versin."
"Amin ablam amin hepimize. Neyse bugünü de atlatalım annem ile konuşacam. Haydi kaytarma emine xanım. İş beklemez."
"De git oradan kér kîzâ kéré."
Söylediği küfürler yüzümü güldürürken odunları alıp arkaya geçtim. Büyük büyük kazananların olduğu yere gidip başladım çalışmaya. Önce odunları ateşe verip büyük kazanı üstüne koydum. İçine bol bol tereyağı koyup mutfağa koştum. Bütün kızlar birbirine girmiş çalışırken emine ablaya seslendim.
"Emoş. O emoş? Etler ile sebzeler nerede kaldı? Ateşi yaktım seni bekliyorum."
"Geldim deli kız geldim. Sen git ben gönderiyorum. Ben gelene kadar şu etleri iyicene ama yumuşak olacak şekilde kaynat. Annan'ın yöntemini kılan. Hadi kızım hadi."
"Tamam. Asiye etleri ver gideyim."
Etleri alıp hemen ateşin yanına gidecek iken gördüğüm şey ile donup kaldım. Eee yuh ama yaw! Gözlerim öylece onlara bakarken ben bile utanmadım. Evet utanmadım. Piç Boran bir kızı ağaca yaslamış ve yemek ile meşguldü. Kızın eteği mabedine kader yukarı sıyırmış, saçı başı dağınık, dudakaları buradan bile beli oluyordu şişkinliği... Öylece onlara dalmış iken koca kazandan duman yükseldiğini gördüm. Gözlerimi kocaman açıp elimi ağzıma kapatım. Eeee ama yeter yediğin. Onları umursamadan yanlarından geçip eti lap diye kazana koydum. Çıkan ses ile ürperir iken arkadan küçük bir çığlık sesi geldi.
"Siz hiç işinizi bozmayın. Ben yemeği yapıp giderim. Keyfinize bakın ağam."
"Yine mi sen lan."
"Lan deme bana ikinci tekmeyi yer o özel yerin aaa. Ağa olabilirsin ama ben de insanım. Seninle evlenecek kadın harbi enayi. Allah bilir sabahtan akşama kadar kaç kız yürütün."
"Sanane lan benden. SANANE!!!"
Elimdeki odunu alıp tam karşısına geçtim.
"Bana bağrıma. Öküz! Önce sözlen, sonra nişan günü başka kızı al köşelerde ye, sonrada bana bağır. Davar oğlu davar!"
Arkada ki benden bile güzel olan kız kendini düzeltip yanımıza geldi.
"Pardon canım ama sözlüm ile oynaşmam seni niye bu kadar gerdi. Anlamadım yani."
Ağzım o şeklini alırken Boran pis pis bana bakıp gülüyordu. Rezil oldum.
"Eee ben şey, kusura bakm- yani kusura bakmayın. Ben şey sandım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mem_u_ Zin (Çiya_Bora)
Teen Fiction"Ben bir ağayım, sen ise bir hizmetçi parçası! Sen benim dengim olamazsın!" Tek kaşım havaya kalkarken "Öyle mi ağam?" Bilmiş bir şekilde baktı "Öyle!" Elim ince askılı geceliğime giderken yüz rengi şimdiden değişmişti. Boşuna dememişler kadın ile ş...