Yanımı işaret ettikten sonra cevabımı beklemeden oturdu.Kokusu burnuma dolmuştu, ne hoş kokuyordu! İç sesime göz çevirirken suratına döndüm.Parka bakıyordu.Burnu çok biçimliydi ve dudakları hafif çıkıktı.Esmerlik gerçekten ona çok yakışıyordu.Bir anda gözleriyle göz göze geldim, kendimden beklemediğim üzere gözlerimi çevirmedim.Sanki gözlerinde bir şey varmışçasına tutsak ediliyordum.Gözlerimi ayıramıyordum.Hiçbirşey demeden evin yolunu tuttum.Yürürken gözleri hala gözlerimdeydi sanki, daha önce yaşamadığım bir duygu.Aşk işte aşkk! Kapa çeneni iç ses.Eve varmıştım.Kapıyı açtım ve çantamı, montumu, fularımı yere fırlattıktan sonra üst kata çıkıp odama girdim.Pijamalarımı giyip saate aldırmadan yatağıma girdim.Gözleri hala beni izliyordu sanki.Gözlerimi kapattığımda gözlerimin önünde gözleri vardı.Ne çok göz kelimesi kullandım be, rekor(!) Kendimi huzurlu uykuma bıraktım.
******
Telefon sesi, alarm, kapı çalması.Üçü bir arada uyandırma servisi.Başucumdaki alarmı takmayıp aşağı indim.Telefona baktığımda Caner arıyordu.Gerizekalı çocuk, şimdi aklına geldim dimi?! Kapının deliğinden baktığımda sahadaki çocuk vardı.Kapıyı kıracaktı resmen, hayvan.
“Noluyoruz ya?!”
“Kızım sen öküz müsün cidden? 2 saattir kapıyı çalıyorum, Selin seni en az yüz kırk sekiz kere aramıştır.Beni en az elli kere aradı zaten.Meraktan öldük bir şey oldu diye, neredesin?!”
“Buradayım görmüyor musun?”
“Dalga geçme!”
“Bana emretme ve bağırma.O dilini alır müsait bir yerine sokarım.Uyuyordum, insan uyuyamaz mı? Ne var bunda? Ne senin kapı çalmana ne Caner’in ve ne Selin’in aramasına gerek yok.”
Cevap vermeden suratıma bön bön baktı.Bu seferki etkileyici değildi, uykum her şeyden değerli! Hiçbir şey demeden bahçeden uzaklaştı.Aman gerizekalı çok meraklıydım ben sana! Evet meraklısın. Of kes ya.İç sesime cevap verdikten sonra kapıyı kapatıp saatime baktım.Bide bugün pazardı.Lanet olasıcalar! Odama çıkıp kısa süreli bir duş aldıktan sonra üstüme siyah dar pantolonumu ve siyah bol kazağımı geçirdim.Saçlarımı topuz yaptıktan sonra aşağıya inip montumu ve botumu giyip cüzdanımı alıp evden çıktım.Yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra Arby’s e ulaştım.Bir küçük menü aldıktan sonra eve yürüyerek gidemeyeceğimi anlayıp taksiye bindim.Bahçe kapısından içeri girince Caner’le karşılaştım.İlk önce şaşırıp duraksasam da sonradan onunla konuşmadan anahtarımı çıkardım.
“Konuşalım mı?”
“…”
“Simay lütfen?”
Caner’e doğru döndüm.Kafamla devam et işareti yaparken konuşmaya başladı
“Bak o gün gerçekten sinirliydim, özür dilerim, hata yaptım ya sen hiç hata yapmadın mı ben senin hep yanında oldum sen neden benim yanımda olmuyorsun Simay?!”
“Ha bir de ben suçlu oldum, ya gerçekten şurdan git.”
“Barışana kadar gitmiyorum, kapının önünde yatıcam.”
Kafamı iyi anlamında sallarken evin kapısını açtım ve sertçe çaptım.Salak! Sanki çok umurumda olucaktı, donsun orada!