Speechless ☙ Lizkook

0.7

☙

Yükseklik...
Yükseklikten korkar mıydım ben?
Daha doğrusu hiç korktum mu?
Ya da ne zaman korkmaya başladım?

☙

Jennie benimle okula gelmemişti.
Yani daha doğrusu,birbirimize numaralarımızı vermiştik.
Birşeye ihtiyaç duyarsam aramamı söylemişti.
Fakat bu sabah beni arayıp okula geç kalacağını,okulun adresini konum atacağını ve hangi otobüse bineceğimi söylemişti.
Annem holdingle meşgul olduğu için beni arabayla okula götüremezdi.
Buraya da yeni taşındığımız için henüz diğer arabasına şoför bulamamıştı.
Bir kaç gün sanırım okula otobüsle gitmek zorunda kalacaktım.

Bunları düşünürken de bir yandan önümde merdivenlerin olduğu bir koridora gelmiştim.
Jennie bana sınıfı tarif etmişti.
Gerçi bulamazsam da birilerine gidip sorabilirdim.

Yavaş adımlarla merdiven basamaklarını çıkmaya başladım.
Köşeyi döndüğüm sırada,
karşımda 2. büyük bir koridor belirdi.
Koridorda birkaç tane öğrenci görebiliyordum.

Bir çoğu spor takımlarını giymiş,sanırım öğretmenlerinin gelmelerini bekliyorlardı.

Yavaş adımlarla koridorda yürürken üstte yazan sınıf numaralarına baktım.
Ve sınıfımı bulduğuma emindim sanırım.
İşin zor kısmını halletmiştim.
Sırada kolay kısmı vardı.
Girecektim ve kendimi tanıtıp boş bir yere oturacaktım.

Sınıfın kapısına doğru adımlar atmaya başladım.
Bir kaç adım sonra durdum ve kapıyı nazikçe tıklattım.
İçeriden gel diye bir ses geldi.
Kapının kolunu açıp içeri girdim.
Tüm gözler üstümdeydi.
Açıkçası biraz utanmıştım.

İçeri girer girmez;
öğretmen güler yüzle yanıma doğru geldi.Usulca sırtıma elini koyduktan sonra onunla birlikte yürümem için bana beden diliyle işaret verdi.
Beni sınıfın ortasına getirdikten sonra,

"Çocuklar,
Bu okulumuza gelen yeni transfer öğrenci Lisa."
diyip bana dönerek gülümsedi.
"Lisa sende kendini tanıtır mısın arkadaşlarına?"
diyip yanımdan ayrılıp öğretmenler masasına oturdu.
Artık herkes bana bakıyordu.
Ama bir terslik vardı.

O-o ordaydı!
Bu okulda olduğunu düşünmemiştim.
Evet benimle birlikte inmişti ama üstünde okul kıyafeti yoktu.
Ve evet hala yok.
Düşüncelerim yavaş yavaş bölünmeye ve asıl yapacağım şeyi hatırlayıp onu yapmaya koyuldum.

"Merhaba,
benim adım Lisa.
Tayland'dan geldim.
Umarım iyi anlaşırız."
diyip biraz gülümsemeye çalıştım.
Sınıf da o sırada beni alkışladı.

Sonra öğretmene dönüp;
"Nereye geçeyim?"
diye bir soru yönelttim.

"Cam tarafı 4. sıraya boş şuan oraya geçebilirsin."
dedi gülümseyerek.
Yerime geçeceğim sırada adını bilmediğim o çocuğun bana doğru baktığını fark ettim.

Ama çok da aldırmıyordum.
Çünkü daha ilk günden kimse tarafından kolay biriymiş gibi görünmek istemiyordum.
Yerime geçeceğim sırada öğretmen;

"Bu arada Lisa kendisinden çok bahsetmedi ama o çok yetenekli biri.
Okulumuza başvururken bizzat ben inceledim kaydını."
Diyip bana bakarak gülümsedi.

Sonra yerine geçip;
Çocuklar bu ders boş.
Yeni bir arkadaşınız geldiği için onunla tanışabilirsiniz.
dedi.
Şuan bu acayip hoşuma gitmişti.
Normalde derslerden kaçan biri zaten değildim.
Fakat daha ilk günden bir dersi kaldıramayabilirdim.

Oturduğum yer tuhaf bir şekilde boştu.
Sıra arkadaşım yüksek ihtimal Jennie'ydi.

O sırada,
yanıma gülen yüzle,heyecanlı bir şekilde koşuşturarak sarı saçlı bir kız geldi.
Yanımdaki boş sandalyeye oturup,gülümseyerek;
"Ben Chaeyoung."
diyip gözlerimin içine doğru baktı.

Bende gülümseyerek;
"Memnun oldum.
Benim adımı zaten biliyorsun."
dedim.

O sırada sağ tarafımdan gelen sesle Chaeyoung'un arkasına baktım.