Episode 1

28 5 14
                                    

Legendary Empress | Episode 1

°°°

" Sen çok iyi bir askersin Rhona. Ordumu yönetirkenki başarıların beni memnun ediyor. Sana, gözüm kapalı ordumu emanet edebilirim bile. "

Komutan Rhona'nın yüzünde hiçbir mimik oynamamıştı. Buna rağmen içten içe büyük bir sevinç patlaması yaşıyordu. İmparator'dan askerlerinin ve saray mesuplarının önünde böyle bir övgü almak gururunu büyük ölçüde okşamıştı.

" Eğer mahsuru yoksa bu iltifatınızı zevkle kabul edeceğim, Majesteleri."

Arka sıralardan yükselen hafif öksürük sesinin bir uyarı olduğunu biliyordu. Mütevazi olmalı ve iltifatı kabul etmemeliydi ancak her söylenene uysaydı İmparator'un cariyelerinden ne farkı kalırdı ki?

Rhona, İmparator'un tamamen altın ve bolca süslemelerle dolu tahtından asaletle kalkışını izledi. İmparator'un kıyafeti de tıpkı tahtı gibi altın rengiydi. İmparatorluk'taki en zengin ipekler ve işlemeler kıyafete görkem katıyordu. Rhona, aynı kıyafeti halktan biri giyseydi eğer onun üzerinde İmparator'da durduğu gibi görünmeyeceğinden kessinlikle emindi. Tüm bu ihtişamın asıl kaynağı, İmparator'un yakışıklı yüzündeki kararlı, kendinden emin ve bir lidere yakışır koyu kahve gözleriydi.

İmparator Wang Sowon, tahtının yükseltildiği birkaç basamaktan indi ve kısa bir sürede Rhona'nın tam önünde durdu.
Rhona, bakışlarını bu süreçte İmparator'dan hiç çekmemişti. Normalde halktan, basit rütbeli bir vatandaş olduğu için İmparator emir vermediği sürece gözlerine bakmak şöyle dursun, dizlerini yerden dahi kaldıramazdı. Ancak onu diğer herkesten farklı kılan bir şey vardı.

O, tüm bu İmparatorluğun baş komutanıydı. Üstelik bu mevkiye yükseltilmiş tarihteki ilk kadındı. Bu rütbesi ona, geçmiş hayatında yaşadığı sefil hayatını biraz olsun unutturuyordu.

İmparator Sowon'un yüzünde tehlikeli ancak bir o kadarda kontrollü bir tebessüm vardı. Birileri bu tebessümü fark ettiği an, bir anda tebessümünü dudaklarından silebilirmiş gibiydi. Rhona'ya usulca, avına yaklaşan bir kaplan gibi yaklaştı. Duruşunu ve bakışlarını bozmayan Rhona'nın da İmparatordan aşağı kalır bir yanı yokmuş gibiydi.

"Eminim yanıma yakışır bir Kraliçe olacaksın, Rhona."

Taht salonun geniş ve büyük duvarlarında yankılanan şaşkınlık nidaları, korkutucu bir ses kalabalığı yapmıştı. Askerlerden çıt bile çıkmıyordu ama her bir saray mensubunun ağzı açık kalmıştı. Rhona'nın güçlü duruşu bile bir anlığına şaşkınlığı yüzünden sekteye uğramıştı. Elini yavaşça kılıcının kınına koyarak destek almaya çalıştı. Duygularının onu ele geçirmesine izin vermeyerek hızlıca toparlanarak duruşunu düzeltti. Ses tonunun katı çıkmasına özen göstermişti.

" Lütfen söylediklerinizi geri alın, Majesteleri. "

İmparator hiçbir şey söylemeden yoğun kahvelerini Rhona'dan çekti ve taht salonuna baktı. Bu bakış tüm seslerin aniden kesilmesine yetmişti. Geriye çok az duyulan fısıltılar kalmıştı.

Tepkiyi veren ilk kişi Rhona'ydı, ardındansa teker teker bakanlar İmparator'un önünde diz çökerek tek bir ağızdan kararını tekrar düşünmesini istediler. Rhona, elinin titrediğini geç fark etmişti. Bunu saklamak için yumruklarını sıkarak geride tuttu.

"Benim kararlarımı ne zamandan beri yerime siz veriyorsunuz, sevgili bakanlarım?"

Otorite kokan, erkeksi gür ses bütün salonu yuttu. Artık fısıltılar da kesilmişti. İmparator, Rhona'nın tam yanında durdu ve devam etti.

"Kararıma karşı gelebilecek kadar cesaretli biri varsa, hemen şimdi karşıma çıksın. Aksi halde hepinizi cezalandıracağım."

İki düzine asker kıçlarının kınlarını aceleyle çıkardı ve mermer zemine gürültüyle vurdu.
Hepsinden çıkan kelimeler aynıydı.

"Sonuna sizi koruyacağız, büyük Majesteleri!"

Erkeklerin sesleri öyle güçlüydü ki, sarayın dışından da rahatça duyulabilirdi.

"Askerlerim kararımı destekliyorlar. Peki ya siz bakanlarım? Siz de beni destekliyor musunuz?"

Buradaki askerlerin keskin kılıçları ve mükemmel dövüş becerilerin vardı. Tek bir saray mensubunun karşı çıkması halinde boyunları askerlerin ellerindeki keskin kılıçtan geçerdi. İmparator'un sorusu aslında bir soru değil açık bir tehditti.

Bu sözlerin ardından kimseden ses çıkmayınca, Rhona yumruklarını gevşetti ve vücudunda ne kadar cesaret varsa dilinin ucuna topladı. Zeki ve cesaretli bir kadındı o. Ancak bu ikisini doğru ölçüde kullanmak gerekirdi. Fazlasının ölümüne sebep olacağını biliyordu. Buna rağmen susmayı reddetti.

"Ben, Büyük Silla ordusunun komutanı, Komutan Rhona olarak kararınıza karşı çıkıyorum, Majesteleri."

°°°

Okuduğunuz için teşekkür ederim :) Lütfen beğendiyseniz yorum yapmayı ve oy vermeyin unutmayın ~
Beğenmediyseniz de yine belirtin ki kendimizi o yönde geliştirebileyim..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

× Legendary Empress × (Askıda) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin