Saatler geçiyordu ve son dakikalar yaklaşmıştı. Okulun ilk günü düşündüğümden daha kötü geçiyordu. Aslında aklımda hala annemin verdiği mektup vardı.
Eve doğru giderken yolda sakat yavru bir köpegin ağacın kenarında titriyerek bana doğru baktığını fark ettim. Gözlerindeki o üzgün, korkmuş ifade öylece geçip gitmeme izin vermedi . Onu öylece bırakıp gidemedim . Onu da eve götürmeye karar verdim. Onu kucağıma aldığım anda korkusu biraz olsun dinmiş , rahatlamış gibiydi .
Eve varınca annemle göz göze geldik sadece bana bakıp gülümsedi .
Önce köpeği annemle birlikte yıkadık daha sonra sıcak bir battaniye ile üzerini örtüm ve karnını doyurdum . Annemin bana kızmayacağını biliyordum zaten . Çünkü annemle ben yanlız yaşıyordum . Benim için sevinmişti belki de. Belki yalnlızlığımı , bir dosta olan özlemimi biraz olsun geçirebilirdi bu köpek .
Köpekle oyunlar oynayarak iyi vakit geçiriyordum . Çok iyi bir dost , arkadaş olmuştuk . Bu yüzden de ismini dost koymaya karar verdim.