Emly ve Elf'in aşk hikâyesine hoş geldiniz...
*
Genç kadın soğuk ve nemli havadan derin bir nefes alırken atının dizginlerini daha sıkı kavradı. Deri kayışlar soğuktan çatlayan ellerinde yaralar açarken değer diye düşündü. Çünkü annesinin baskılarından ve abisinin son zamanlardaki artan sinir bozucu tavırlarından kaçmanın tek yolu buydu.
Kendisiyle baş başa kalmak Emly'e her zaman iyi hissettiriyordu. Anne ve babasını, hatta sinir bozucu tavırlarına rağmen ağabeyini bile seviyordu fakat yine de derinlerde bir yerde kalabalığın içindeki yalnızlığı hissediyordu.
Etrafında pek çok genç adam pervaneydi. Soylu çocukları, prensler, lortlar...
Emly sarıya çalan balköpüğü saçları, masmavi gözleri ve zekâsıyla her türlü erkeğin hanedanına isteyebileceği türden bir kadındı. Üstelik Beyaz Ejderha Krallığı'nın prensesi olması da ittifak kurmak isteyen kralları cezbeden ayrı bir yönüydü.
Fakat Emly aşkı istiyordu. Güç adına anlaşmayla yapılan evlilikler yerine sıcak bir sevgi istiyordu. Kim olursa olsun, köylü dahi olsa Emly'nin kalbini heyecanla attıracak herhangi bir adam onun için yeterliydi.
Çok küçük yaşlardan beri sarayda eksiksiz, asil bir leydi olmak için eğitim alıyordu. Konuşması, duruşu, yürüyüşü her şeyiyle en iyisi olacak şekilde yetiştirilmişti. Piyano çalabiliyor, ok kullanabiliyordu. Hatta at kullanmasını ağabeyi, Emly 14 yaşındayken kendisi öğretmişti.
Önüne düşen anıyla acıyla iç çekti. Ağabeyiyle gerçekten ağabey-kardeş oldukları zamanlardı...
Küçük Emly ayak bileklerine gelen sarı kabarık elbisesini elleriyle yukarı toplamış sarayın bahçesinde koşuyordu. İri dalgalı, asla toplatmadığı saçları bir sağa bir sola sallanırken gözlerindeki ışıltılarla ağabeyi ve General Gilbert'ın yanına koşmaya devam etti.
Gilbert küçük prensesin geldiğini görünce Caleb'in elindeki tahta kılıcı düşürüp genç prensi tuş etti. Caleb ayağıyla yere vurup isyan ederken sitemli sesiyle konuştu. "Ben ne zaman sizler gibi savaşabileceğim?"
Gilbert bu sözler üzerine kahkaha attı. "Daha çok yolunuz var prensim."
O sırada yanlarına ulaşan Emly "Gilbert amca!" diyerek genç adamın kucağına zıpladı.
Gilbert kahkaha atarak prensesi kucaklarken yüz yüze geldiler. "Şu konuda bir anlaşalım küçük. Bu hareketleri sadece yalnızken yapacaksın?"
Emly gülümseyerek uslu bir çocuk edasıyla kafasını salladı. Fakat Gilbert için yeterli olmayan tepki üzerine general küçük Emly'nin fındık burnunu iki parmağı arasına sıkıştırdı.
Burnundan huylanan Emly kahkaha atarak geri çekilirken çakma bir ciddiyet kattığı sesiyle konuştu. "Söz verin genç leydi."
Kafasını büyük bir ciddiyetle sallarken aynı surat ifadesiyle "Söz veriyorum Gilbert amca." dedi.
Gilbert gülerek kafasını iki yana salladı. Kraldan çok ağabeyi yerine koyduğu adamın çocuklarının ikisini de çok seviyor, tıpkı kendi evladı Camoron ile ilgilenirken aldığı keyfi alıyordu onlarla birlikteyken. Fakat küçük prensese ayrı bir düşkünlüğü vardı.
Gilbert'ın Caleb ile yaşıt bir oğlu vardı fakat o her zaman bir kız evladı da olsun istemişti.
İç çekti komutan. Aslında karısını çok seviyordu ve yaşları da hâlâ genç sayılırdı. Fakat önlerindeki engel komutanın yaptığı işti. Ne zaman, nasıl öleceği belli değilken arkasında bir kız evlat bırakmaktan çekiniyordu. Bu yüzden Emly onun manevi evladı gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Saltanat
FantasyYasak ve kanlı bir aşk hikâyesi... "Beni bırakmayacaksın değil mi?" Adam bu soruyla kalakaldığını hissetti. Kalbi teklerken bedeninin dayanıklı bünyesine rağmen buz kestiğini düşündü. Kadının sanki anlamışçasına sorduğu bu soruyla adamın ruhundan sü...