BÖLÜM 2.

181 8 3
                                    

Off Allah'im ben bu soruya ne cevap verecegim? Lutfen yardim et bana  Allah'im ne olur yardim et. Eger sinirlenirse beni bitirir. Ne diyecegim ki ben simdi abime?

Ben ne cevap vereceğimi düşünürken kapı çaldı ve koşar adımlarla gidip kapıyı açtım. Gelen abimin arkadaşlarından biriydi. Adının ne olduğunu hatırlamaya tenezzül etmedim. "Neyse ben odama çıkıyim siz de rahat rahat konuşun," dedim ve bir şey demelerine fırsat vermeden odama çıktım. Evet o çocuğa bir teşekkür borcum vardı ama nedense ilk gördüğüm günden beri o çocuğa bi uyuz oluyorum.

Neyse odama çıktım ve telefonumu elime aldım. Birini arayıp içimi dökme ihtiyacı hissettim. Esra'yı mı yoksa Ceyda'yı mı arasam diye düşünmeye başladım. Esra ve Ceyda benim ortaokuldan beri arkadaşlarım. Tabiki sadece onlar değil. Bizim bi grubumuz var. Esra, Ceyda, Ege, Batuhan, Enes ve benden oluşan bir grup. Enes ve ben önceden sevgiliydik. Ama bunu kimseye söylemedik. Emin olumca söyleyecektik ama biz emin olamadan ilişkimiz bitti. Buna rağmen hala iyi arkadaşız. Okulda herkes grubumuzu biliyor yani okulda populer ve cool bi grubuz.

Esra'yı aramaya karar verdim çünkü Esra biraz alıngan bir kız. Yani Ceyda'yı ararsam "neden beni aramadın?" diye trip atar.

"OooO sen beni arar mıydın?"

"Buluşalım mı Esra? Konuşmaya ihtiyacım var."

"Tabiki tatlım. Öyleyse her zamanki cafede buluşuyoruz."

"Tamam gorüşürüz."

Dedim ve telefonu kapattım. Hemen dolabımın önüne gidip kıyafet aramaya başladım. Asi ve biraz gotiğe kaçan bir tarzım var ama aslında şirin bir tarz. Hemen bordo mini bir etek  ve altına dantelli bir çorap giydim. Üstünede siyah ve sarı renklerden oluşan kareli bir lise gömleği giydim. Daha sonra aynanın karşısına geçtım. İmmm bu kombine nasil bir saç uyarr?? Hemen saçlarımı düzleştirdim ve sarı bir bere takıp aşağı indim. Siyah supra tarzi botlarımı giydikten sonra abime "Abi ben çıkıyorum Esra'yla buluşucam." dedim. Kafasıyla beni onayladı ve bende dışarı çıkıp taksi durağına doğru yürüdüm. 15 yaşında olmama rağmen bir ehliyetim var evet ama 16 yaşıma kadar araba yok. Neyse 1 hafta sonra 16 yaşıma giricem.

Taksiye binip Cafe"yi tarif ettim. Bir yarım saatlik yolculuktan sonra cafenin önünde durduk. Taksiciye parasını verip taksiden indim ve cafenin içine girdim. Esra her zamanki masamızda oturuyordu bende gidip karşısındaki koltuğa oturdum.

"Oh may gad Beste tarzsın" diyip elini baş parmağını kaldırdı

"Saol canım sen de fazlasıyla tarzsın."

Ona baktığımda  siyah bir kot şort'un altına tenini göstericek açıklıkta bir siyah çorap üstüne mavi bir gömlek giymişti. Çorabın üstüne diz kapağına kadar  bir tane daha siyah çorap ve mavi bağcıklı siyah conversleriyle gerçekten de tarzdı.

"Eee neymiş bakalım konuşucağın konu?"

"Klasik şeyler işte maksat seni görmek" dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi.

"İnsan hayatını değiştiremiyor Beste. Ve kalbinide. Ne yazık ki çok acılar çektin. Sadece sen değil herkes çok acı çekti. Kimsenin mükemmel bir hayatı yok ki."

Dedikten sonra gözlerinin dolduğunu fark ettim.

"Biliyorum. Kimsenin mükemmel bir hayatı yok. Sadece hayat adil değil. Bazıları zenginlikle sınanıyor, bazıları ise fakirlikle."

Diyip sözlerini tamamladım. Bana bakıp gülümsedi. Bu sırada masamıza 2 çilekli milk shake geldi.

"Çilekli milk shake rahatlatır diye düşündüm," dedi ve milk shake'inden bir yudum aldı. Bende  "Çok iyi düşünmüşsün." dedim ve bende milk shake'imden bir yudum aldım.

************************************

O hiç sevmediğim ses yine beni uyandırmak için son ses bağırıyordu. Evet sabahın köründe alarm çalıyordu ve bana "Evlenmek istediğin yatağından kalk ve şu lanet olası okuluma gidip o muşmula kılıklı tiplerle aynı ortama katıl." der gibiydi.

Alarmı kapatıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Sonra dolabımdan okul kıyafetlerimi çıkardım ve yavaş yavaş giymeye koyuldum. Okulda bir günlüğüne serbest giyiniyorduk ama ne yazık ki bugün o gün değildi.

Aynanın karşısına geçip saçımı yandan ördüm. Kafama gri bir bere ve ayaklarima uzun bot converslerimi giyip aşağı indim. Drew ve abim çoktan kahvaltıya başlamışlardı;

"Abi ben çıkıyorum."

"Otur bişiyler ye."

"Yok geç kaldım okula zaten. Emir'i okuluna sen bırakısın." dedim ve bir şey demesine fırsat vermeden evden çıktım.

Okulun kapısından girerken ayaklarım geri geri gidiyordu. Burası özel bir okul olduğu için heryer; parasıyle dünyadaki herşeyi satın alabileceğini sanan zengin züppelerle doluydu. Em başta da okulun en populer çocuğu Yağız.

Evet Yağız populerdi ve onu hiç sevmiyordum ama ne yazık ki bana musallat olmuştu. Okuldan içeri girer girmez arkamda bir ses kulaklarımı doldurdu;

"Hoş geldiniz güzel bağyan."

"Ne istiyosun Yağız?"

"Sencede gayet açık değil mi? Seni istiyorum."

"Bu asla olmuycak."

"Görücez güzelim. Ama şunu unutma ki ben istediğim herşeyi elde ettim."

Dedi ve yanağımdan bir makas alıp gitti.

MULTİMEDYADA YAĞIZ.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin