Uyandığımda üzerimde bir ağırlık hissettim gözlerimi açtım bu Marinette di saçları dağılmıştı ve sımsıkı bana sarılmıştı
önüne gelen saçları yavaşça düzelttim ve saçını okşamaya başladım
Bir süre sonra uyandı suratıma bakıyordu daha kendini gelmemişti yarım açık gözlerle suratıma bakmaya devam etti sonra gülümseyip "günaydın" "Günaydın prenses" "Saat kaç" "Bilmem ama sanırım 11 e geliyo" hızlıca kalkmaya çalıştı ama kalkamadı çünkü ben onu brakmamıştım "adrian bırak beni okula geç kalıcaz" "Ne okulu bu gün cumartesi" sonra durdu "cumartesi mi nası yaa" "Prensesim sen iyimisin" "Eee evet" "Pekiii.... Hadi kahvaltımızı yapalım daha bizim eve gidicez" "Onu tamamen unutmuşum"
Yataktan kalktık hızlıca hazırlanıp kahvaltımızı yaptık benim arabama binipeve gitmeye başladık hızlı olmalıydık çünkü babama 11 de geliceyimizi söylemiştim ve saat 11 buçuktu ve babam bekletilmekten hiç hoşlanmaz
Eve vardığımızda Nathali bizi kapıda karşıladı
"Buyrun bay Agreste sizi çalışma odasında bekliyor" "Saol Nathali hadi gel mari" Mari nin elini tuttum ve çalışma odasına götürdüm içeri girdiyimizde babam koltukta oturmuş bizi bakıyordu hemen karşısındaki iki kişilik koltuğa oturduk babam bizi süzmeye başladı sonra bana döndü "Adrian marinetteyle özel olarak konuşucam sen odanda bekle" "ama ba-" "adrian odana dedim" "p-pe-peki baba" Koltuktan kalkıp mari ye iyi şanslar der gibi bakarak çıktım
Yatağımda oturmuş tavanı seyrediyordum ne konuştuklarını çok merek ediyordum sonra kafamı dağıtmak için televizyonumu açtım açtığım an karşıma mari ve benim bir fotoğrafım çıktı yavaşça dikeldim ve altta yazan yazıyı sesli bir şekilde okumaya başladım
"Ünlü playboy Adrian Agreste yeni sevgilisiyle kameralara yakalandı"
Playboy mu!? tamam önceden bir kaç kere eşeklik yapmış olabilirim ama okadarda deyil
Bu magazin programlarından nefret ediyorum insanları özel hayatına karışıp duruyorlar
Televizyonu kapatıp aşağıya indim mari yeni odadan çıkıyordu hemen kolundan tutup misafir odalarından birine sokup yatağa oturttum bana anlamaz gözlerle bakıyordu "Adrian ne oldu beni buraya niye getirdin" Suratına eğildim suratlarımız arasında bir karış mesafe vardı "babamla ne konuştunuz" "Eee şey tasarımlar evet tasarımlar hakkında konuştuk"
Marinette
Aptal aptal ona sırıtıyordum oysa bana şüpheli gözlerle bakıyordu
"Mari hiç yalan söylemeyi beceremiyorsun" "Evet malesef" "Şimdi bana ne konuştuğunuzu baştan sona anlatıyorsun" "Peki ilk olarak bana iş teklif etti hem tasarımcı olarak hemde model olarak" "Başka" "Eee şey" "Ee ney " "Evlenmezi istiyo"
