Marinette
Kendi odamda bir tasarımla uğraşıyordum sonra kapıya biri iki kere vurdu gir dedim içeri asistanım Azura içeri girdi
Az:bayan Marinette size bir mektup geldi
M:mektup mu?
Az:evet efendim
M:tamam masaya bıraka bilirsin
Az:peki efendim
Diyip elindeki mektubu masaya kuydu arkasını dönüp kapıya yöneldi
akşamdı hava kararmaya başlamıştı ama benim daha işlerim bitmemişti çünkü bir tasarımcımız bugün gelmemişti bu yüzden işim uzamıştı bende azura gitmeden bir kahve istedimAzura odadan çıkınca uğraştığım tasarıma devam ettim
Tasarımı bitirdim diyer bitmiş tasarımların olduğu dosyaya koydum daha yapmam gereken 3 tasarım vardı bi of çekip neredeyse soğumuş kahfemden bir yudum aldım sonra gözüm masadaki mektuba takıldı uzanıp mektubu aldım önünde çince Pekin yazan bir pul vardı şaşırdım çünkü Çin'deki akrabalarımı hiç görmemiştim akrabalarının annemi pek sevmediyini ve onları en son fransaya taşınmadan önce gördüyü söylemişti
mektubu açtım içendeki katlanmış kağıdı çıkardım ve açtım
(He bu arada Çince yazıyor ve mari çince biliyo)
"Merhaba Marinette ben deden jing bu mektubu okuyorsan ben ölmüşümdür bunu okuduğunda şaşırdığını tahmin ediyoru nede olsa adımı bile bilimiyordun sana anlatmam gerekenler var öncelikle çinde büyük bir şirketim var ve her zaman düşmanlarım vardı ve durmadan tehdit mektupları alıyordum sonra annen doğdu şirkette annenle birlikte büyüdü ama anneni kimseye söylemedim çünkü ona zarar vermelerinden korkuyordum evde eğitim görüyordu bir gün eve geldiğimde eşimi koltukta kanlar içinde buldum koltuğun başında bir kağıt vardı üstünde de seni uyarmıştık yazıyordu artık emindim annen benimle kalamazdı... benim kızım olamazdı bende onu fransaya gönderdim o zaman 18 yaşındaydı ondan pek haber alamıyordum çünkü tehlikeliydi sonra annenin katillerinin kim olduğu bulundu rakip şirketlerden birinin sahibiydi polislerden kaçmaya çalışırken vurulup öldü varisi olmadığı için şirketide dağıldı bu benim için harikaydı çünkü rahatça annenden haber alabilirdim ama aldığım haberle şaşırmıştım çünkü o evlemiş ve sen doğmuştun bende cesaret edemedim ama artık bir önemi yok Çin'de ki şirketi sana bıraktım seni uzun zamandır takip ettiriyorum gerçekten çok yeteneklisin sana güveniyorum"
Şoka girmiştim (hayır o espiriyi yapmıycam) aklım almıyordu kapıdan gelen sesle kendime geldim
Az:bayan Marinette ordamısınız
M:ne..he aaa evet girebilirsin
Az:bay Adrian sizi çağırdı ama siz iyimisiniz benziniz atmış
M: aaa saol iyiyim Adrian'a haber vermene gerek yok ben giderim şimdi
Az:peki efendimAzura odadan odadan çıktı bende mektubun arkasına baktım çince bir bir adres vardı altında da 'şirketin adresi' yazıyordu
Bu konuyu Adrian'la konuşmam lazım hemen dosyaları topladım Adrian'a gidicek dosyaları aldım ve odadan çıktım Adrian'nın odası hemen karşımdaydı kapıyı çaldım gir komutuyla içeri girdim arkamdan kapıyı kapattım
A:hoşgeldin hayatım
M:hoşbulduk ama seninle konuşmam lazım . elimdeki dosyaları masaya koyup Adrian'nın masasının karşısındaki siyah deri koltuğa oturdum
A:Marinette bir sorun mu var
M:aslında evet . diyip mektubu ona uzattım
Bi bana bide mektuba baktı
A:eee mari yanlız bu çince
M:ay unutmuşum ben sana özetliyim
(İşte mektupta yazanları anlatıyo biraz üşengecimdirde😅😅)
A:ailen hiç anlatmadılar mı
M:hayır... sanırım Çin'e gitmemiz lazım
A:tamam yarına bir uçak ayarlarım işin bittiyse eve gidelim
M:yarın akşama 3 tasarımım kaldı
A: tamam o zaman şöyle yapalım şimdi eve gidelim dinlenelim sabahtan sen tasarımları yaparsın bende babamla bu konuyu konuşurum sonrada gideriz
M:peki hadi çıkalım≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈≈
Biliyorum gelmesi çok uzun sürdü ve bunun için hiç bir bahanem yok sorryy
Herşey dahil 517 kelime